25 ayın zirvesinde
Enflasyon Mayıs ayında yüzde 0.4 artışla beklentilerin altında kaldı. Ancak yıllık TÜFE yüzde 9.66 ile 25 ayın zirvesine çıktı.
Enflasyon Mayıs’ta gıda ve alkolsüz içecekler grubunda bir önceki aya göre gerçekleşen düşüşün etkisiyle yüzde 0.4 ile beklentilerin altında kaldı. Ancak yıllık TÜFE yüzde 9.66’ya yükseldi ve 25 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Uzmanlar Mayıs’ta enflasyonun yüzde 0.7 çıkmasını bekliyordu.
TÜİK’in verilerine göre,Yİ-ÜFE Mayıs yüzde 0.52 gerilerken, yıllık artış yüzde 11.28 olarak gerçekleşti.
Tepe noktasında
Ana harcama gruplarında en yüksek aylık artış yüzde 9.19 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşirken, lokanta ve otellerde yüzde 1.11, eğitimde yüzde 0.99, sağlıkta yüzde 0.98, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.49 artış gerçekleşti. Yıllık bazda en fazla artış gösteren grup yüzde 14.11 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Aylık bazda en fazla düşüş gösteren ana harcama grubu yüzde 1.35 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Ulaştırmada yüzde 0.50, ev eşyasında yüzde 0.16, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.15 düşüş görüldü.
Enflasyonun beklentilerin altında artması ve Merkez Bankası’nın TÜFE’nin Mayıs’ta tepe noktasına ulaştıktan sonra Haziran’da düşüş trendine gireceğini söylemesi, faiz indiriminin devam edeceği beklentisini güçlendirdi.
Merkez Bankası’nın elini rahatlattı
Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, yayınladığı notta elektrik ile doğalgazda zam olmaması ve TL’de ciddi değer kaybı gerçekleşmemesi varsayımı altında 12 aylık vadede enflasyonun yüzde 6’ya kadar düşme olasılığı olduğunu belirtti. Altınsaç, şunları kaydetti: “Bu kapsamda 24 Haziran’da yapılacak olan Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 50 baz puanlık bir indirim daha bekliyoruz. Yılın tamamında ise şu an yüzde 9.5 olan politika faizinin yüzde 8’e çekileceğini bekliyoruz.” Altınsaç, global ortam daha destekleyici olması ve bu kapsamda TL daha fazla değer kazanmaya devam etmesi durumunda politika faizinde daha yüksek indirimler de söz konusu olabileceğini belirtti.
Dolar 2.11 TL’ye fırladı
Beklentilerin altında gelen enflasyon verisi ardından ilk tepki olarak gerileyen dolar, gelişmekte olan piyasalarda bozulma ve Başbakan Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik eleştirileri ardından 2.1175 TL seviyesine kadar tırmandı. Güne 2.1050 TL seviyelerinden başlayan dolar enflasyon verisi ardından 2.0965 TL’ye kadar geriledi. Ancak gelişmekte olan ülke para birimlerinde görülen değer kaybı ve Başbakan Erdoğan’ın hızlı faiz indirimi yapması nedeniyle Merkez Bankası’nı eleştirmeye devam etmesinin etkisiyle 2.1101 TL’ye kadar yükseldi.
Enflasyon rayından çıkmıyor
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Enflasyon muhtemelen zirveyi gördü, yüzde 9.7 yüksek bir enflasyon, orta uzun vadede enflasyonu yüzde 5’in altına düşürmemizde fayda var” dedi. Euromoney Eurasia konferansında konuşan Bakan Şimşek, şunları kaydetti: “İç talebin yumuşak seyretmesi, çıktı açığının olması gibi nedenler ve makro ihtiyati tedbirlerle enflasyonun aşağı yönlü trende girme ihtimali son derece yüksek. Şu aşamada enflasyonu yukarı çıkaracak fazla bir faktör yok, enflasyon kontrolden çıkmıyor, bir düşüş trendine girecek. Cari açık daralacak, zaten cari açık/GSYH yüzde 5’e geriledi, bu yönetilebilir bir düzey.”
Haziran’ı pas geçmez
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, Mayıs ayı enflasyon verilerinin Merkez Bankası’nın beklentilerine paralel olduğunu ve elini bir miktar rahatlattığını söyledi. Bürümcekçi, şunları belirtti: “Merkez Bankası’nın Haziran ayını pas geçeceği ön tahminimizin olasılığını azaltacak bazı gelişmeleri de izlemekteyiz. Haziran’da sabit kalsa da, enflasyonun yönünü aşağı çevirmesiyle faiz indirimlerinin Temmuz’dan itibaren devam edebileceği ve toplamda 125 baz puana ulaşabileceğini de belirtmiştik. Buna karşılık, iki önemli ve yadsınamayacak gelişmenin bu beklentimiz üzerindeki riskleri artırdığını da düşünmekteyiz. Birincisi, son günlerde ABD 10 yıl tahvil faizlerinin bu yıl ilk kez yüzde 2.50 seviyesinin altına inmesi ki, getiri eğrisi bağlamında yurt içi faizlere de etkisi olmaktadır. İkincisi Başbakan Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik sert eleştirileri sonrası artan politik baskı algılamasıdır. İndirimin boyunu agresifleştirmesi durumunda Merkez Bankası’nın kredibilitesi açısından olumsuz yansımaları olacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda, Bakanlar Kurulu sunumunda yer verilen bir grafikte ‘ölçülü faiz indirimleri’ ve ‘sert faiz indirimi’ etkilerinin karşılaştırılarak tercihin ölçülüden yana olacağı mesajının verilmesini olumlu haneye yazıyoruz.”