20 yıl sonra ilk kez konuştu! ‘Yapmadım’ dedi ama...
20 yıl sonra yakalanan Sabancı suikasti faili İsmail Akkol, suçlamaları reddetti ancak “O gün ölen, kapitalist sistemin sahiplerindendi” diye konuştU
Sabancı suikastinin 20 yıl sonra geçtiğimiz Şubat ayında yakalanan firari şüphelisi İsmail Akkol, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, suçlamaları kabul etmeyerek, “Yaşamım boyunca kimseye işkence yapmadım. 45 yıldır halkıma zarar verecek hiçbir eylem içinde bulunmadım. Bizlere işkence yapanları bulacağız, ister gökdelenlerin en üstüne çıksınlar, ister gizlensinler, biz onları bulup yargılayacağız ve hesabını soracağız. O gün ölen kapitalist sistemin sahiplerindendi. Onlar gökdelenleri temsil ediyor yani zenginleri. Biz ise gecekonduları temsil ediyoruz yani fakir insanları. Bugün söyleyeceklerim bu kadar. Savunmamın geri kalanını daha sonra tamamlayacağım” diye konuştu.
‘Öldüysem konuşan kim?’
“Hakkımda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Savunma yapmam isteniyor ama bu hakkım elimden alınıyor” diyen Akkol, davanın bu noktaya gelmesinin sebebinin ölen kişinin konumu olduğunu öne sürerek, “Bu yüzden davayı bitirmiyorlar. Hakkımda birçok haber çıktı. Benim öldüğümü bile yazmışlardı. Eğer öldüysem ya da öldürüldüysem burada konuşan kim?” dedi.
‘O fotoğraftaki benim’
Özdemir Sabancı’ya yönelik suikastin ardından gazetelerde fotoğrafını gördüğünü anlatan Akkol, yurt dışına kaçtığını ve birçok sahte kimlik kullandığını söyledi. Bu savunma üzerine söz alan Sabancı ailesinin avukatı Vehbi Kahveci, sanık Akkol’a bazı sorular sordu. Cinayetin işlendiği gün Akkol’un kimliğiyle Sabancı Center’a giriş yapıldığını belirten Kahveci, “Bu kimlikteki kişi siz misiniz?” diye sordu. Akkol da, “Kimlikteki fotoğraf bana ait. Bu fotoğraf medyaya da servis edilmişti” diye cevap verdi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Akkol’un savunmasını tamamlamamış olması, dosyadaki mevcut delil durumu ve sanığa atılı suçun kaçma şüphesini doğuracağı gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 21 Kasım’a erteledi.
‘Bana benziyor ama ben değilim’
Sabancı Center girişindeki görüntülerden alınan fotoğraflar gösterilerek, “Bu sen misin?’ diye sorulan Akkol bu karelerle ilgili ise şunları söyledi: “Dosyadaki fotoğrafları daha önce de gördüm. Fotoğrafta İsmail Akkol olarak belirtilen kişi bana benziyor ama ben değilim. Bunun ben olduğumu nasıl ispatlayacaklar? O akşam adımı ve gazetelerde resmimi görünce yok oldum. Ben sabah- akşam işe giden bir adamdım, torna tesviye işi yapardım. Mustafa Duyar’ı da, Fehriye Erdal’ı da yalnızca basından tanıyorum. Güya benim kimliğim bulunmuş orada. Ülkeyi terk ettiğimde kendi kimliğimi kendim yaktım. Tanımadığım bir adam aleyhimde konuşuyor, sonra da infaz ediliyor. Mustafa Duyar’ın dışında bir tanık yok, belge yok. Olay yerinde parmak izim var mı? Benim DNA örneğim var mı? Yok.”
‘Kod adına ihtiyacım yok’
Hakim İbrahim Lorasdağı, cinayet ile ilgili itiraflarda bulunan ve 15 Şubat 1999’da tutuklu bulunduğu Afyon Kapalı Cezaevinde öldürülen Mustafa Duyar’ın ifadelerini okuyarak, sanık Akkol’a sorular sordu.
Mahkeme Başkanı: Bayrampaşa Cezaevinde 08 Ağustos 1995 tarihinde Şenol isimli kişiyle görüştünüz mü? Ercan Kartal isimli kişiyi ziyaret ettiniz mi?
İsmail Akkol: Şenol adlı kişiyle 1 kez görüştüm. Ercan Kartal’ı ziyaret etmedim.
M. B.: Kod adınız var mı? ‘Sedat’ kod adını kullandığınız doğru mu?
İ. A.: Kod adım yok. Böyle bir şeye ihtiyaç duymadım. Beni herkes İsmail diye bilir.
‘Duyar hain bir adam’
M. B.: Mustafa Duyar, Bu davadaki eylemleri ifadesinde anlatmış. İfadesinde, Vakko binasının kapısına bomba konulması, Buca Cezaevi’nde 3 kişinin ölmesi üzerine Maslak’taki kışlada 2 eri ateşli silahla vurulması olaylarını birlikte yaptığınızı söylemiş.
İ. A.: Maslak’ta askeri kışla olduğuna dair bir bilgim yok. Mustafa Duyar hain bir adam. Kendisini kurtarmak için yanına bir insan aramış, beni almış yanına.
‘O binaya girmedim’
M. B.: Murtaza Demirci’yi tanır mısınız? Sabancı suikastinde Levent’teki binalara girdiniz mi?
İ. A.: Murtaza Demirci’yi tanımam, Levent’teki binalara girmedim.
M. B.: Mustafa Duyar ifadesinde, “Ben 2 kişiyi, Nilgün Hasefe’yi İsmail öldürdü” diyor. Kurtuluş Dergisi’ni arayarak eylem üstlendiğiniz doğru mu?
İ. A.: Mustafa Duyar’ın söyledikleri gerçek değildir. Keşke burada olsaydı o cevaplasaydı, bunları yüzüme karşı söyleseydi.
‘Kaçakçılar üzerinden yurt dışına çıkıyorum’
M. B.: Sabancı suikastinden sonra yurt dışına mı gittiniz?
İ. A.: Hayır ülkedeydim. Sonraki yıllarda kaçak yollarla zaman zaman yurt dışına çıktım.
M.B.:Şam’a gittiniz mi?
İ.A.: Mustafa Duyar, dosyadaki belgelerden okuduğuma göre “Önce Yunanistan’a, sonra Almanya’ya, oradan da Şam’a gittik” demiş. Şam şurada kaç adım, öyle bir şey yapacak olsam neden Avrupa’yı dolaşayım? Kendi imkanlarımla kaçakçılar üzerinden, sahte kimliklerle yurt dışına çıkıyordum.
Fehriye Erdal hâlâ aranıyor
Suikastin firari sanığı Fehriye Erdal, 1999’da Belçika’nın Knokke kentinde sahte pasaportla yakalanıp yargılanmış, bir yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra ev hapsine alınmış, Mart 2006’da ise firar etmişti. Belçikalı yetkililer, ertesi yılki duruşmada, hakkında beraat kararı verilen Erdal’ın nerede olduğunu bilmediklerini öne sürüyor.