Sivas Madımak Katliamı ile ilgili sözler! 2 Temmuz 1993 Sivas katliamı sözleri ile resimli, anlamlı, duygulu Sivas Katliamı sözleri, şiirleri, görselleri!
2 Temmuz Sivas katliamı ile ilgili sözler, ölenleri anmak o günlerde yaşananları unutturmamak için araştırılıyor. 2 Temmuz 1993'te Sivas'a giden aydın ve sanatçıların konakladığı Madımak Oteli, kalabalık bir grup saldırgan tarafından ateşe verildi. 35 kişi herkesin gözleri önünde diri diri yakıldı. Katliamla ilgili dava ise 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düşürüldü. Katliamın 29. yıldönümünde biz de 2 Temmuz 1993 Sivas katliamı ile ilgili resimli, anlamlı sözler, mesajlar ve şiirler derledik. İşte 2 Temmuz madımak sözleri…
1993 yılında Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’a giden 37 kişi Madımak Oteli'nde diri diri yakılarak öldürüldü. Türkiye tarihinde kara bir leke olarak hafızalardaki yerini koruyan Sivas Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti.
2 TEMMUZ 1993 SİVAS KATLİAMI OLAYI NEDİR?
Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu pek çok sanatçı ve fikir insanı dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente geldi. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.
Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Madımak Oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi.
Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç girişiminden araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
Madımak Olayı sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 gösterici yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.
2 TEMMUZ MADIMAK SÖZLERİ
Kör kuyuların dibinde Yusuf’tum, Kerbela çölünde Hüseyin. Zindanlarda Cem Sultan, Sehpalarda Pir Sultan. Ve Madımak ‘ta otuz yedi CAN. / Yusuf Hayaloğlu
Ben diyorum ki ona: – Kül olayım Kerem gibi yana yana. Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak, Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa… / Nazım Hikmet
Şairler yakılıyorsa ülkende, daha çok şiir oku çocuk. Şairler yakılıyorsa ülkende, sende sen de şiir yaz çocuk… / Hüseyin Yurttaş
Yaşanan her katliam, çağdaşlığa, demokrasiye, laikliğe, barış içinde yaşama ve çok kültürlü dokuya yapılan saldırıdır. Madımak’ta yaşanan da ülkemizin ortak acısıdır. Madımak Katliamının Yıldönümünü anıyorum.
O gün orada yaşananlar iman, izan ve vicdan sahibi kimsenin kabul edemeyeceği olaylardır. Bu olayların bir daha yaşanmamasını diliyorum. Madımak Katliamının Yıldönümünü üzüntüyle anıyorum.
Sivaslıyım dediğimde İlk sordukları Alevi misin? Sünni mi? Hem Alevi hem Sünniyim ben Yafta vurdular bize Yaktılar Madımağı Sordular yine fütursuzca “Yananlardan mısın Yakanlardan mı?” Ben söndürenlerdenim, bizim töremizde misafir yakılmaz Saygıyla anıyorum.
Ateş utandı ateş olduğuna, insan utanmadı insan olduğuna… Sivas katliamında hayatını kaybeden aydınlarımız ve vatandaşlarımızı saygı ile anıyoruz
2 TEMMUZ 1993 SİVAS KATLİAMI İLE İLGİLİ ANLAMLI SÖZLER, MESAJLAR, ŞİİRLER, TÜRKÜLER
Birdenbire
Ateş ve duman
Feryad-ı figan
Sanki elele
Geliyor habire
Üstümüze, üstümüze
Canlar, sazlar
Kan oldular
Kesildi teller
Durdu nefesler
Ama hala
Dimdik ayakta
Ayaktalar
Çığlık kalleş
Sessizlik mi dost
Ateş ve duman
Hain düşman
Issızlığın ortasında
Issızlığın ortasında
Moğollar
Hasretime hasret kattın, hasrete
incinsek de incitmeyiz, zulm ile
geldik size, dikensiz bir gül ile
can veririz, can almayız, biz canız
Akarsular ile coştum, çağladım
hasret ile yandım, ağladım
nice canlar ile kül oldum, öldüm
can veririz, can almayız, biz canız
Pirimi asanlar, doymadı kana
canımı yakanlar, baktı dumana
zulüm yapmaz, insan insana
can veririz, can almayız, biz canız
Nesimiler ölmez gafil, aldandın
mazlumlar ardından gelmez mi sandın
akarsu'lar coştu, birden bulandın
can veririz, can almayız, biz canız
Canımı yaktınız, kanlı sivasta
gülemem, ağlarım, şu gönlüm yasta
canım feda olsun, pir sultan dosta
can veririz, can almayız, biz canız
Bizi yakıp, duman duman, baktınız
yetmedi mi, bir de alkış tuttunuz
sonra birer masum olup çıktınız
can veririz, can almayız, biz canız
Selda Bağcan
Güneşin ak yüzüne, bir duman çöktü.
Bir türkü çığlıkla ateşe düştü.
Kuytu bir köşede bir çiçek küstü.
Döktü yaprağını, boynunu büktü.
Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz.
Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz.
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz.
Bilmez misin ki türküler yanmaz.
Günü gelir sanma hesap sorulmaz.
Dayanır kapına ''Pir Sultan'' ölmez.
Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz.
Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz.
Edip Akbayram
Sonra geldin bir şeydin
Tanrı da tanrı misafiri bu dünyada
Diyenlerin arasına girdim; hafif ıslak bir ağız vardı avuçlarımda
Dört tarafı cüce zürafalarla çevrili bir ormandaydım
En iyisi ben seni seveyim dedim kestirmeden
O patikadan, o biraz engebeli yoldan, çıkayım seni seveyim dedim
Kim bilir, üçümüz beşimiz bir araya gelir indiririz mahlukatı
Sen de unutursun eski arkadaşlarını beni seversin
Benim mürekkebim leke yapar ellerine
Gece yarısı şarap içeceğine birileriyle
Beni okursun onlara sahilde saat ikide, dertliyken,
Delirmiş kadınlar gibi bağıra bağıra gemiler geçer ansızın
Sersem sepet kabarır deniz, su sıçratır, aşk sıçratır
Diye.
Sonra geldin bir şeydin
Ağlıyordun, kucağında yandıkları iyi oldu bu şairlerin diye diye
Şiir yazdığını sanan bir celladın kitabı
Celladın sırtını sıvazlayan bir tıfıl zakkum
Zakkumun dibinde ise tırtıllar, böcekler ona alkış tutan ..
Ama ben geldim aşkım, sen daha zehir zemberek bir tohumsun
Açacaksın, zıplayacaksın aha gökyüzü şuracıkta
Tutup indireceksin göğü
'oteller kenti'ni otellerin yağmalandığı bir memlekete dönüştürenlerle
hayatını bir otelde kalınanın mahcubiyetine sığdıranlar arasında
kalacaksın incecik bir gevşeyişle.
Ben ölümüme iki dakika kala Allah'a inanmayacağım
Böyle bir lüksüm yok, böyle bir kimlikle gelmedim yeryüzüne;
Seninle aynı gezegeni paylaşmak evrenin en güzel şeyi, amma,
Onlarla paylaştığım oksijenden nefret ediyorum
Ateşi, ah o otel ateşini körükleyen pis kokulu her nefeslerinde.
Sonra ben geldim sen hep bir şeydin, bunları dedim tek tek,
Kelime kelime,
Ağlıyordun, gözyaşların yere düşmeden önce
Ben düştüm yere,
Oraya.
Hayatın kefenini diken sahte şairlerin
Parmaklarımla kazdığım
Mezarına Şerefine.
ölüler dirilirdi
çıkamazdım ki otelden
ben otelden hiç cıkamazdım ki
her şeyi bilen bir adam gibi gelip geçerdi
kış
ve hayaletler halinde yaz sürüleri
gündüz ve gece
gece desem gece, gündüz desem gündüz
ve desem ki sonuncu günü
dünyanın insan eliyle yaratılmasının
sonuncu günü
Cansever
Ateş vardı. Can vardı. Canlar vardı.
Yangın ve Ölüm vardı.
Onlar ateşte semaha durdular.
Benim Kabem insandır diyerek
Dost senin derdinden
Ben yana yana
Ali Ali Ali
Ben yana yana diyerek
Canlar katledildiler
2'Temmuz'da
Madımak'ta, Sivas'ta
Öldüler!
Canlar "ölümü güzel kıldılar."
Ali Yıldırım
Renklerde yaşamak seninle
Diyelim ki mavide
Diyelim ki mavide
Gökyüzünün denizle buluştuğu çizgide
Türkülerde yaşamak onunla
Diyelim ki semahta
Diyelim ki semahta
Sazın sözle dönmeğe başladığı anda
Ölümlerde yaşamak sizinle
Diyelim ki sivas’ta
Diyelim ki sivas’ta
Işığın ateşle göz göze geldiği anda
Metin - Kemal Kahraman
Allah Allah dost diyerek
Koştuk Sivas ellerine
Halk türküsü söyleyerek
Coştuk Sivas ellerinde
Dışarda tekbir sesliler
İçerde kara yaslılar
Tüm Sivas'ın suçu yoktur
Ama yaktı Sivaslılar
Madımak'ta şimsek çaktı
Alevler göklere çıktı
Kime kızdı, kimi yaktı
Şaştık Sivas ellerinde
Dışarda tekbir sesliler
Eli sopalı fesliler
Müslüman kanı helal mi
Ama yaktı Sivaslılar
Alev kapladı yanımız
Hak'ka ulaştı canımız
Ateşle yandı tenimiz
Taştık Sivas ellerinde
Dışarda tekbir sesliler
Eli kanlı iffetsizler
İnsan kıyar mı insana
Yazık yaktı Sivaslılar
Devlet baba, devlet baba
Ne kötülük ettik sana
Döne döne yana yana
Piştik Sivas ellerinde
Mahzuni tekbir sesliler
İçerde yanıyor canlar
Şeriatın içtiği kanlar
Bileniyor tüm insanlar
Tüm Sivas'ın suçu yoktur
Ama yaktı Sivaslılar
Sivastan göklere uçtuk
Gönlümüz Hak'kı diler
Alevlerle kucaklaştı
Muhlis'ler Nesimi'ler
Yıldız daği toz dumanlı
Yollarımızı tutmayın
Biz bu yolun son yolcusu
Siz bizi unutmayın
Bu yol çok yolcular gördü
Gültekin'ler Gülsüm'ler
Biz hak'kı severek öldük
Sevmeyenler ne bilsinler
Verdiğiniz bu duman
Sanma ki bizi boğar
Bir Pir Sultan kurban olur
Yüzbin Mahsuni doğar
Yüzbin Mahsuni doğar
Aşık Mahsuni Şerif