Gazete Vatan Logo

‘2. Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük trajedi’

Peru Devlet Başkanı Humala ile Başkanlık Sarayı’nda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye krizi, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük insanlık trajedisi” diye konuştu

‘2. Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük trajedi’

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Peru Devlet Başkanı Ollanta Humala, baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından Peru Başkanlık Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhursbaşkanı Erdoğan, “Bu ziyaretlerde epeyce geç kalındığını söylemek zorundayım” diye konuştu ve şunları söyledi: “Bilindiği üzere, Türkiye’nin de içinde yer aldığı bölge, gerçekten sancılı bir dönemden geçiyor. Suriye krizi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük insani trajediye sebep oldu. 400 bin insan rejimin, destekçilerinin ve DAİŞ gibi terör örgütlerinin saldırıları neticesinde hayatını kaybetti. İşte bu manzara karşısında Türkiye, çatışmalardan kaçan 2 milyon 700 bin insan, Suriyeli olarak söylüyorum ve bunun yanında artı 150 bini aşkın Iraklı’ya da ev sahipliği yapıyor. İnsani meselelerdeki hassasiyetiyle bilinen Peru’nun da Suriyeli mültecilerin acısına ortak olacağına, bu meselenin uluslararası alanda hakkettiği yeri alması için çaba göstereceğine eminim.” Peru Devlet Başkanı Humala ise, “Gerçekten tarihi bir an, ilk defa Peru Cumhuriyeti’ne ülkenizin cumhurbaşkanı bu seviyede bir ziyaret gerçekleştiriyor” dedi.
Başkanlık Sarayı’nı gezdirdi
Peru Devlet Başkanı Humala ve eşi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a saraydaki sanat eserlerini gösterdi.
‘Franco’ yanıtı!
“(Sur için) Toledo örneği verdiğimde Franco polemiği başlatanlar şehir, kültür cahilidir. Biz Toledo deyince Endülüs hatırlarız onlar Franco hatırlar. Biz biblo gibi inşa edilmiş, güzel medeniyetin merkezini hatırlarız. Onlar, Stalin ve Franco zihniyeti olduğu için aklına bir şey gelmez. Biz onlara, o faşist zihniyetlere faşizmin ne olduğunu da öğretiriz, tarihin ne olduğunu da öğretiriz. Diyarbakır’ı, Mardin’i inşa edeceğiz. İstanbul’un kaderi Saraybosna’nın kaderi dediğimde bir BDP’li vekil, ‘bir kez de Diyarbakır İstanbul’un kaderi aynı deyin’ demişti. Diyarbakır, İstanbul, Konya kaderleri birdir, Diyarbakır Türkiye dışında gibi göremem. Bu cümleyi kullanmaktansa son nefesimi vermeye hazırım.”

Haberin Devamı