Gazete Vatan Logo

17 Ağustos depreminde hava nasıldı, 1999 depreminde ay neden kırmızıydı? 99 depreminde gökyüzü

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve o dönem "asrın felaketi" olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde 25 yıl geride kaldı. Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi 45 saniye sürdü. O günle ilgili merak edilen konulardan biri de havanın ve gökyüzünün nasıl olduğuydu. Peki, 17 Ağustos depreminde hava nasıldı, 1999 depreminde ay neden kırmızıydı? 99 depreminde gökyüzü nasıldı?

17 Ağustos depreminde hava nasıldı, 1999 depreminde ay neden kırmızıydı? 99 depreminde gökyüzü

17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova'da yıkıma yol açtı.

Depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı.

Yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı, 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yerinin yıkıldığı depremden 16 milyona yakın kişi değişik düzeylerde etkilendi.

285 bin 211 konut ve 42 bin 902 iş yerinde hasar tespit edildi.

17 Ağustos depreminde hava ve gökyüzü nasıldı?

17 Ağustos 1999 deprem gecesi gökyüzünde yıldızlar çok belirgindi

Teyit.org’un analizine göre Dünya üzerinde günde ortalama 55 deprem olduğunu düşündüğümüzde, bir yerdeki atmosferik değişimlerle başka bazı yerlerdeki depremleri ilişkilendirmek pek de anlamlı bir çıkarım olmuyor.

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Bülent Özmen, “Bilindiği gibi dünyamız çekirdek, manto ve yerkabuğundan oluşuyor. Depremler mantoda meydana gelen konveksiyon akımlarına bağlı olarak yer kabuğunun değişik yönlere doğru kaymaya zorlanması ve yer kabuğunun kırılma direnci aşıldığı anda da kırılmaya bağlı olarak oluşan dalgaların yerkabuğunu sarması olayına deniyor. Yani depremler yerkabuğunun altındaki hareketlere bağlı. Hava olaylarıyla bir ilgisi yok.”

Haberin Devamı

Uzmanlar depremlerin hava olayları, gezegen hareketleri, karıncalar gibi birçok farklı detayla ilişkilendirilmeye çalışıldığını ancak bunların hiçbirinin bilimsel verilere dayanmadığını vurguluyor. 

Depremler kilometrelerce derinde gerçekleşiyor; herhangi bir hava koşulunda ve herhangi bir zamanda olabiliyorlar. 

Sıcak ve kuru havalarda depremlerin daha sık meydana geldiği inanışı Antik Yunan’a kadar dayanıyor.