Yargıtay'tan boşanan milyonlarca çifti kapsayan karar! Dededen de nafaka talep edilebilecek
Son dönemde artan ekonomik zorluklar, nafaka ödemelerinde de sıkıntılara yol açtı. Nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün olmaması ya da ödemekten kaçınması durumunda, nafaka alacaklısı için yeni bir umut olacak detay ortaya çıktı. Yargıtay'ın verdiği emsal kararla birlikte, nafaka yükümlüsünün ölmüş olması veya bakma gücünün olmaması durumunda, bir üst zümrede yer alan dededen de nafaka talep edebiliyor. Birçok çift ise durumdan habersiz.

Yargıtay'ın verdiği emsal karar, nafaka yükümlüsü babanın ölmüş ya da bakma gücünün kalmamış olması durumunda, dededen de nafaka istenebileceğini hükme bağlanmıştı. Bu karar, özellikle zor ekonomik koşullarda nafaka alacaklısı için önemli bir kapı aralıyor. Birçok çift ise konuyla ilgili detayları bilmiyor.

Son dönemde giderek ağırlaşan ekonomik koşullar, kişilerin yaşadığı ödeme güçlüklerini daha da derinleştiriyor. Bu durum, nafaka ödemelerini de etkiledi ve nafaka yükümlülerinin ödeme zorlukları yaşaması sıkça gündeme gelmeye başladı. Ancak, Yargıtay'ın geçmiş yıllarda verdiği karar, nafaka alacaklıları için yeni bir umut ışığı doğurdu.

Boşanma davaları sonucunda nafaka ödemesine karar verilen tarafın, bu ödemeleri gerçekleştirecek maddi güce sahip olmaması veya ödemekten kaçınması durumunda, nafaka alacaklısı için bir çıkış yolu daha var. Yargıtay, nafaka yükümlüsünün ölmüş ya da bakma gücünün kalmamış olması durumunda, bir üst zümrede yer alan dededen de nafaka talep edilebileceğine dair önemli bir karar vermişti.

Avukat Cansen Erdoğan konuyla ilgili önemli detaylar hakkında bilgi verdi: Nafaka, bir kişinin veya kişilerin bakımını ve geçimini sağlamak amacıyla, diğer kişiye düzenli olarak yapılan maddi yardımdır. Genellikle boşanma, ayrılık veya evlilik birliğinin sona ermesi durumlarında gündeme gelir ve tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi farklı türleri vardır.

Tedbir nafakası, boşanma sürecinde, mahkeme kararı kesinleşene kadar ödenen bir nafaka türüdür. Boşanma kararı verildikten sonra ise, müşterek çocuk için velayeti kendisine bırakılmayan tarafın diğer tarafa ödediği nafaka, iştirak nafakası olarak adlandırılır. Yoksulluk nafakası ise, boşanma sonrası yoksulluğa düşen tarafın geçimini sağlaması amacıyla ödenir.

Bu nafaka türlerinin yanı sıra, aile bireylerinin yoksulluktan korunmasını sağlamak amacıyla düzenlenen yardım nafakası da Türk Medeni Kanunu'nda önemli bir yer tutar. Yardım nafakası, kanunda sınırlı olarak sayılmış aile bireyleri arasında yardımlaşmayı öngörür ve bu nafaka türünde, mirasçılık sırası göz önünde bulundurularak talepte bulunulabilir.

Yargıtay’ın Emsal Kararı: Dededen Nafaka Talebi
Dava dosyası hakkında konuşan Erdoğan, "Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 22 Aralık 2014 tarihli ve 2014/17028 sayılı kararı, nafaka davalarında emsal teşkil edecek nitelikte. Bu kararda, nafaka yükümlüsünün ölmüş olması veya bakma gücünün olmaması durumunda, bir üst zümrede yer alan dededen de nafaka talep edilebileceği hükme bağlandı. Karara göre, nafaka yükümlüsü babanın ekonomik zorluklar içinde olması ya da hayatını kaybetmiş olması durumunda, torun için dede devreye girebilecek.

Dava, boşanma sonrasında velayeti anneye verilen müşterek bir çocuk için açılmıştı. Babasının nafaka ödeme gücü olmaması nedeniyle, çocuğun özel eğitim giderlerini karşılamakta zorlanan anne, çocuğun dedesinden de nafaka talep etti. Ancak ilk derece mahkemesi, dava dilekçesindeki bazı usul eksiklikleri nedeniyle davayı reddetti. Bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edildi.

Yargıtay’ın incelediği dosyada, nafaka talebinin doğru ve usulüne uygun bir şekilde yapılması gerektiği vurgulandı. Kararda, nafaka yükümlüsü babanın ekonomik yetersizlikleri veya ölüm durumu göz önünde bulundurularak, dedenin devreye girmesinin hukuki bir gereklilik olduğu belirtildi. Bu karar, nafaka alacaklıları için yeni bir hukuki zemin oluşturdu.

Yargıtay'ın kararında, dava dilekçesinin incelenmesi sonucunda, nafaka talebinin doğru bir şekilde yapıldığı ve usule uygun olduğu vurgulandı. Mahkemenin, davada husumetin doğru kişilere yöneltildiği göz önüne alarak, işin esasına girip bir hüküm tesis etmesi gerektiği belirtildi. İlk derece mahkemesinin eksik inceleme ve yanlış değerlendirme nedeniyle davayı usulden reddetmesi, Yargıtay tarafından isabetsiz bulundu ve kararın bozulmasına karar verildi." ifadelerini kullandı.

Sözlerine devam eden Cansen Erdoğan, Bu kararla birlikte, ekonomik zorluklar yaşayan veya hayatını kaybetmiş bir nafaka yükümlüsünün bulunduğu durumlarda, bir üst zümrede yer alan aile üyelerinden de nafaka talep edilebilmesi mümkün hale geliyor. Yargıtay'ın bu kararı, zor ekonomik koşullar altında nafaka alacaklıları için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle günümüzün zorlu ekonomik ortamında, nafaka yükümlülerinin sıkça yaşadığı ödeme zorluklarına karşı bu tür hukuki düzenlemeler, mağdur taraflar için hayati öneme sahip olabiliyor." ifadelerini kullandı.