Türkiye'de su krizi alarmı! Kuraklık nedeniyle çekilen sular eski yerleşim yerlerini ortaya çıkardı
Türkiye'de son yıllarda yaşanan kuraklık ve iklim krizi sebebiyle yaşanan su krizi ülke genelinde alarm seviyesine geçildi. Bunu yanı sıra yurdun dört bir yanında kuraklık nedeniyle su seviyelerinin çekilmesiyle bazı yerleşim yerleri gün yüzüne çıktı.
Su taşkınlarını önlemek, içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılamak için 1991'de yapımı tamamlanıp, hizmete açılan İkizcetepeler Barajı'nda su seviyesi Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (BASKİ) verilerine göre yüzde 19,98'e düştü. Barajdan Altıeylül ve Karesi ilçe merkezleri ile 17 kırsal mahalleye su sağlanıyor. Barajda yaklaşık 30 milyon metreküp su bulunup, kente 200 gün yetecek kadar suyun kaldığı belirtildi.
Öte yandan su seviyesinin düşmesiyle taşınan Selimiye köyünün kalıntıları ile 1980'li yıllarda kullanılan İzmir-Balıkesir kara yolu da ortaya çıktı.
1990 YILINDA GÖKÇEADA'YA TAŞINMIŞTI
Çanakkale'nin Biga ilçesinde Bakacak Barajı'nın yapımıyla taşınan 55 haneli Eşelek köyünün 55 hanesi 1990 yılında boşaltılarak Gökçeada'ya taşınmıştı.
Barajda kuraklık nedeniyle su seviyesi ekim ayı itibariyle yüzde 10'lara kadar düştü.
Eşelek köyünün terk edilmiş evleri ve kurum binalarından bazıları kuraklık ve barajın sulamaya açılmasıyla birlikte düşen su seviyesi sonrası gün yüzüne çıktı.
13 BİN METREKÜP SUYU KALDI
NTV'de yer alan habere göre, Bakacak Barajı'nda geçen yıl ve bu yıl kuraklıktan dolayı su seviyesinin daha da düştüğünü söyleyen Çanakkale Ziraat Odası Başkanı Ufuk Ünver, Bakacak'ın Çanakkale'nin en büyük barajı olduğunu dile getirdi.
Barajın bu yıl tarımsal sulamaya açıldığını da sözlerine ekleyen Ünver, "Geçen yıl kuraklıktan dolayı sulamaya izin verilmemişti. Onun için su seviyesi geçen sene bu zamanlar yüzde 35-40 civarındaydı. Ama bu sene sulamaya açılınca şu an su seviyesi yüzde 10'a kadar düştü." dedi.Yaklaşık 13 milyon metreküp suyun kaldığını dile getiren Ünver, "Su seviyesi düşününce eski yerleşim yeri olan Eşelek köyü tekrar açığa çıktı." ifadelerini kullandı.
Bakacak Barajı'nın su seviyesi tarihin en düşük seviyesine ulaştığını söyleyen Ünver, "Eski Eşelek köyü kendi hüviyetine kavuştu. Umarız ki bu yağışlı bir yıl olur ve barajın hiç olmazsa su seviyesi yükselir ve oradaki tarım arazileri ve çiftçiler suya kavuşsun. Su olmazsa tarımdaki üretimde maalesef düşüyor." diye konuştu.
KURAKLIK KAYBOLAN TARİHİ YENİDEN ORTAYA ÇIKARDI
Sivas'ın Hafik ilçesine bağlı olan eski Pusat köyü, 2010 yılında barajın su tutmasının ardından suya gömüldü. Kuraklık, tarımsal sulama ve baraj suyunun 50 kilometre uzaklıkta bulunan 4 Eylül Barajına içme suyu takviye edilmesiyle sular gözle görülür derecede çekildi. Bu durum, yaklaşık 14 yıl boyunca su altında kalan eski Pusat köyünü gün yüzüne çıkardı. Köyde doğup büyüyen ve baraj nedeniyle bölgeyi terk etmek zorunda kalan köylüler geçmişle bugünü bir araya getirmek amacıyla kiraladıkları kepçe ile gün yüzüne çıkan tarihi loğ taşları, su değirmeni borusu, setenler ve yarma taşlarını çıkartarak yeni köyün meydanına taşıdı.
TARİHİ ESER SAYILABİLECEK ESERLERİ KEPÇEYLE ÇIKARTACAKLAR
Halen eski köye indiklerinde duygulandıklarını söyleyen köy halkından Mustafa Depe, köy gün yüzüne çıkınca heyecanlandıklarını belirterek, “Baraj köyümüze 2010 yılında yapıldı. Şimdi sular çekildi. Suların çekilmesinin ardından eski köyümüz gün yüzüne çıktı. Biz de gidip kepçe kiraladık ve tarihi eser sayılabilecek eşyalarımızı çıkarttık. Eski hatıraları canlandırmak istedik. Loğ taşları, setenler, değirmen taşlarımız var. İster istemez heyecanlandık. Eskiyi bir türlü silip atamıyoruz. Hala eski köye indiğimizde duygulanıyoruz. Orası bizim doğup büyüdüğümüz yer. Hatıralarımız çok fazla” dedi.
'BENİM İÇİN HİÇ BİTMEYEN BİR TARİH'
İnsan için gözünü ilk açtığı yerin çok önemli olduğunu söyleyen Pusat Köyü Muhtarı Rasim Corut, “Gerçekten çok duygulanıyorum. Biz de mutluyuz onlarda mutlu. Baya uğraştık zorluk çektik. Loğ taşları, su değirmeni borusu, setenler ve yarma taşları çıkardık. Suyun bu kadar çekilmesini de asla istemezdik. Baraj doluyken de çok güzeldi. Bu eşyalarımızı alma imkânımız oldu buna da çok sevindik.
Ben 12 yaşındayken İstanbul'a gittim. Gelip gidiyordum bağımı hiç koparmadım. O köyde hatıralarım var. Şu an bu yeni köyümde yaşanmışlığım çok daha fazla ama bana sorsalar bu köy mü o eski köy mü ben eski köyümüzü tercih ederim. Bir insanın gözünü açtığı yer önemlidir. Benim için orası bitmeyen bir tarih” şeklinde konuştu.