Sinir sistemini ve hafızayı güçlendiriyor! Unutkanlığı önlüyor, kanserli hücrelerle savaşıyor...

Dış görünüşü daha çok aslan yelesini andırdığı için bu ismi aldığını söylemek mümkün. Tüylü bir görüntüsü olması ile beraber en çok merak edilen mantar türleri içerisinde yer almaktadır. Peki, Aslan yelesi mantarı nedir, nerede yetişir ve yenir mi? Aslan yelesi mantarı faydaları, yetiştiriciliği ve özellikleri konusunda merak edilenler... Özellikle faydaları ile dünya çapında oldukça önemli bir yere sahip olan aslan yelesi mantarı, Türkiye'de de tercih edilen bir mantar türü olarak öne çıkıyor. Özellikle uzak doğu kültüründe tercih edilen ve sağlıklı yanına ile öne çıkan bir mantardır. Dış görünüşünün filiz filiz olması ile beraber aslan yelesi mantarı, bu ismi ile bilinen özel bir mantar türüdür. Özellikle sinir sistemi ve hafızayı güçlendirdiği bilinen bir mantar olması üzerinden, dünya çapında yaygın değerlendirilen bir mantardır. Açık renkli bir mantar türü olması ile birlikte, sağlık açısından önemi eşliğinde bilinen bir mantar türü olduğunu söylemek mümkün. Aslan yelesi mantarı daha çok ağaçların gövdelerinde yetişen bir mantar türüdür. Ormanlık alanları sevmesi ile beraber, gür ormanlık bölgelerde bulmak mümkündür. Gür ve uzun tüylü görünümü ile beraber filiz filiz görseli üzerinden açık bir renge sahiptir. Toplu şekilde dip dibe yetişmesi ile beraber ağaç gövdelerinde rahatlıkla bulmak mümkün. Aslan yelesi mantarı özellikle Uzakdoğu ülkelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Tabii iklim şartları itibariyle bir ormanlık alanlara sahip olduğu için Türkiye'nin farklı bölgelerinde de yetişebiliyor. Daha çok kendiliğinden yetişen bir mantar türü olması ile beraber, ağaçların gövde kısımlarında bulunur. Dünyaca ünlü bir mantar olması ile beraber aslan yelesi mantarı, herhangi bir şekilde zehirli değildir. Ancak tabii çevresi ile etkileşim halinde olduğu için, zehirli birtakım unsurları barındırıp barındırmadığı konusunda uzman bir destek almak gerekir. Direkt olarak toplamak suretiyle tüketmek çok doğru değildir. Ancak genel itibariyle zehirli değildir ve dünya çapında yaygın olarak yenir. Güçlü antioksidan bileşikleri içerdiğinden vücutta oluşma ihtimali olan kanserli hücreleri yanı sıra oluşmuş olan hücrelerle bile savaşır. Vücudu kansere karşı daha güçlü bir hale getirir. Tedavilerde kullanıldığında iyileştirici özelliği olduğu tespit edilmiştir. En önemli özelliği arasında sinir sistemine etkileri vardır. Sinir uyarıcılarının hasara uğramasını önleyerek vücut içindeki sinir sinyallerinin daha sağlıklı bir şekilde beyne ulaşmasını sağlar. Bu özelliği sayesinde unutkanlığın yanı sıra iskelet sistemine de katkı sağlar. Vücut hareketlerindeki komplikasyonları düzenler. Sinir sistemine olduğu sindirim sistemini de olumlu etkiler. Özellikle boğazdan mideye kadar olan tüm bölümlerde ortaya çıkan ülser hastalığı ve gastrik gibi mide rahatsızlıklarının yaşanma riskini azaltır. Ülsere neden olan toksin ve zararlı bakterileri idrar yolu ile atmaya yardımcı olur. Uzmanlar özellikle bu besinin hamilelik ve ergenlik zamanında haftada en az iki defa tüketilmesini önlüyor. Bunun nedeni hamilelik sürecinde kadında değişen hormonların olumsuz etki oranını azaltmanın yanı sıra bebeğin gelişimine katkı sağlamasıdır. Aynı zamanda ergenlik dönemindeki hormonsal değişimlere de iyi gelir. (Yasemin-Hürriyet)