İşte Bakanlığın önerileri: “Bu yıl imsak ve iftar arası yaklaşık 15 saatlik bir açlık gerekiyor. Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için sahur öğünü atlanmamalı, günün Oruç tutulmayan bölümünde en az 2 ana öğün ve ara öğünler yapılmalı. Özellikle iftarda yüklü bir öğün tüketmekten kaçınmalıdır. Sahura kalkmamak ya da sahurda sadece su içmek, açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine, güne hazırlıksız başlanmasına, gün içinde halsiz ve isteksiz olunmasına neden olacaktır. Bir ay boyunca bu şekilde beslenmek sağlık açısından da risk oluşturacaktır. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler, çiğ sebze-meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Aşırı yağlı, tuzlu, ağır yemeklerden ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Orucun âdet olduğu üzere zeytin ya da hurma ve su ile açılmasından sonra yemeğe biraz çorba ve salata ile başlanabilir. Devamında etli sebze yemeği veya yağlı ve ağır olmayan bir et yemeği ve biraz zeytinyağlı sebze yemeği, salata tüketilebilir. Iftar ve sahur arasında meyve, yoğurt ve her gün olmamak kaydı ile küçük porsiyonlarda öncelikle meyve tatlıları, sütlü tatlılar tüketilebilir.” Sıvı gereksiniminin karşılanmasında suyun öneminin büyük olduğu belirtilen açıklamada, “Bir günde tüketilecek toplam sıvı miktarı 2500-3000 ml’dir. Altmış beş yaşından sonra susama hissi azaldığı için bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Prebiyotik besinler, sebzeler, kurubaklagiller, tam tahıllar, yağlı tohumlar, meyveler ve kefir, yoğurt, ayran, boza, tarhana, şalgam suyu ve turşular bağışıklık sistemini olumlu etkilerler. İftardan 1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacaktır” denildi.