Sadece Adana'da buluyor! Birçok kişi bilmiyor, işte kadim kentle ilgili ilginç bilgiler...

Denizi, kumsalları, antik kentleri, kaleleri, portakal bahçeleri, dört mevsim hiç eksilmeyen güneşi, bol oksijenli yaylaları, verimli toprakları ile Adana görenleri kendine hayran bırakıyor. Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının AdaniyaURU adlı şehrinin isminden türemiş. Yunan kolonizasyonu dönemiyle birlikte bölgeye yerleşen Yunan halkları tarafından ortaya atılan iddialar ise bu ismin; Mısır'dan gelip Yunan şehri Argos'a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili olduğu şeklinde. Bir tarım ve sanayi kenti olan Adana yaklaşık 2.200.000 kişilik nüfusuyla Akdeniz Bölgesinin en büyük, Türkiye’nin ise beşinci büyük kenti olarak dikkat çekiyor. Şehir merkezi Toroslar’dan ovada geniş kıvrımlar yaparak Akdeniz’e dökülen Seyhan Nehri’nin kıyısında kurulan kentte bugüne kadar yapılan arkeolojik araştırmalar kentin binlerce yıllık geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle yeme içme kültürü ile dikkat çeken Adana, hem yerli hem de yabancı turistlerin gözdesi. Peki kadim kentle ilgili neler bilinmiyor? İşte Adana'ya seyahat etmeden önce bilinmesi gerekenler... Adana ismi hâlâ değişmeden kullanılmakta olan en eski kent olarak dikkat çekiyor. Tarihte ilk tıp eğitiminin verildiği Asklepion isimli tapınak hastanelerinden birisi Adana’nın Yumurtalık ilçesinde yer alıyor. Dünyanın günümüze kadar gelebilmiş en eski tıp eczacılık kitabının yazarı olan hekim Dioscurides, Adana’da bir antik kent olan Anavarza’dandır. Dünyanın hâlâ kullanılan en eski köprüsü, Adana merkezde bulunan Taşköprü’dür. Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en büyük camisi Adana’da bulunan Sabancı Merkez Camisi’dir. Türkiye’de tespit edilen 400 kelebek türünden yaklaşık 160’ı Saimbeyli ilçesinde bulunmaktadır. Oldukça iri, mavi ve gösterişli bir kelebek türü olan “Saimbeyli Mavisi” adlı kelebek sadece burada yaşamaktadır. Binlerce yıl değişik medeniyetlere kucak açmış kent, günümüzde de Türkiye’nin hemen hemen her yerinden göç yoluyla gelen insanların yerleşim yeri olmuştur.