Metin Akpınar'ın 35 yıl sonra ikiz kızları ortaya çıkmıştı! Coşkundeniz: Birkaç söz söyleme hakkını kendimde görüyorum!
Metin Akpınar'ın 35 yıl sonra ortaya çıkan ikiz kızları Duygu ve Sevgi Nebioğlu kardeşleri magazin gündeminde konuşulmaya devam ediyor. Antalya'da dünyaya gelen, 2 aylıkken bir köyde bakıcı kadına terk edilen sonrası yetiştirme yurdunda büyüyen ve 6 yaşında evlat edinilen ikizlerden Duygu Nebioğlu, "Umarım hayattadır" dediği kendisine bakan kişiyi dün bulduğunu açıklamış ve fotoğraflar yayınlamıştı. Bugün ise Posta Gazetesi yazarı Mehmet Coşkundeniz Metin Akpınar konusunu köşesine taşıdı.
Göksel Özdoğdu ile 62 yıldır evli olan Metin Akpınar'ın başka bir kadınla birlikteliğinden doğduğunu öne süren Duygu Nebioğlu'nun babalık davasını bir yıl önce Antalya Akseki'de açtığı ortaya çıkmıştı.
Dava geçtiğimiz hafta sonuçlandı ve DNA raporuyla Metin Akpınar'ın, Duygu Nebioğlu'nun babası olduğu kesinleşti. Türkiye bu olayı konuşurken Duygu Nebioğlu'nun bir de Sevgi adlı ikizi olduğu ortaya çıktı.
Sevgi Nebioğlu'nun da ayrı bir dava açtığı, üzerinde gizlilik kararı olan bu davanın henüz sonuçlanmadığı belirlendi. Hikaye 35 yıl önce Metin Akpınar'ın İstanbul'da tanışıp birlikte olduğu kadının ikiz çocuk doğurmasıyla başladı.
Kadın, bakamadığı bu ikizleri Antalya'da bir köye terk etti. İkizler daha sonra devlet korumasına alındı. Antalya Akseki'de yaşayan öğretmen Özdener Nebioğlu ile eşi Emine Nebioğlu da çocukları olmadığı için 1994'te evlat edinmek üzere yurda başvurdu.
Evlatlık olarak kendilerine verilecek Duygu'nun ikizi olduğunu öğrenen Özdener çifti iki kardeşi birden evlatlık edindi. Duygu ve Sevgi bu süreçte öz anneleriyle de görüştü. İkizler 21 yaşına geldiklerinde annelerinden babalarının Metin Akpınar olduğunu öğrendi. İddiaya göre Duygu, bir gösterisine hayranı olarak katıldığı Metin Akpınar'ın saç telini elde ederek DNA testi yaptırdı.
Bu teste göre Metin Akpınar babasıydı. Duygu Nebioğlu, dünkü karardan sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Aldığım yetersiz sevgi nedeniyle beni bağrına basmakta zorlandığı için ağır travmalar yaşadım" diyerek Metin Akpınar'ın tüm bu süreçte kendisinden haberdar olduğunu ama kabullenmediğini ima etti.
Türkiye’nin merak ettiği Metin Akpınar’ın evlilik dışı birlikteliğinde hayata gelen Duygu Nebioğlu son bir haftadır adeta her yerde adından söz ettiriyor.
Posta gazetesi yazarı Mehmet Coşkundeniz ise bugünkü köşesinde yaşanan bu olayı kaleme aldı. İşte Mehmet Coşkundeniz'in yazısı...
Metin Akpınar’ın ikiz kız babası olduğunun ortaya çıkmasından sonra her kafadan bir ses çıktı. Kimisi Metin Akpınar’ı, kızları Duygu ve Sevgi Nebioğlu’na sahip çıkmamakla suçladı, kimisi "Adam 35 yıl sonra baba olduğunu öğreniyor."
"Ne yapsın yani? Öyle hemen de insan baba olarak ısınamaz ki?” dedi. Bazıları da bu olayı kovalayan, mahkemeye gidip Metin Akpınar’ın babaları olduğunu kanıtlayan Duygu Nebioğlu’nu para peşinde olmakla itham etti.
Bu olayı çok iyi takip edip, gazetemizin birinci sayfasındaki haberleri hazırlayan biri olarak birkaç söz söyleme hakkını kendimde görüyorum. Öncelikle, kızlar öyle hemen ortaya çıkmadı. Duygu Nebioğlu tam 14 yıl önce Metin Akpınar’a ulaşıp kızı olduğunu söyledi. Metin Akpınar bu gerçekle yüzleşmekten kaçındı, sürekli durumu idare etmeye çalıştı.
Yani o yıllar boyunca ısınmak için çaba göstermedi. Bu durum da, sevilen oyuncuyu kızlarına sahip çıkmamakla suçlayanları haklı gösteriyor. Ayrıca bu süreçte, kızlarından Sevgi, evlendi, iki de çocuk dünyaya getirdi.
Mesela kızının o mutlu gününde yanında olamaz mıydı? Torunları doğduğunda bir gidip göremez miydi? Gelelim Duygu Nebioğlu’nun para peşinde olup olmadığına...
Böyle olsaydı eğer, Duygu Nebioğlu tüm bu sıkıntıları yaşamadan ortaya çıkar, Metin Akpınar’ın kızı olduğunu söylerdi. Ama sustu. Babasına olan saygısından dolayı sustu. Bütün çocukluğu acı içinde geçmiş olmasına rağmen sustu.
Peki ne tetikledi Duygu’yu? Neden bu kadar yıl sustu da sonra birden konuşmaya karar verdi? Öncelikle mahkemeden gerekli kararı aldı. Ama hepsinden önemlisi, babasının ilgisiz tutumunun devam etmesi Duygu’yu harekete geçirdi.
Duygu, duyarlı, aktivist bir insan. Manavgat’taki o korkunç orman yangınlarında birkaç hayvanı kurtarmak için canla başla çalıştığı çok iyi biliniyor. 6 Şubat depremlerinde Hatay’a ilk yardıma koşanlardan biri. Kendine ait bir dünyası var ve bu dünyada hayvanlar çok önemli bir yer tutuyor.
Babasının gönderdiği aylık 10 bin TL’lik harçlığı da hayvanlara harcadığını kendisi söylüyor zaten. Tüm bunların dışında bence Duygu’nun öfkesinin bir sebebi daha var. O da aşağıdaki yazıda...
O BELGESELE NİYE ÇIKMADI?
Duygu Nebioğlu, yaptığı açıklamada Metin Akpınar’ın 62 yıllık eşi Göksel Özdoğdu’dan hiç de iyi muamele görmediğini söyledi. Hatta bir buluşmalarında Göksel Özdoğdu’nun kendisine, “Söyle bakalım, siz Metin Abi’nizden ne istiyorsunuz? Annenizin yanına gidin” dediğini aktardı.
Ayrıca Metin Akpınar’ın da kendisine “Bunu eşim duyarsa size zırnık koklatmaz” dediğini de söyledi. Duygu’nun öfkesinin altında yatan etkenlerden biri de Göksel Özdoğdu’nun işte bu davranışı.
Duygu elbette ki kendisine bir anne sıcaklığıyla yaklaşmasını beklemiyordu. Ancak en azından haklılığını kabul etmesini ve belki de bir kadın dayanışması içine girmesini bekliyordu.
Bunu göremeyince de Duygu’nun öfkesi patladı ve sadece babasını değil, babasının eşini de hedef aldı. Metin Akpınar’ın hayatını anlatan “İyi ki Yapmışım” belgeselini bilirsiniz. Netflix’te yayınlanan bu belgeselin çekimleri 2020’de tamamlandı. Belgeselde Metin Akpınar’ın hayatına dokunmuş herkes birkaç cümleyle de olsa yer aldı, anılarını anlattı.
Ama nedense bu belgeselde Metin Akpınar’ın 20 yaşından beri birlikte olduğu eşi Göksel Özdoğdu yoktu. Akpınar bunu “Kendisi yer almak istemedi” diye açıklıyor belgeselde.
Peki gerçekten öyle mi? Yoksa tüm bu durumları bilen Göksel Özdoğdu bir tepki olarak mı çıkmadı? Ya da bazı şeyleri söyleyebileceğinden mi korktu?
Gelinen noktada ikizlerin artık Metin Akpınar ile baba-kız ilişkisi kurması pek mümkün görünmüyor. Keşke olay farklı yürüseydi de, Metin Akpınar bilmeden de olsa çok acı çekmelerine sebep olduğu kızlarını bağrına basabilseydi. Bir kız çocuğu için ‘baba’ kavramının ne derece önemli olduğunu anlayabilseydi...