Bu süreçte donöre, ‘sen vazgeç' diyorlar ama o ‘olacağım' diyor. 25 Mayıs 2024 tarihinde hastaneye yatışımız yapıldı. Cem, yoğun ilaçlarla nakile hazırlandı. Bu süreçte donör de nakile hazırlandı ve 3 tane iğnesi yapıldı. 4. iğnesini olması gerekirken görevliler ulaşamamış” dedi.Donörün telefonlarını kapattığını anlatan anne Şahin, sürekli olarak donöre ulaşılmaya çalışıldığını söyledi. Anne Filiz Şahin, “Telefonu kapattığı gün sürekli ulaşmaya çalışıyorlar. Gece saat 02.00'de telefonunu açıyor. O arada TÜRKÖK'ün görevlileri ulaşıyor. ‘Ben vazgeçtim' diyor. Telefon kapattıktan sonra görevliler evine gidiyor; ama ikna edemiyorlar” diye konuştu."DONÖR HUKUKEN DEĞİL AMA VİCDANEN SUÇLU"Donörün vazgeçtiğini öğrendiğinde çok üzüldüğü anlatan acılı anne, “Dünyamız başımıza yıkıldı. Doktorun odasına girdiğimizde doktor bize, ‘Cem'in donörü psikopat çıktı, Cem'in alnına ateş etti' dedi. Sonra ben nakile hazırlandım, iğneler vuruldu ama olmadı. Neden bir B planı hazırlanmadı? Bu B planını TÜRKÖK mü hazırlıyor? Hastane mi? Doktor mu? Benim çocuğum bu ihmaller yüzünden öldü. Hastaneye giderken arabasını kendisi kullandı, götürdü. Hastalığı stabildi, acelemiz yoktu. Şuan bir hukuk mücadelesi başlattım; her türlü yere başvuruyorum, suç duyurusunda bulunduk. Benim çocuğumdan kim bir saniyesini aldıysa onun hesabını sormak istiyorum. Donör hukuken değil ama vicdanen suçlu. Nasıl bir çocuğu yok ettiğinin farkında mıdır acaba? Bir kadın, o da belki annedir, belki anne adayıdır. Benim oğlumu 12-13 gün ölüm korkusuyla yaşattı, aynı acıları yaşasın. Rabbim beni onunla karşılaştırmadan canımı almasın.”