İşten tazminatsız çıkarılmanız için yeni delil bulundu! İşte almanız gereken önlemler

İlk başta baktığınızda kişiye ait yazışmaların başkaları tarafından okunması, yada kullanılması yasalara aykırı. Ama işyerindeyseniz durum değişiyor. Gelin detaylarına bakalım. Haklarımızı ve sorumluluklarımızı öğrenelim. Çünkü konu Anayasa Mahkemesine kadar da gitti ve yüksek mahkeme bir karar verdi. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık haberleşme sistemleri de değişiyor. Birbirimize gönderdiğimiz mesajlar yazıdan sese, sesten görüntüye döndü. Aynı zamanda işyerlerinde de artık haberleşmek için mutlaka e-mail sistemleri kullanılıyor. Sabah'ın haberine göre; Her şirket, kendi çalışanlarına birer e-mail adresi tahsis ederek işlerle ilgili haberleşmede kullanmasına açıyor. Bunun dışında çeşitli servis sağlayıcılardan elde ettiğimiz kişisel adreslerimiz de bulunuyor. Yani hem işverenin adını taşıyan ve uzantısı kuruma ait bir e-mail adresimiz olurken, bir ya da birkaç tanede kendimize ait özel e-mail adresimiz bulunuyor. Kuralları incelerken bu iki adres ayrımını iyi yapmamız gerekiyor. Kişisel adreslerimiz bize ait ve şifresini kendimiz belirlediğimiz adresler. Burada özel yazışmalarımızı yapabiliriz ve bunun izlenmesi okunması bizim isteğimiz dışında olamaz. Zaten birisi bizim isteğimiz dışında bu yazışmalarımızı okur, şifremizi kırar ya da yazışmalarımızı farklı amaçlarla kullanırsa suçlu durumuna düşüyor. İkinci bölüm yani iş yerinin tahsis ettiği e-posta adreslerinde durum değişiyor. Çünkü bu e-mail adreslerinin bize tahsis edilmesinin bir amacı bulunuyor. O da işle ilgili konularda kullanmak. Burada özel yazışma yapılıp yapılamayacağı ya da buradaki yazışmaları kimlerin okuyabileceği ise tartışma konusu oluyor. Sadece işyeri için kullanılan e-mail adreslerindeki yazışmaları işverenin ya da yetki verdiği kişilerin okuması, özel hayatın gizliliği ile ilgili olmuyor. Çünkü bu e-mail adresinde özel yazışma yapmamamız gerekiyor. Yapmışsak ta bunların okunabileceğini bilmemiz lazım. İşte bu noktadaki tartışmalara Anayasa Mahkemesi de kararıyla bir nokta koymuş oldu. 5 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bu karar ile işyerindeki e-postaların okunup okunmayacağı konusu da açıklığa kavuşturulmuş oldu. İlgili kararda uzun bir değerlendirme yapan Anayasa Mahkemesi işverenlerin iş yerinde kullanılan kurumsal e-mail adreslerindeki yazışmaları kontrol edebileceğine ve bunun da özel hayatın gizliliğini ihlal etmediğine karar verdi. İki karar değerlendirildiğinde; işverenin kurumsal da olsa çalışanın kullanımına sunduğu iletişim araçlarının ve iletişim içeriklerinin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünde açık bir ön bilgilendirme yapmasının ve bu incelemenin haklı olduğunu gösteren gerekçelerinin olmasının gerektiği anlaşılıyor. Bu noktada işverenin sizin e-postalarınızı denetleyebileceği ve inceleyebileceği emsal bir karar ile hüküm altına alınmış oldu. Ancak burada işverenini de tüm çalışanları bu konuda uyarması ve e-postaların izlendiği ya da incelenebileceği noktasında bilgilendirme yapması gerektiği kanaatindeyiz. Bu yetkinin kimlerde olduğu da bildirilmeli. Yetkisiz kişiler iş yeri maili de olsa yazışmaları okumamalı. Çünkü bu yazışmalar özel hayatla ilgili olmasa bile şirket sırları, ya da belli departmanların, ya da belli çalışanların genelin bilmemesi gereken bilgilerini de içerebilir. Bu konudaki tedbirleri de işverenlerin alması gerekiyor. İşyeri e-mailini özel yazışmalarda kullanmak tek başına atılma sebebi sayılmasa da bunun sonuçlarının tazminatsız çıkartılmaya giden süreci başlatabilir. Eğer bir işçi çalışması gereken saatlerde işyerinin tashih ettiği bilgisayar ya da diğer ekipmanlarla sürekli kendi özel işlerini yapıyor, sosyal medyada dolaşıyor ya da diğer çalışanların huzurunu bozucu ya da işin yapılmasını önleyici olarak kullanıyorsa bunlar atılma sebepleri olarak sayılabiliyor. Benzer konularda Yargıtay kararları da bulunuyor. Şirket için yazışmalar çoğu zaman iş davalarında delil olarak da kullanılıyor. Mobbing, taciz, hakaret gibi konuların olduğu davalarda eğer suç bu e-mailler vasıtasıyla gerçekleşmişse davacı taraf bu yazışmaları delil olarak mahkemeye sunabiliyor.