İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun en meşhur ve ünlü kabadayıları! Piç Ardaş, İpsiz Recep, Arap Hüsnü...
Kabadayılar ve külhanbeyleri Osmanlı'nın günlük hayatının önemli parçalarıydılar. Bazen illegal işlere karıştılar bazense mahallenin düzenini sağlamaya çalıştılar. 20. yüzyılın başından itibaren bu düzen bozulmaya başladı.
İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun en meşhur külhanbeyi ve kabadayıları...
İpsiz Recep (1862)
İpsiz Recep'in lakabına dair iki rivayet var. Birincisi para tutamadığı ve etrafa para saçmasından dolayı olduğu, ikincisi ise cesaretli biri olduğudur. Kendisi Atatürk tarafından takdir toplamıştır. İlk başlarda Zonguldak çevresinde kömür taşımacılığı yapmıştır. Bozulan işi onu eşkıyalığa sürüklemiştir. Fakat Müslüman halka kötülük yapan Rum çetelerine karşı Kuvayı Milliye'de savaşmıştır.
Odesalı Kosti (1895)
Odesalı Kosti Yunanistan doğumluydu. Taksim civarındaki mekanlardan haraç yiyerek kabadayılık yapardı. Bunu yaparken kimseye yakalanmaz, olay yerinden hızlıca ayrılırdı. Eğer herhangi bir sorun çıkarsa işgal polisleri ona yardım ederdi. Sol kolunda iki çiçeğin ortasında “M” harfi, sağ kolunda ise bir kız resmi bulunurdu. Sol kolunda bulunan “M” harfi sevdiği kadın Mari'nin baş harfiydi.
Solak Ligor (1888)
Solak Ligor bir silahlı çatışma sonrasında sakat kalmıştır. Konya'da yaşayan Ligor babasıyla birlikte İstanbul'a göç etmiştir. Asıl mesleği terziliktir. Kolu sakatlandığı için mesleğini yapamamış kabadayılığa başlamıştır. Tek kolunu kullanabildiği için iyi bıçak kullanmaktadır. Unkapanı'ndan Eyüp'e kadar 4 yıl boyunca bu çevrenin kabadayısı olmuştur.
Piç Ardaş (1886)
Piç Ardaş yaşadığı yıllarda Üskadar'ın tek hakimidir. Sivas doğumlu olan Piç Ardaş, İstanbul'a gelmiş ve Manavcı Ali'yi öldürmüştür. Ardaş'ın sağ eli ve işaret parmağı kesiktir.
Arap Hüsnü (1870)
Arap Hüsnü geceleri insanların rüyasına girecek kadar heybetli birisiymiş. Yüzündeki çukurlar ve sağ kulağının kıkırdak kısmının olmaması onun karakteristik özelliklerindendir. Aslen Trablusgarp doğumludur. Yıllarca Tophane semtini inim inim inletmiştir. İşlediği suçlarda hiçbir zaman delil bırakmamıştır.
Şık Manol (1890)
Şık Manol, söylenilene göre hiç silahla adam öldürmemiş. Şık lakabı nereden geliyor bilinmez ama bu tarzından dolayı olabilir. Kavgalarda genellikle yumruk ve kafasını kullanmıştır.