En-Nesyri, Szmansyki, Cengiz Ünder derken yıldız ismi topa tuttu: Sınırsız kredi verirse işler rayın girmez

Ligde Beşiktaş mağlubiyetiyle zirve yarışında büyük yara alan ve Galatasaray’ın 6 puan gerisine düşen Fenerbahçe, teselliyi Avrupa’da da bulamadı. Sarı-Lacivertliler, Athletic Bilbao’ya 2-0’lık skorla mağlup oldu. Kadıköy’de son bölümleri oldukça gergin geçen maçın ardından Avrupa’da ilk 8 iddiası da zora girdi. Kanarya, kalan 2 karşılaşmada Lyon ve Midtjylland’ın mağlup etse dahi direkt üst tura çıkamayabilir. Rakiplerinin alacağı sonuçlar burada önemli. Eğer Fenerbahçe ilk 8 sırada yarışı tamamlayamazsa Play-Off’a kalacak ve ekstradan 2 maç oynayacak. Bu maçların tarihi 13-20 Şubat. Rövanş karşılaşması sonrasına ise Galatasaray derbisi denk geliyor. Kısacası Fenerbahçe, Play-Off’a kalırsa, rövanş mücadelesinden muhtemel 3 gün sonra ligde Galatasaray derbisine çıkacak. Dolayısıyla hem Avrupa’da iddialı devam edebilmek hem de ekstradan 2 maç oynamamak için ilk 8 potasında Avrupa Ligi’ni tamamlamak Fenerbahçe açısından oldukça önemli. Fenerbahçe, Süper Lig’de 14 maçta kalesinde 13 kez topu görürken, en az gol yiyen takım konumunda. Fakat Avrupa Ligi’nde durum farklı. Sarı-Lacivertliler, geride kalan 5 maçta rakiplerinden 9 gol yedi. Öncesinde eleme aşamasında Lugano ve Lille’e karşı oynanan 4 maçta da rakipler toplam 7 gol attı. Öte yandan Hürriyet yazarı Güntekin Onay, karşılaşma sonrasında Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho'ya eleştirilerde bulundu. İşte Onay'ın değerlendirmeleri: Kabul etmek gerekir ki Athletic Bilbao, Fenerbahçe’den daha güçlü bir takım. Böyle bir rakibe karşı ilk yapmanız gereken; çok iyi mücadele etmek, sabırlı oynamak ve bireysel hata yapmamak. Fenerbahçe yüksek mücadele gücüyle başladı ancak Samet’in bireysel hatasıyla 1-0 geriye düştü. İnaki Williams’ın birinci golünden sonra moral olarak da düşen Fenerbahçe, son derece iyi organize olan Athletic Bilbao karşısında ne akan oyunda ne de duran toplarda rakip kalede etkili olamadı. Sarı lacivertli temsilcimizin hücumda bu kadar yetersiz kalmasının sebebi, Youssef En-Nesyri rakip savunmaları zorlayan bir oyuncu asla değil. Pasör değil, hızlı değil, dribblingi yok. Szymanski de bağlantı oyuncusu değil. Gol tehdidi yok. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünen Allan Saint-Maximin ise çok top kaybı yapıyor. Attığı pasların yarısı rakibe. Şut atmadan pozisyona girmeden “0” gol beklentisiyle oynadı aldığı sürede. İsmail-Amrabat Szmansyki orta sahasından yaratıcılık beklemek mümkün mü? Değil. Hal böyle olunca Amrabat sürekli uzun top atmak zorunda kaldı. Jose Mourinho gibi büyük kariyere sahip, dağ gibi tecrübesi olan bir teknik adam Samet, En-Nesyri ve Szmansyki’de neden bu kadar ısrar ediyor? Anlamak mümkün değil. Sıradaki Avrupa maçı Lyon ile. Fenerbahçe, Fransız temsilcisini yenemezse bu ligden çıkma şansını da iyice zora sokar.

MOURiNHO NEDEN BU KADAR ISRAR EDiYOR?