Daha çok kadınları etkiliyor! Gelenekleri yaşatmak çözüm olabilir
Kış mevsimiyle bireylerde depresif duygular da artıyor. Sonbaharın sonlarından ilkbaharın başlarına kadar halsizlik, aşırı uyku isteği, iştah kaybı, sürekli mutsuzluk ve hüzün hissi yaşıyorsanız, siz de kış depresyonu yaşıyor olabilirsiniz. Düzenli fiziksel aktivite, doğal ışıktan faydalanma, vitamin ve omega-3 içeren beslenme alışkanlıklarıyla kış depresyonunun etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu belirten Klinik Psikolog Melek Abca ayrıca eski kış geleneklerini yaşatmanın ve sosyal etkileşimi artırmanın da ruh sağlığına olumlu katkıda bulunabileceğine vurgu yapıyor.

Duygu Yeşilgöz/ gazetevatan.com
Soğuk havaların gelişi ve kış mevsiminin kendini hissettirmesiyle bireyler daha depresif, mutsuz ya da hüzünlü hissedebiliyor. Mevsimsel duygusal bozukluk olarak tanımlanan kış depresyonu özellikle genç erişkinlerde ve kadınlarda görülse de kuzey bölgelerinde yaşayan ve kışın daha az güneş ışığına maruz kalan kişilerde daha yaygın.

Hormanel değişimler psikolojiyi etkiliyor
Kış depresyonunun özellikle sonbaharın sonlarından ilkbaharın başlarına kadar göründüğüne dikkat çeken Klinik Psikolog Melek Abca, belirtileri halsizlik, yoğun uyku isteği, iştahsızlık, sürekli mutsuzluk ve sürekli hüzünlü hissetme olarak sıraladı.

Mevsimsel depresyona yatkın olan kişilerde kış depresyonunun görülme riskinin yüksek olduğunu söyleyen Abca, kış depresyonunun nedenlerini “güneş ışınlarının azalması, havanın erken kararıp soğuması ve kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirilmesi, fiziksel aktivitelerin azalması” şeklinde özetledi.

Mevsime bağlı gelişen depresyonda belli hormonal değişimler de yaşandığı için bu değişimlerden yüksek oranda etkilenen bireylerin depresyona daha yatkın olduğu ifade eden Abca, depresyon geçmişi olan kişilerin mevsimsel değişimlerden daha çok etkilendiğini belirtirken genç erişkinlerde ve kadınlarda görülme sıklığının da azımsanmayacak derecede olduğuna dikkat çekti:

İnsanlar daha çok evde zaman geçirdiği için ve gecelerin daha uzun olması sebebiyle, tek başına var olmakta zorlanan ve kendini yalnız hissedenler için kış mevsimi daha tetikleyici bir unsur. Kış depresyonu, kuzey bölgelerinde yaşayan ve kışın daha az güneş ışığına maruz kalan kişilerde ise daha yaygın.

Sık sık yürüyüşe çıkın
Kış depresyonundan etkilenmemek için yaşam alanının maksimum doğal ışığı alacak şekilde konumlandırılması önerisi yapan Abca, “Öğle aralarında kısa yürüyüşlere çıkarak doğal ışıktan faydalanabilirsiniz” dedi.

Omega-3 ağırlıklı beslenmek önemli
Düzenli fiziksel aktivitenin endorfin salgılanmasını teşvik ederek ruh halinizi iyileştirdiğini de söyleyen Abca, C vitamini ve D vitamini dışında Omega-3 ağırlıklı besinler tüketilmenin de kış depresyonuna karşı mücadele önemli olduğunu belirtti.

Yaz aylarındaki enerjinin nedeni serotonin
“Uzun karanlık gecelerde artan melatonin ve daha az güneş ışığına maruz kalmamız sebebiyle azalan serotonin dengesini iyi sağlamak gerekiyor” önerisinde bulunan Abca, “Yaz aylarında içimizin daha kıpır kıpır olmasının sebebi mutluluk hormonu olan serotonin salgılanması için yeterince güneş alıyor olmamız. Bu hormonlardaki artış ve azalmalar depresyonun oluşması için gerekli biyolojik etkileri ortaya koyabiliyor. Çünkü serotonin ve melatonin bireylerde uyku ve uyanıklık döngüsünün, enerjinin ve ruh halinin düzenlenmesinde yardımcı. Bu kapsamda yapılan bilimsel araştırmalar da gün ışığı sayesinde vücutta depolanan D vitamininin kış depresyonu semptomları için koruyucu bir faktör olabileceğini de göstermiştir.” Dedi.

Uyku düzeninin de önemli olduğuna dikkat çeken Abca, “Geceleri erken yatıp, sabahları erken kalktığınız bir uyku düzeninde de güneş ışığından daha fazla faydalanabilirsiniz. Stres dengesi için zihni sakinleştirecek yöntemler geliştirmek, ruhumuza ve bedenimize iyi gelecek etkinlikler yapmak, hobilerimize vakit ayırmak, yoga ve meditasyon yapmak, sevdiğimiz kişilerle arkadaşlıklara daha çok yer vermek bu süreçte daha iyi bir ruh haline sahip olmamızı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.

Eski kış geleneklerini yaşatmak ruhu besler
Geleneklerimizi, sahip olduğumuz kültürü ve eski kış gecelerini hatırlamanın ve yaşamanın da ruhu besleyeceğine dikkat çeken Abca, “Kış dönemini, eskiden olduğu gibi gelenek ve kültürlerimizi yaşattığımız, sevdiğimiz insanlarla bir araya geldiğimiz, misafirlik alışkanlıklarımızı sürdürdüğümüz, kış eğlencelerini yeniden canlandırdığımız keyifli bir döneme çevirebiliriz. Belki eskiden olduğu gibi lapa lapa karları göremiyoruz; küresel ısınma, iklimsel değişikler her ne kadar üzerimizde etki ediyor olsa da hayaller insanı yaşatır. Hayallerimiz canlı kalsın ve çocuklarımıza umut aşılayalım. Eski kış gecelerimizi, keyifli sohbetlerimizi, komşularımız ve arkadaşlarımızla misafir geleneğimizi canlandıralım. Yazın kışı, kışın yazı özlemektense anı yaşamak gerekiyor” diye konuştu.