Bursa'da engelli vatandaş 30 yıldır giyemediği ayakkabıların tamirini yapıyor!
Bursa'da 1 yaşındayken geçirdiği ateşli hastalık sonrası yapılan iğnenin sinirleri tahrip etmesiyle bacaklarının dizden aşağısı gelişmeyen ve tutmayan Burhan Kocabaş (51), 30 yıldır hiç giyemediği ayakkabıların tamirini yaparak geçimini sağlıyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle protez sahibi olamayan Burhan Kocabaş’ın en büyük hayali ise takım elbise ve ayakkabı giymek. Ancak protezin de artık şeker hastalığı nedeniyle zor olacağını söyleyen Kocabaş, 'İsterim tabii. Kim ayakta gezmek istemez yani' dedi.

Samsun’un Alaçam ilçesinde 6 çocuklu Sultan (75)-Şahin Kocabaş (82) çiftinin 3’üncü çocuğu olarak dünyaya gelen Burhan Kocabaş’ın 2 bacağı da 1 yaşındayken geçirdiği ateşli hastalığın ardından vurulan iğne nedeniyle sinirleri tahrip oldu.


Engelini kendine engel görmeyen ve çocukluk yaşlarından itibaren çalışma hayatına atılan Burhan Kocabaş, sokakta ayakkabı boyacılığı yaparken tanıştığı engelli ayakkabı tamircisinin cesaretlendirmesi ile meslek sahibi oldu. 30 yıl önce Osmangazi ilçesi Emek Mahallesi’nde açtığı dükkanında kundura tamirciliği yapmaya başlayan Kocabaş, rahatsızlığı nedeniyle taşındığı Mudanya’nın Güzelyalı Mahallesi’nde mesleğini sürdürüyor.

‘ENGELLİLERİN GERİ PLANDA OLMASI, AİLELERİN BİLİNÇSİZLİĞİNDEN KAYNAKLI’
Elleriyle hayata tutunan ve hiç giyemediği ayakkabıların özlemini, ayakkabı tamirciliği yaparak gideren 3 çocuk babası, engelinin çalışmasına engel olmadığını belirterek, hikayesini şu sözlerle anlattı:

“Ateşliyken köyde iğne vurduruyorlar. İğneden dolayı bu hale geliyoruz. Felç oluyor. Tedavisi o zaman olacaktı. Doktora götürmüşler, dayanamaz diye tedavi uygulamamışlar. Öyle kaldı. Fizik tedaviye dayanamam diye 1 yaşındayken, ondan dolayı böyle kaldık. Tedavi imkanı oldu ama maddi imkanlardan dolayı olamadım.

Öyle kaldık bu zamana kadar işte. Boyacılık yaptım. En son bu işe heves ettim. Bu işte 30 senedir devam ediyoruz. Ben çalışmayı seviyorum. Köyden beri hep çalışmak istedim. Engellilerin geri plana atılması, ailelerin bilinçsiz olmasından kaynaklanıyor.

Öğrendikten sonra da iş işten geçiyor. Devlet de belediyeler de öncülük sağlıyor ama aileler imkan sağlatmıyor. Sağlatmadığı için de böyle geri planda kalıyor. Devletin verdiği 3 kuruş maaşla öyle gidiyor. Ben aileme çalışacağım dedim, direttim. Yoksa onlar çalışmaya zorlamıyorlardı. Ben kendim hevesle çalıştım.

Kimsenin zoruyla değil. Kendi kararlarımı kendim vererek başardım çok şükür. Boyacılık yaparken, sokakta tanıştığım engelli bir ayakkabı tamircisi vardı. Nasıl yapıyorsun diye sordum, ‘Kendine güvenen her engelli bu işi yapabilir’ dedi. Biz işte oradan nasip dedik. Allah izin verirse yapacağız dedik, başardık.

Öyle bir heves oldu. Hem boyacılık hem o işi öğrendik. Ve bu işi yapan Emek’te de vardı bir engelli, rahmetli oldu. Onun da ayağı engelliydi. Onun yanına gelip giderken, oturup sohbet ederken, öyle cesaretle öğrendik. Dükkanı da o arkadaştan satın aldım.”

‘TAKIM ELBİSE İLE AYAKKABI GİYMEK İSTERDİM’
Maddi imkansızlıklar nedeniyle protez sahibi olamayan Burhan Kocabaş’ın en büyük hayali ise takım elbise ve ayakkabı giymek. Ancak protezin de artık şeker hastalığı nedeniyle zor olacağını söyleyen Kocabaş, “İsterim tabii. Kim ayakta gezmek istemez yani. Ama maliyetli bir şey. İsterim tabii ayakkabı giymek, gezmek. Takım elbisemle ayakkabımı giymek. Bu işe başlarken, biraz da onun heyecanı da vardı. Ben de böyle giyebilir miyim diye. Ama imkan meselesi. Biraz da bu mesleğe yönlendiren ayakkabı özlemi oldu” dedi.