Başkent Şam kuşatıldı, muhalifler başkente girmeye başladı
Suriye Geçici Hükümet Başbakanı Mustafa, Beşar Esad için zamanın tükendiği mesajını verdi. Öte yandan AFP'nin son dakika haberine göre "Şam'ı kuşattıklarını" söyledi hemen ardından gelen ve bir güvenlik kaynağına dayandırılan son dakika haberine göre ise "Suriye askerleri cepheden kaçarak Irak'a girdi."

Suriye’de muhaliflerin rejime yönelik on gün önce başlattığı ‘Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’ sahada dengeleri değiştirmeye devam ediyor.

Önceki gün Halep’in güneyindeki Hama’yı ele geçiren muhalif güçler, dün de ülkenin üçüncü büyük kenti Humus’a ulaştı. Rasten ve Telbise ilçe merkezlerini ele geçiren gruplar, kent merkezinin batısındaki Vaer Mahallesi’ne girdi, şehir merkezinin iç kesimlerine kadar ilerledi. AFP de rejim askerlerinin muhalif güçlerin ilerlediği Humus’tan çekildiğini aktardı. Ancak Şam rejimi iddiayı doğrulamadı.

Hama ve Humus kentleri, 2011’de başlayan Suriye iç savaşında rejimle çatışan muhalif gruplara duydukları sempati ile biliniyor. Hama’nın muhaliflerin eline geçmesinin ardından önceki gece binlerce Suriyeli, Humus’tan ülkenin Akdeniz kıyısındaki yerleşim birimleri Tartus ve Lazkiye’ye gitmeye çalıştı.

Humus-Tartus yolunda yoğun bir trafik gözlemlenirken yerel kaynaklar, Şam’da yaşayan Rus subay ve ailelerinin de kenti terk ederek Lazkiye’ye geçtiğini aktardı. Lazkiye’deki Ulusal Savunma Kuvvetleri’nin (NDF), alarm durumuna geçtiği iddia edildi.

Uzmanlar Humus’un muhaliflerin eline geçmesi halinde iç savaşta büyük bir kırılma yaşanabileceğini belirtiyor. Ülkenin Şam ve Halep’ten sonra üçüncü büyük kenti olan Humus; aynı zamanda Şam-Lazkiye hattının geçiş noktasında bulunuyor.

Humus’ta kontrolün muhalifler tarafından sağlanması durumunda, Şam yönetimi, Rus üssüne de ev sahipliği yapan Tartus ve Lazkiye bölgesiyle karayolu bağlantısını kaybedecek. Rejim, bu kayıpla Akdeniz’e erişimini de yitirecek.

Suriye’nin Ürdün sınırındaki Dera il merkezi, muhalif grupların kontrolüne geçerken Esad rejiminin bölgedeki 52. Mekanize Tugayı’na saldırıldı ve ele geçirilen silah, zırhlı araç ve tankların görüntüleri yayınlandı.

Yerel kaynakların aktardığına göre Ürdün sınırındaki Nesib sınır kapısı da muhaliflerin eline geçmiş durumda. Bu gelişmelerin üzerine Ürdün ve Lübnan’ın Suriye ile sınır geçişlerini kapattığı belirtildi.

Amerikan The Wall Street Journal’ın haberine göre Mısırlı ve Ürdünlü yetkililer, Esad’a ülkeyi terk etme ve sürgünde hükümet kurma çağrısı yaptı. Suriye Dışişleri Bakanı Bassam Sabbağ da ülkesinde devam eden saldırılara tepki göstererek kınadı.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Sabbağ, “Suriye’de şu anda olan her şey bölgeyi bölmeyi ve siyasi haritayı yeniden çizmeyi amaçlıyor” ifadelerini kullandı. Diğer yandan Rusya’nın Şam Büyükelçiliği’nden dün yapılan açıklamada Rus vatandaşlarına askeri ve siyasi durum nedeniyle Suriye’yi terk etme çağrısı geldi.

İSRAİL ESAD’IN ÇÖKÜŞÜNÜ BEKLİYOR
Amerikan haber sitesi Axios, iki üst düzey İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde MOSSAD’ın Suriye ordusunun savunma hatlarının son 24 saat içinde beklenenden daha hızlı şekilde erimesine şaşırdığını aktardı.

İsrail istihbaratının, Suriyeli muhalif grupların kaydettiği hızlı ilerlemenin Suriye ordusunun çöküşünü hızlandıracağını düşündüğü ifade edildi. Diğer yandan İsrail ordusu, Suriye’deki gelişmelerin ardından işgal altındaki Golan Tepeleri’ne hava ve kara kuvvetleri konuşlandırdığını belirterek tüm senaryolara hazırlandıklarını vurguladı.

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa, “Suriye halkının Şam’a yürüyüşe başladığını” belirterek, “(Beşar) Esad bu saatten sonra yapabiliyorsa canını kurtarmaya baksın” dedi.

Muhalif lider, Suriye Milli Ordusu (SMO) ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yoğunluklu olarak rejim güçlerine karşı başlayan harekât çerçevesinde yaşanan gelişmeleri Hürriyet’e değerlendirdi.

‘BİZ DE ŞAŞIRDIK’
27 Kasım’da başlayan operasyonların başlangıçta Ekim 2019’da imzalanan ve PKK/YPG’nin Tel Rıfat ile Menbiç’ten çıkarılmasını öngören Soçi mutabakatı sınırlarına ulaşılmasını hedeflediğini belirten Mustafa, rejimin gösterdiği büyük kırılganlık sonrası seyrin değiştiğini vurguladı: “Operasyonların başlangıcı Soçi mutabakatı sınırlarına ulaşılmasıydı. Ancak rejim mevzilerinde büyük bir çöküş görünce hızlıca Halep’e girildi. Biz dahil hiç kimse böyle bir gelişmeyi beklemiyordu. İran’ın ve Hizbullah’ın zayıflaması, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle önceliklerinin değişmesi gibi etkenler buraya yansıdı.”

‘KIRILGANLIK GÖRÜNDÜ’
“Aslında bu destekleri ortadan kalkınca rejimin ne kadar kırılgan olduğunu gördük. Hatta rejim 2015’te Rusya’nın savaşa dahil olduğu dönemden bile daha güçsüz çünkü aradaki sürede burada yaşayan insanlara uygulanan baskı ve imkânsızlıklar halkın rejime olan güvensizliğini ve öfkesini arttırdı.”Sahadaki hızlı ilerleyişi de göz önünde bulundurunca Şam’ın düşüp düşmeyeceği yönündeki fikrini sorduğumuz Mustafa, “Özellikle Humus’un durumu burada belirleyici olacak. Lazkiye ve Tartus, Esad rejimini besleyen asıl bölgeler ve buraların Şam ile bağlantısı Humus’tan geçiyor. Bu ikmal hattını kestiğinizde Şam’a diğer bölgelerden ne kadar takviye gönderseler de direnemeyeceklerdir” ifadelerini kullandı.

‘HALK ŞAM’A YÜRÜYOR’
Muhalif lider, gelinen noktada Esad’a müzakere çağrısını yineleyip yinelemedikleri sorusuna ise, “Bu noktada katil Esad’a söyleyecek bir şey kalmadı. Suriye halkı Şam’a yürüyor. Kurtarabilirse canını kurtarsın, bunu nasıl yapacağını da kendisi bulsun. Biz 2014’ten bu yana siyasi çözüm çağrısı yaptık, Türkiye de defalarca bu çağrıyı yineledi ama Esad uzatılan elleri reddederek bugünkü durumu kendisi yarattı. En başta bu çözüme yanaşmadığı için DEAŞ, El Kaide, PKK gibi terör örgütlerine alan açıldı. Son dönemde de özellikle Arap Birliği’ne tekrar kabul edilmesi şımarmasına neden oldu. ‘Savaşı kazandım’ diye düşündü” yanıtını verdi.

‘LİBYA GİBİ OLMASIN’
Geçici Hükümet Başbakanı, tüm bu gerçekliğe rağmen geçiş sürecinin kaosa neden olmaması gerektiğini belirterek, “Libya gibi olmayalım” uyarısı yaptı: “Şimdilik sahada herkesin istediği oluyor ama Suriye’de sivillere bir zarar gelmemesini ve devlet kurumlarının yapısını muhafaza edebilmeyi umuyoruz. Suriye için en sağlıklı yol haritası BMGK’nın 2254 sayılı kararında çizdiği üzere geçiş hükümeti yönetiminde yeni anayasa süreci ve demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesidir. Bunu başaramayan Libya gibi ülkelere baktığımızda bir türlü toparlanamadıklarını görüyoruz.”

‘REJİM VE PKK BİZİM İÇİN FARKSIZ’
Rejim güçlerine yönelik operasyonların yanı sıra terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik harekâtın da süreceğini belirten Mustafa, Tel Rıfat’ın ardından Menbiç’te kontrolün sağlanması için hazırlıkların sürdüğünü söyledi. “Bizim temel planımız terör örgütünü Fırat’ın batısından temizlemekti. Bunun için de hazırlıklarımızı yaptık” diyerek Menbiç’e yönelik bir saldırı hazırlığı olduğunu vurgulayan Mustafa, “Rejim çekildiği bölgeleri PKK’ya devrediyor. Bu anlamda bizim için rejim ve PKK terör örgütü aynı saftadır. Esad’la mücadele ederken PKK terör örgütüne alan açılmasına müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı.