Avrupa'da mülteci krizi büyüyor! Rusya'nın hamlesine ABD'den nükleer yanıt: Hipersonik Dark Eagle füzeleri Almanya'da...


Rusya lideri Vladimir Putin, Avrupa'daki tek müttefiki Belarus'a destek için uzun menzilli bombardıman uçaklarını havalandırdı ve gözler bir anda Doğu Avrupa'ya çevrildi.

İki TU-22M3 bombardıman uçağı ve yanındaki jetlerin görüntülerini ekrana getiren Rus ordu televizyonu Zvezda, uçuşların rutin devriye görevinde olduğunu savundu.

Tupolev-22, Rusya'nın 1960'lı yıllardan beri kullandığı ve düzenli olarak geliştirdiği, nükleer başlık da takılabilen uzun menzilli bir bombardıman uçağı. Jetlerin menzili, 5 bin 100 kilometreyi buluyor.

Moskova ayrıca, ABD’ye ait E-8C keşif uçağının Karadeniz üstünde Rusya sınırlarına 35 kilometre yaklaştığını duyurdu. Rusya Savunma Bakanlığı'na göre, söz konusu uçak Almanya’daki Ramstein Hava Üssü'nden havalandı.

SOĞUK SAVAŞ'TAN BU YANA BİR İLK
ABD ise, Soğuk Savaş'tan bu yana ilk kez Almanya'daki nükleer birimini etkin hale getirdi ve uzun menzilli 'Dark Eagle-Siyah Kartal' hipersonik füzelerle donattı.

Üssün komutanı General Stephen Maranian, füzelerin ABD Avrupa ve Afrika komutanlığının birden fazla alanda operasyon gerçekleştirme kapasitesini kanıtlayacağını söyledi.

Almanya Mainz-Kastel'de yer alan 56. Ağır Silahlar Komutanlığı üssüne yerleştirilen hipersonik füzeler, Rusya'nın başkenti Moskova'yı 21 dakika 30 saniyede vurabilir.

Ses hızının beş katını aşarak saatte 6 bin 500 kilometre hıza ulaşabilen Dark Eagle hipersonik füzeleri, Typhon fırlatma ve kontrol sistemlerine sahip.

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla etkinliği bitirilen nükleer füze birimi, ABD'nin kararıyla 30 yıl sonra bir kez daha dünya gündeminin ilk sırasına yerleşmiş oldu.

İngiliz The Telegraph gazetesi, füzelerin Almanya'ya konuşlandırılmasının stratejik bir seçim olduğunu ve Rusya'nın başkenti Moskova'ya uzaklığın söz konusu seçimi belirlediğini yazdı.

AVRUPA SINIRINDA YÜKSEK GERİLİM
Avrupa Birliği sınırına yığılan binlerce göçmen, Rusya ve Batılı ülkeleri karşı karşıya getirdi. Sayıları 2 bini aşan göçmenin Belarus'ta hiçbir engelle karşılaşmadan ilerleyip Pazartesi günü Polonya sınırına, yani Avrupa Birliği (AB) sınırına dayanması krizin fitilini ateşledi.

Bazı göçmenler sınıra kadar Belarus ordu birlikleri tarafından getirildi. Yüzlerce göçmen ağaç kütükleri ve kürekleri kullanarak sınırı aşıp AB topraklarına girmeyi denedi.

Sınıra binlerce asker gönderen Polonya ordusu ise alarma geçti. Dikenli telleri aşmaya çalışan göçmenler biber gazıyla geri püskürtüldü, bu sırada 'Almanya, Almanya' sloganları duyuldu.

TEKMELEYİP ATEŞ AÇTILAR
Sınırda bekleyenlerin çoğu Irak, İran ve Afganistan'dan gelenlerdi. Polonya Savunma Bakanlığı, dikenli tellerin önündeki göçmenleri sindirmek için ateş açan Belarus askerlerinin görüntülerini paylaştı. Askerlerin ateş açmadan önce göçmenlere vurup tekmelediği görüldü.

Sınırda 'silahlı çatışma' riski bulunduğunu ve Belarus askerlerinin havaya ateş açtığını belirten Polonya istihbaratı, doğu komşusunda 12 bin kadar göçmenin olabileceğini duyurdu.

Sınıra yakın konumda olan BBC muhabiri Nick Beake, Polonyalı yetkililerin bölgede olağanüstü önlemler aldığını, tırmanan krizde neler olduğunu bağımsız olarak doğrulamanın oldukça zor olduğunu söylüyor.

Moskova, beklendiği gibi krizde Avrupa'yı suçluyor. Sınırdaki tabloda Rusya açısından herhangi bir risk görmediklerini vurgulayan Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Avrupa'ya insani krize kayıtsız kalma eleştirisini yöneltti.

Doğrudan rusya'yı suçladı
Polonya lideri Andrjez Duda, Polonya sınırına ve AB'ye benzeri olmayan bir biçimde saldırı olduğunu söyleyip ekledi. "Şu anda Belarus tarafına dönüş yapılamayan bir göçmen kampı mevcut. Bunlar geri püskürtmemizin gerektiği agresif eylemler."

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise krizde doğrudan Rusya'yı suçladı, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko'nun Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in talimatlarını yerine getirdiğini ve krizin Moskova'da yönetildiğini söyledi.

Doğu Avrupa ülkesinin içişleri bakanı Mariusz Kaminski ise parlamentodaki olağanüstü oturumda ''Rusya, bir göç krizini tetikleyerek AB'yi kalıcı olarak istikrarsızlaştırmak istiyor" ifadesini kullandı.

HEMEN PUTİN'İ ARADI
Rusya'nın Avrupa'daki en sevdiği müttefiki Lukaşenko ise, yaptığı ilk açıklamada uçakla Belarus'a inen göçmenleri mafyanın sınıra getirdiğini savundu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'i suçladı.

Lukaşenko, gün içerisinde de Rusya lideri Vladimir Putin'le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin görüşmede sınırdaki krizin ele alındığını açıkladı, Rus medyası ise AB'yi suçlayan haberlere yer verdi.

AB HAREKETE GEÇİYOR
Tartışmalı seçimlerin ardından Putin'in desteğiyle iktidarda kalabilen Lukaşenko'ya karşı AB harekete geçiyor. Uluslararası haber ajansları, Brüksel'in Belarus'a karşı yeni yaptırımlar için anlaşmaya yakın olduğunu bildiriyor.

Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, Lukaşenko'yu göçmenleri kolay giriş vaadiyle AB sınırına toplamakla ve 'gangstervari' bir yaklaşım benimsemekle suçladı.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, bugün Varşova'ya uçacak ve Polonyalı yetkililerle göçmen krizini masaya yatıracak. Avrupa Komisyonu ayrıca, birlik üyesi olmayan bazı ülkelerin Minsk'e olan uçuşlarını durdurmaları için de çağrıda bulundu.

Göçmenlerin Minsk'e getirildikleri uçuşları saptamaya çalışan AB, Fas, Suriye, İran, Katar, Güney Afrika, Somali, Hindistan, Sri Lanka, Venezuela, Rusya, Azerbaycan, Tunus, Cezayir, Libya ve Yemen'den gelen uçuşları takibe aldı.

Polonya'nın komşusu Litvanya da, sınır bölgelerinde olağanüstü hal ilan etti. Litvanya Parlamentosu, sınır muhafızlarına, ülkeye girişlerini önlemek için gerekirse göçmenlere fiziksel şiddet uygulama yetkisi de veren düzenlemeyi onayladı.

Polonya göçmen yoğunluğunun en fazla olduğu yer. Özellikle de ülkenin ana sınır geçişi olan Kuznica ve çevresi. Göçmenler, Belaruslu yetkililerin telefonlarına el koyup, onları sınırdaki çitlere doğru nasıl yönlendirdiğini anlattı.

Sıcaklığın gece yarısından sonra sıfırın altına düştüğü bölgede geçtiğimiz haftalarda birçok kişi hayatını kaybetti. Görüntülü aramayla gerçekleştirilen bağlantıda BBC'ye konuşan 33 yaşındaki Iraklı Shwan Kurd, "Kimse bizim bir yere gitmemize izin vermiyor. Ne Belarus ne de Polonya" dedi.

Kasım ayı başlarında Bağdat'tan Minsk'e gittiğini anlatan Kurd, Polonya'nın dikenli tellerinden birkaç metre ötede geçici bir kampta olduğunu belirtti: "Kaçacak hiçbir yer yok. Polonya bizi ülkeye sokmuyor. Her gece helikopterler uçuyor. Uyumamıza da izin vermiyorlar. Çok açız. Su yok, yemek yok. Burada küçük çocuklar var; yaşlı adamlar, kadınlar ve aileler var."

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Shabia Mantoo, son görüntülerin çok endişe verici olduğunu söyleyerek, "Sığınmacıları, göçmenleri, mültecileri siyasi amaçlara ulaşma amacıyla kullanmak kabul edilemez ve durdurulmalıdır" ifadesini kullandı.

Polonya ve AB üyeleri, Belarus'un insan hakları ihlalleriyle ilgili kendisine getirilen yaptırımların intikamını almak için Orta Doğu, Afganistan ve Afrika'dan yasa dışı göçmenleri getirip AB sınırlarına bırakmakla suçluyor.