Akıllı telefonlar depresyon ve stres seviyelerinde artışa neden oluyor
Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen akıllı telefonlarla ilgili son dönemde artan araştırmalar, bu cihazların depresyon, anksiyete ve stres seviyelerinde artışa neden olduğunu gösteriyor. Peki bu nasıl oluyor?

Özellikle gençler ve çalışan bireylerde bu etki daha belirgin. Bu cihazların uzun süreli kullanımı kronik strese yol açabiliyor. Bunun sebepleri arasında sürekli gelen bildirimler, sosyal medya üzerinden yapılan karşılaştırmalar, aşırı bilgi yüklenmesi ve FOMO (Bir şeyleri kaçırma korkusu) yer alıyor.

Hürriyet'te yer alan habere göre, sürekli gelen bildirimler odaklanmamızı bozar, uzun vadede dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve unutkanlığa neden olabilir. Zihnimiz her bildirimde alarma geçip değerlendirme yapar, bu da sürekli stres yaratır.
Bir diğer önemli neden iş- özel yaşam arasındaki sınırların kaybolması, dinlenme ve kişisel ihtiyaçlara odaklanma zamanını azaltır. Sürekli işe odaklı olma, dinlenmenin azalması kronik stres ve tükenmişlik nedenlerindendir.

Akıllı telefon ekranlarının yaydığı mavi ışık, gece kullanıldığında melatonin hormonu seviyesini etkileyerek uyku kalitesini düşürür. Kötü uyku kalitesi stres seviyelerini artırır ve melatonin salınımı dengesizleştiğinde organlarımız ve cildimiz kendileri için gerekli olan bakımı sağlayamaz ve epigenetik anlamda erken yaşlanmaya neden olabilir.

Aşırı kullanım aynı zamanda fiziksel aktivitemizin azalmasına ve sağlık sorunlarına yol açar. Postür bozuklukları ve boyun kaslarında gerginlik stres seviyelerimizi arttırabilir.

Akılı telefon bağımlılığı, dış dünya ile olan gerçekçi ilişkimizi değiştirir ve duygusal dayanıklılık ve esneklik kapasitelerimizi etkiler.

Bu durum problem çözme yeteneğimizi ve zor durumlarla başa çıkma yeteneğimizi de azaltır. Bu da uzun vadede dış dünyadan kaçınma, hedeflerimizden uzaklaşma ve kronik strese neden olur.

Akıllı telefonları daha bilinçli kullanarak bu etkileri azaltabiliriz. Bildirimler için saat sınırları koymak ve ekran süresini sınırlamak sağlığımızı koruyabilir. Dikkatimizin bölünmediği zamanlar yaratmak ve pozitif ve güvenilir bilgi veren içeriklerle sınırlı kalmak faydalıdır.