Adana'da düşen bir uçak tüm dünyaya konu oldu! Türkiye'nin ilk reenkarnasyon hikayesinin başrolünde O var: Ahmet Delibalta!
1962 yılının Mart ayında Toroslarda düşen bir uçak Türkiye'nin belki de ilk reenkarnasyon hikayesine konu oldu. Gaziyoların en meşhur olduğu dönemde Adana'da bir gazino sahibi olan Ahmet Delibalta, assolistinin işi bırakması üzerine İstanbu'a gitti. Evliydi, üç çocuk babasıydı. Ayrıca metresi de o sıralar 7 aylık hamileydi. Uçak kazasında ölen Ahmet Delibalta'nın hikayesi bir yana kazadan bir süre sonra dünyaya gelen bir çocuk olayı daha da ilginç hale getirmişti.

Ahmet Delibalta, gittiği İstanbul'da aradığı buldu ve 1 hafta sonra şarkıcıyla birlikte Adana'ya dönmek için uçağa bindi. Ancak bir daha gazinosuna geri dönemedim. Uçak Toros Dağları'nın zirvesine düştü. 5 yolcu ve 10 mürettebat da onlarla birlikte yaşamını yitirdi.

Uçağın enkazına ertesi gün ulaşıldı. O gün Milliyet gazetesi “parça parça olan cesetler toplatıldı” manşetini atmıştı. Yoğun kar yağışı nedeniyle Türkiye, Amerika ve İngiltere'den ekipler arama kurtarma çalışmalarına katılmıştı. Buraya kadar hikayenin üzücü kısmını gördük. Şimdi ilginç kısmına geçiyoruz:

Olaydan birkaç gün sonra Yusuf ve Latife isimli çiftin Erkan adında bir çocuğu dünyaya geldi. Delibalta ailesiyle yakınlığı bulunmayan bu insanların Erkan isimli çocuğunun uçak sesine karşı hassasiyeti vardı. İlk başlarda olağan karşılanmıştı ancak büyüyünce işler değişti.

Erkan 4 yaşına geldiğinde annesine ilginç açıklamalarda bulundu.

30lu yaşlarında bir adam edasıyla adının Ahmet Delibalta olduğunu 2 tane eşi ve 4 tane çocuğu olduğunu, bir gazinosu olduğunu ve 4 sene önce istanbul’dan adana’ya gelirken uçağının düştüğünü, kendisinin kazadan sonra yaşadığını ancak dağda donarak öldüğünü söyledi. “Sen benim gerçek annem değilsin. Ben aslında Ahmet Delibaltayım, bir uçak kazası sonrası donarak öldüm.”

Öyle ki Erkan, Ahmet Delibalta olduğu düşünülüp defnedilen kişinin İsrail asıllı bir yahudi olduğunu söylüyordu.

ERKAN, AHMET DELİBALTA'NIN EVİNE GİTTİ
Erkan, Ahmet Delibalta'nın evine gitmek istediğini ailesine ilettiğinde kazadan bir süre geçmişti. Aile karşı çıksa da sonunda kabul edip Delibalta'nın evine gittiler. Erkan orada bulunan ve bulunmayan herkesin ismini söyledi. Ahmet Delibalta’nın kardeşlerini, karısını, çocuklarını ve kayınvalidesini teker teker anlattı.

Daha sonra metresi Fehime'nin evine giden Erkan, Fehime'nin kendisine sorduğu "Beni tanıyor musun" sorusuna doğru cevap verdi. O sırada orada bulunan küçük bir kızı gösteren Fehime, "Ya bu kızı?" diye sordu.

Erkan, "Hayır ama benim kızım olabilir. Ben İstanbul'a giderken sen hamileydin" diye cevap verince herkes şaşırdı.
Virginia Üniversite’sinden Ian Stevenson reenkarnasyon ile ilgili bir kitabında bu hikayeye de yer verdi. Ancak bu binlerce olaydan sadece bir tanesi olarak kayda geçti.