Varlık barışı yeniden geliyor!
CHP'den tepki: Helale haram karıştıranlarla...
Gurbetçinin parasını ve Türk vatandaşlarının yastıkaltında tuttuğu birikimi çekmek için daha önce iki kez çıkarılan ‘varlık barışı’ uygulaması yeniden gündemde.
'MALİYE BAKANI HAZIRLIK YAPIYOR'
Zaman gazetesinden Kadir Dikbaş'ın haberine göre; Türkiye’nin yurtdışındaki varlıklarının çok daha yüksek seviyede olduğuna işaret eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Bu paraların Türkiye’ye getirilmesi için ‘varlık barışı’nın yenisini yapabiliriz. Maliye Bakanı ile görüştük, hazırlık yapılıyor.” dedi.
'YATIRIM HAFTASI'
Türkiye ile Amerika arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın şahitliğinde 14 Aralık 2012’de bir mutabakat zaptı imzalanmış, ABD’nin değişik eyaletlerinde Türkiye ile ilgili ‘yatırım haftası’ etkinlikleri düzenlenmesi kararlaştırılmıştı. Dört ay sonrasında bu imza neticesini verdi ve ilk yatırım haftası ‘3 gün 3 şehir’de başlatıldı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, iki gündür ‘Türkiye Yatırım Haftası’ çerçevesinde New York, Atlanta ve Washington kentlerinde düzenlenen bir dizi etkinliğe katılmak üzere Amerika’da bulunuyor. Babacan, programın ilk gününde, Birleşmiş Milletler Küresel Yönetim Toplantısı’na katılarak konuşma yaptı, Citibank’ın yeni üst yöneticisi Mike Corbat ve AIG sigorta şirketinin üst yöneticisi Peter Hancock ile görüştü. Daha sonra, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte dünyanın ikinci büyük borsası olan Nasdaq Borsası’nın Times Square’deki merkezinde kapanış gongunu çaldı. Boston’daki bombalama olaylarının gerçekleştiği güne denk gelen kapanışta, S&P 500 endeksi yüzde 2,3 geriledi.
'BANKACILIĞA GİRİP DE PİŞMAN OLAN YOK'
Ali Babacan, yoğun geçen günün sonunda gazetecilerle akşam yemeğinde bir araya geldi; ABD’deki temasları ve gündeme dair soruları cevapladı. İlk gün gerçekleştirilen AIG Sigorta’nın organize ettiği ve reel sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda İran ve Suriye’deki durumların sorulduğunu ifade eden Babacan, “Türkiye’nin ekonomisiyle ilgili intiba çok olumlu, ancak bölgeyi anlamaya çalışıyorlar. ‘Avrupa’da sorun var, sizde yok, bunun sırrı ne?’ diye soruyorlar.” dedi. Nasdaq Borsası CEO’su Robert Greifeld ile bir araya geldiklerini söyleyen Babacan, “Borsa İstanbul ile Nasdaq ne yapabilir, bunu konuşuyoruz. Teknolojide bir numaralar. Dünya onların altyapısını kullanıyor. Biz de neler yapabiliriz, diye bakıyoruz. İki taraf da iyi niyetli. Stratejik bir ortaklık kurmak üzerinde çalışıyoruz. Hisse almak alternatiflerden biri.” dedi. Babacan, Türkiye’deki perakende bölümünü Denizbank’a satan Citibank’ın yeni CEO’su ile yaptığı görüşme hakkında da, “Perakende operasyonlarında Türkiye’den çıkıyorlar, bana daha önce satışın nedenlerini anlatmışlardı. Son derece haklı sebepleri var. İçeride Türkiye’ye daha güçlü ve farklı bir formatta girmeleri gerektiğine dair kanaatleri var. Citibank gibi bir banka Türkiye’de bir şey yapacaksa, büyük yapmalı, ölçek ekonomisini yakalamalı. Türkiye’de bankacılığa girip de pişman olan yok, iyi kâr ediyorlar.” diye konuştu.
Babacan, Amerika Ticaret Odası’nın daha önce fazla ilgi göstermezken, şimdi ilk kez böyle bir organizasyon gerçekleştirdiğini ve böyle bir çalışma için bütçe ayırdığını dile getirerek, yapılan etkinliklerin ardından ekimde de 5 kentte 5 gün sürecek yeni bir ‘yatırım haftası’ yapılacağını belirtti. ABD’den Türkiye’ye alım heyetlerinin geleceğini açıkladı.
'OBAMA YÖNETİMİYLE MODEL ORTAKLIK'
Obama yönetimiyle başlayan ‘model ortaklık’ döneminin olduğunu ifade eden Babacan şöyle devam etti:
“Her iki taraftan da daha üst düzey kabine üyelerinin de olacağı iş konseyi oluşturmak istedik ama onlar Kongre’den zor geçirdi. İş dünyası ayağı eksik kalmıştı, ABD Ticaret Odası ve TOBB bunu güçlendirir diye düşündük. Onlar da devlet politikası olarak bakıyor. ABD Ticaret Odası’na İstanbul’da ofis açın dedik. Bu işin masraflarını düşünmeyin, TOBB karşılar dedik. Sıcak bakıyorlar. Bu odanın 3 milyon üyesi var. Üyelerin merak edip binde 1’i gelse 3 bin işadamı demektir. Pekin’de, Brüksel’de ofisleri var fakat arada bir yerde yok. Buradan Orta Asya, Ortadoğu ve K.Afrika’ya açılmak mümkün.” Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile ilgili olarak da, her bir eyaletin ABD ve AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasına yönelik farklı bir bakış açısı ve hesabının olduğunu söyleyen Babacan, hem AB hem de Türkiye ile yapılacak görüşmelerin Senato ayağının çok zorlu geçeceğini kaydetti. Babacan, “AB, her imzaladığı STA konusunda ‘Türkiye ile de anlaşın’ dese rahatlarız. Fakat bunu yapmıyor.” dedi.
'VARLIK BARIŞININ YENİSİNİ YAPABİLİRİZ'
Türk iş dünyasının geçen yıl yurtdışında yaptığı yatırımların 4-5 milyar dolar olduğunu söyleyen Ali Babacan, “Buna engel olmak da mümkün değil. Olsun ama daha yüksek miktarda da Türkiye’ye gelsin. 2050’de Goldman Sachs’a göre, Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci ülke olacağız. Çin’de tasarruf oranları çok yüksek, yüzde 50. Bizde ise yüzde 13-14 tasarruf oranı. Tasarrufu artırmak için enerji verimliliği, deprem sigortaları, BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) iyi gidiyor. BIS (Bank for International Settlements) verilerine göre Türk özel sektörünün yurtdışındaki finansal varlıkları 130 milyar doları aşıyor.” dedi. Kayıt dışı tutarla birlikte Türkiye’nin yurtdışındaki varlıklarının çok daha yüksek seviyede olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Babacan, ‘varlık barışı’ konusunda yeni bir düzenleme için çalıştıklarını açıkladı. Babacan, “Vatandaşlarımızın paralarını Türkiye’ye getirmesi için ‘varlık barışı’nın yenisini yapabiliriz. Maliye Bakanı ile görüştük, hazırlık yapılıyor.” dedi.
CHP'DEN TEPKİ: HELALE HARAM KARIŞTIRANLARLA...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "AKP, varlık barışı diyerek, helale haram karıştıranlarla mı barışacaktır" ifadesini kullandı.
Öztrak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın "varlık barışı"na ilişkin değerlendirmeleri üzerine yazılı açıklama yaptı.
Bu uygulamaların, vergisini zamanında ödeyen, dürüst mükellefleri cezalandırdığını savunan Öztrak, şunları kaydetti:
”Daha geçtiğimiz şubat ayında kara paranın aklanmasını engellemeye yönelik yasa çıkaran TBMM’ye, şimdi bu paraları aklamak üzere yeni bir yasa mı gönderilecektir? Bu nasıl bir çelişkidir? Gelecek bu paralar içinde uyuşturucu, rüşvet, silah ve terörden elde edilen kara paralar nasıl ayıklanacaktır? AKP varlık barışı diyerek, helale haram karıştıranlarla mı barışacaktır? Yoksa bu Öcalan-Erdoğan müzakere sürecinde masaya konan koşullardan birisi midir? Hükümet bunlara derhal cevap vermelidir."