TÜSİAD: Türkiye için reform dönemi
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği, "Önümüzdeki seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemimiz için önemli bir fırsattır" açıklamasında bulundu.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nden (TÜSİAD) yapılan açıklamada, "Yerel seçim sonuçları ülkemiz için hayırlı olsun. Göreve gelecek belediye başkanlarımızı kutluyor, yaşam kalitesi, akıllı kent teknolojileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri odaklı başarılı bir görev dönemi diliyoruz." ifadelerine yer verildi.
Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla, bundan sonraki seçimsiz dönemin ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemi için önemli bir fırsat olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu çerçevede hükümetimizin 20 Eylül 2018 tarihinde açıkladığı Yeni Ekonomik Program doğrultusunda sıkı para ve bütçe politikaları ekonomik güven ortamı için öncelik olacaktır. Eş zamanlı olarak yatırım ortamı, eğitim, dijital dönüşüm ve iş piyasası başta olmak üzere tüm temel alanlardaki yapısal reformlarda hızla ilerlenmesini temenni ediyoruz. Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır." değerlendirmelerine yer verildi.
Serbest piyasa ilkelerinden taviz vermeden, düzenleyici kurulların bağımsızlık ve saydamlığını güçlendiren, dünyada rekabet gücümüzü artırıcı yapısal reformları içeren ve ekonomik kırılganlıkları giderecek bütüncül bir ekonomik yaklaşımın son derece etkili olacağı aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi.
"Bu bütüncül yaklaşım çerçevesinde, hukuk devletinin, özgürlüklerin ve bağımsız düzenleyici kurulları ile piyasa ekonomisinin güçlenmesi yönündeki tüm atılımlar Türkiye’nin demokrasisi, milli birlik ortamı ve küresel rekabet gücü açısından belirleyici önemdedir. Hızla değişen uluslararası ekonomik ortamda, Avrupa Birliği üyelik hedefini sorgulatmaksızın, hizmetler, tarım, dijital tek pazar ve kamu ihaleleri gibi önemli alanlara genişlemiş bir gümrük birliğinin gerçekleşmesi de, Türkiye’nin milli menfaatleri açısından son derece faydalı olacaktır. Avrupa ekonomisi ile bütünleşirken aynı zamanda bir Avrasya merkezi olarak tüm dünyaya açık bir Türkiye’nin 21. yüzyılda yükselen bir ülke olacağına olan inancımız tamdır."