Türkiye’nin ilk tescilli kenevir tohumu ‘Narlı’ hasat edildi
Tekstil, kozmetik, ilaç, inşaat ve otomotiv sektörü gibi birçok alanda kullanılacak olan ve Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu ‘Narlı’nın hasadı Amasya’da yapıldı.
2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kenevir üretimini yeniden yaygınlaştıracaklarına yönelik kararlar aldıklarını açıklamasının ardından seçilen 20 pilot ildeki çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda projeler geliştiren, 'KenevirO' firması, Samsun’a 30 milyon dolarlık bir yatırımla fabrika kurdu. Amasya’nın Suluova ilçesinde de 5 bin 200 dekarlık alanda kenevir hasadı gerçekleştirdi. KenevirO Samsun’un Havza ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi’ne kurduğu fabrikada, ham ve boyalı elyaf üretimi, boyalı ve ham iplik üretimi, kıtık üretimi, kıtıktan yüzde 100 doğal kedi kumu ve hayvan altlığı üretimi yapacak.
2024 yılında 15 bin dekar kenevir ekimi yapacaklarını belirten KenevirO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Balkuv, “Amasya’nın Suluova ilçesinde geçtiğimiz mayıs ayında burada tohum ekimine gittik. Yaklaşık 6-7 aylık süre içerisinde tohumumuz olgunlaştı. Şu anda tohum hasadı yapıyoruz. Sadece kenevir hasadı için yapılmış teknolojik aletlerle bu seneki 5 bin 200 dekarlık ekimimizi bu son tarlamızla tamamlamış oluyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl da 15 bin dekar kenevir ekimi yapacağız. İnşallah bunu da ülkemize kazandıracağız. Cumhurbaşkanımız da bu işle ilgili şahısların önünü açmıştı. Biz onun göstermiş olduğu yoldan devam etmiş oluyoruz. Türkiye’mize hayırlı olsun” dedi.
Kenevirin çok değerli bir bitki olduğunu ifade eden Balkuv, “Kenevirden çok şey yapabiliyoruz. Şu anda yasal olan kenevirin 3 noktası var. Bunlardan bir tanesi gövde kısmı. Gövde kısmında da 2 yer var. Biri lifleri biri de kıtığı. Sonrasında da tohumu var. Aslında yasa çıkmasına rağmen yönetmelik hazırlandığı için kullanamadığımız yaprağı ve çiçeği de var. Onları da tarlada bırakmak durumunda kalıyoruz. Saplarını life ayırıyoruz. Liften de elyafa gidiyoruz. Elyaftan ipliğe gidiyoruz. Dolayısıyla liften bu şekilde istifade edebiliyoruz. Saplarından da inşaat malzemesine gidebiliyoruz. Kenevir tuğlası yapabiliyoruz, kenevir çimentosu yapabiliyoruz. Aynı zamanda kedi kumu yaptık. Hayvan altlığı yapabiliyoruz. Yakacak pelet yapabiliyoruz. Çok değerli bir bitki. İleride inşallah yeterli ekim alanları oluşursa kağıt imalatı, biyopolimer, biyoplastik gibi birçok alanda da kullanabileceğimiz bir bitkidir” diye konuştu.
BALKUV: KENEVİRİ MİLLİ PROJE OLARAK GÖRÜYORUZ
Keneviri milli bir proje olarak gördüğünü dile getiren Balkuv, şunları söyledi:
“Biz 3 ilde kenevir ekimi yaptık. İleride de bunu arttıracağız. Ama ülkemizin yapması gereken diğer izinli illerde de hatta yeni iller de eklenerek kenevir tarımının arttırılması. Bununla beraber sanayinin de arttırılması. Yani tek başına tarımın arttırılması bir şey ifade etmez, bunu işleyecek sanayilerin de kurulması lazım. İkisini bir arada düşünülmesi, ikisinin yatırımına da bir arada başlamak gerekiyor. Umarım diğer yatırımcılarımız da kamunun da desteği ile tüm bölgelerde bu faaliyetlerine başlarlar. Kenevir tarımını çok önemsememiz lazım. Hem ülkemiz için hem de dünya için çok önemli ve sürdürülebilir bir bitki. Ciddi oksijen veren, karbon emen, su istemeyen, tarımında ilaç kullanılmayan, bir sonraki ürününün verimini yüzde 20-25 arttıran, topraktaki ağır metalleri emen, toprağı temizleyen çok değerli bir bitki. Dolayısıyla dünyamız için ve ülkemiz için çok önemli. Bunu ben milli bir proje olarak görüyorum. Yani tarım sistemimizin bütünüyle büyümesine, eksikliklerinin tamamlanmasına, bir tarım reformu yapmak gibi bir şey keneviri Türkiye tarımına kazandırmak. Ama 20 ile hatta daha fazlasında bu işi bütünü düşünerek yapmamız gerekiyor. Kamunun gerçekten bu işte öne çıkmasını istiyoruz. Siyasetin daha fazla bu işe odaklanmasını istiyoruz. Bundan ülkemiz kazançlı çıkacak. Umarım başarırız.”
Hasadı yapılan kenevir hakkında bilgi veren KenevirO Ziraat Teknikeri Kübra Usta, “Bu endüstriyel keneviri biz liftlik olarak kullanıyoruz. Havza Organize Sanayi Bölgemizde kurduğumuz fabrikada bunun içindeki liftlikleri alıp, ip haline getiriyoruz. Yurt dışından aldığımız ipler nedeniyle kullandığımız kazaklar ve trikoların daha pahalı olmasını sağlıyor. Biz de kendi trikolarımızı kendimiz üretmek istiyoruz. Asıl amacımız bu. Kenevir tohumumuz bedelsiz oluyor. Tohumdan hiçbir ücret almıyoruz. Bu da çiftçinin işine geliyor. Çiftçimiz sadece toprak hazırlığı yapıyor. Taban gübresini atıyor ve bizi arıyor. Biz de kendi ekipmanlarımızla gelip ekimimizi yapıyoruz. Keneviri ektikten sonra gübreleme ve sulama işlemleri oluyor. Kenevir yerine ve şartına göre günlük 10 santimetre büyüyen bir bitki. Sonra gelip hasadını yapıyoruz. Bugün burada yaptığımız hasat ise kenevir tohum hasadı. Kenevir tohumluk ve liftlik olmak üzere 2’ye ayrılıyor. Liftlik hasadımız daha erken, tohumluk hasadımız ise 1 ay geç oluyor. Liftlikte lift oranları fazla olduğu için balyalama yapıyoruz. Aynı şekilde tohumda da balyalama yapıyoruz. Daha sonra bunlar fabrikaya gidiyor. Fabrikada bunlar işlendikten sonra triko için ipler oluşturulacak. Hasadı biz yapıyoruz. Balyalama yine bize ait. Bunlardan hiçbir ücret talep etmiyoruz. Aslında biz sözleşmeli tarım yapıyoruz. Çiftçi her zaman kazançlı oluyor. Çünkü biz ekimden, tohumdan ve hasattan herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Bu yüzden de keneviri öneriyoruz. Bu sene kenevir eken, bir dahaki sene şeker pancarı, ayçiçeği veya buğday ektiği zaman dönümünü aldığınız ücretin çok daha fazlasını alabiliyorsunuz. Çünkü toprağa bağladığı minerallerden dolayı bir sonraki ektiğimiz şeyin daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Kenevir 19 ilde ekiliyor ama biz sadece 6 bölgede ekiyoruz. Çiftçi arazisine kenevir ekebilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı olması gerekiyor” dedi.
'HEDEFİMİZ KENEVİRDE İTHALATTAN BAĞIMSIZ, YÜZDE 100 İHRACAT'
Kenevirde ithalattan bağımsız, yüzde 100 ihracat yapma potansiyeli sunduklarını belirten KenevirO Yönetim Kurulu Üyesi Orhun Ron Balkuv, “Ben Amerika’da okurken aklıma gelen bir projeydi. 2017 yılından beri üzerinde duruyordum ve aileme de anlatıyordum. O dönemlerde kendi işimizle nasıl bir bağlantı kurabileceğimizi, bağdaştığının ya da bağdaşmadığının çok da farkında değildim. 2020 yılında mezun olup işe başladıktan sonra hem müşterilerimizden bize gelen talepler hem dünyanın aldığı yön hem Paris İklim Anlaşması olsun, küresel ısınma olsun, karbon ayak izi olsun ki bunlar dünyanın 2030 ajandasında olan gündemler. Bizim de müşterilerimizden daha sürdürülebilir ham maddeler bizden bekleniyordu. Biz de burada dünyanın en güzel topraklarına sahip ülkemizde neden endüstriyel tarım ürünleri, neden keten, kenevir yetiştirmeyelim. Neden keten kenevir elyafı ve ipliklerinde dünya liderlerinden biri olmayalım dedik. Bu hedefle çıktık. Şu anda amacımız 3 ilde bu tarımı organize etmek. Fabrikamız Havza Organize Sanayi Bölgesinde. Fabrikamızın 1. Etap kapasitesi yaklaşık senelik 35 bin dönümlük bir tarım organizasyonu talep ediyor. Bizim de 5 yıllık planımızın içinde seneye 15 binden 20 bin dönüm arası, bir sonrası sene 20 ile 30 dönüm arası, ondan sonra da 30 bin dönüm üzeri tarımı organize ederek devam etmek istiyoruz. Umarım bu başladığımız yolda başarılı oluruz. Hem çiftçilerimiz hem sanayimiz hem de ülkemiz kazanır. Hem de ithalattan bağımsız tamamen yüzde 100 yerli üretim, yüzde 100 ihracat yapma fırsatımız olur” diye konuştu.
'KENEVİR BİR GÜÇTÜR'
Değişik amaçlarda kullanılmak üzere 11 kenevir adaylarının olduğunu belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Selim Aytaç, “Şu anda Türkiye tarımında 2 teşhir çeşit var. Birisi vezir, diğeri de narlı. Bugün de hasadını yaptığımız narlı çeşidiydi. Narlı liflik bir çeşit. İnce sapı, dallanmayan özelliği var. Bu tekstil anlamında liftlik amaçlı olarak ideal bir çeşidimizdir. Tabi sadece vezir ve narlı yetmiyor. Gelecekte sanayinin ve endüstrinin gelişmesiyle yeni yeni çeşitlere ihtiyaç var. Örneğin hayvan yemi amaçlı yemlik çeşit. Bizim de bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Islah çalışmalarımızın son noktasına gelmiş bulunmaktayız. Yine kapalı ortamlarda ilaç amaçlı çeşit çalışmalarımız devam ediyor. Kozmetik ve ilaç ile ilgili olan. Yine daha yüksek oranda sap verebilen sap çeşit adaylarımız var. 2 yıldan beri Samsun ve Tokat’ta bu adaylarımızı performans testlerine aldık. 1 yıl daha yapacağız. 3 yıl bittikten sonra son nihai kararı verip tescillendirmiş olacağız. Bunlarla ilgili değişik amaçlarda kullanılmak üzere 11 adayımız var. 11 adayın içerisinden ihtiyaç olan adaylarımızı tescili için Tarım ve Orman Bakanlığı kontrol ve sertifikasyon birimine göndereceğiz. Kenevir bir güçtür. Ülkemizin hem tarımsal hem de sanayide yükselişi kenevirle daha iyi bir noktaya gelebilir. Çünkü 2019 yılında AB’nin almış olduğu Yeşil Mutabakat ile temiz tarım istiyor. Temiz bir sanayi istiyor. Kenevir de buna çok iyi bir aday. Biz de buradan çıkış yapabiliriz” dedi.