Türkiye-Rusya ilişkilerinde görkemli günlere geri dönülüyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in önceki gün St. Petersburg’da gerçekleştirdiği tarihi zirve sonrası, iki ülke arasında, bölgesel gelişmelerden ekonomi ve enerji alanlarına birçok konuda yeni bir dönem başlıyor.
Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkan Yardımcısı Elena Suponin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ve Rusya arasında Suriye'ye yönelik görüş ayrılıkları olduğunu, ancak artık bir uzlaşmanın mümkün göründüğünü söyledi.
Suponin, Türkiye ve Rusya gibi bölgenin iki önemli aktörü arasındaki normalleşmenin Suriye krizinin çözümü için olumlu olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Rus askeri yetkililerin de bulunduğunu, bu durumun, Suriye probleminin çözümüne tarafların ne kadar istekli olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Suriye krizinin çözülmesi konusunda Türkiye ve Rusya’nın görüş birliğine varmasının büyük bir başarı olduğunu vurgulayan Suponin, tarafların ayrıca hava sahasında başka bir kaza yaşanmaması için de anlaştıklarını düşündüğünü söyledi.
"Önceki yanlışların tekrarlanmaması halinde Türk Akımı artık gerçekleşebilir"
Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir de Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmenin en kritik noktasının Suriye jeopolitiği olduğunu, bundan sonra sahada yaşanacak gelişmelerden hangi konularda anlaşıldığının ortaya çıkacağını söyledi.
Özdemir, Türk Akımı projesinde tarafların önceki yanlışları tekrarlamaması halinde projenin artık gerçekleşebileceğini ve proje açısından en ideal çözümün, deniz kısmının Rus şirketi Gazprom, karadaki bölümün ise BOTAŞ tarafından yapılması olduğunu savunarak, “Böylelikle Rusya, Türkiye gaz şebekesi üzerinden Avrupa’ya gaz satabilir.” dedi.
Türk Akımı’nda Türkiye’ye gelecek ilk hat inşasının kolaylıkla yapılabileceğini belirten Özdemir, “Asıl tartışma, Gündeydoğu Avrupa piyasaları için tasarlanan ikinci hatta. Güney Akım, Kuzey Akım 2 ve Türk Akımı arasında rekabet devam ediyor. Moskova artık bazı kozlar elde etti.” diye konuştu.
Projenin, Rusya ve AB Komisyonu müzakereleri ile Kuzey Akım 2 projesine bağlı olduğunu vurgulayan Özdemir, Akkuyu Nükleer Güç Santrali için finansal zorlukların devam ettiğini, ancak stratejik yatırım statüsünün verilecek olmasının projeyi edimsel yapacağını kaydetti.
"Ruslar, Türkiye yaptırımlarından zarar gördü"
Moskova Devlet Üniversitesi’nden Ekonomi Profesörü Pavel Medvedev ise Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı yaptırımların Rus vatandaşları açısından maliyetli olduğunu belirterek, yaptırımların kalkacak olmasının bu anlamda çok iyi bir gelişme olduğunu belirtti.
Medvedev, Türkiye’ye yönelik gıda yaptırımları nedeniyle Rusya’daki gıda ürünlerinin fiyatlarında büyük artışlar olduğuna dikkati çekerek, “Türk gıda ürünlerinin yerine ithal edilen ürünler de aşırı pahalıydı. Türkiye’den gıda ürünlerinin tekrar ithal edilmesiyle artık Ruslar da daha az harcama yapabilecek.” dedi.
Yaptırımların hemen değil, zamanla kademeli olarak kaldırılacağına da işaret eden Medvedev, “Çünkü Rusya bazı ürünlerin temin edilmesi için diğer ülkelerle sözleşmeler imzalamış durumda. Dolayısıyla bu sözleşme sürelerinin bitmesi de gerekiyor.” şeklinde konuştu.
"Rusya, Suriye’deki her unsura terörist dememeli"
Orta Doğu uzmanı Anhar Koçneva, Suriye krizinin çözümü için tek yolun müzakereler olduğunu belirtti. Müzakere sürecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle artık başladığını ifade eden Koçneva, “Rusya’nın da artık Suriye’deki her unsuru DAEŞ veya terörist olarak adlandırmayı bırakması gerekiyor. Orada terörist olmayan da birçok insan yaşıyor.” dedi.
Bölgedeki Kürt meselesinin de önemli olduğunu vurgulayan Koçneva, "Amerika özellikle Suriye’deki Kürtleri, Türkiye’yi etkilemek için kullanmaya çalışıyor. Amerikan medyası da zaten 'cesur Kürt savaşçılar' imajı yaratmak için büyük bir uğraş veriyor." şeklinde konuştu.