Muş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifine ilişkin detayları paylaştı. Şehirleşmeyi daha güzel bir noktaya taşımayı; bu noktada kurallara uyulması konusunda idari tedbirleri daha da artırmayı hedeflediklerini belirten Muş, kanun teklifiyle, gelecekte ortaya çıkacak şehirlerin çok daha güzel şekilde olmasını amaçladıklarını ifade etti.
İmar planlarında karşılaşılan davaların, ivedi yargılama ile mahkemelerde görülmesinin önünün açılacağını dile getiren Muş, "Aynı şekilde yapılan imar planlarına, aradan belli zaman geçince davalar açılabiliyor. Fakat fiili olarak geçmişe dönmek imkansız olduğu için orada hak sahibiyle idareler arasında çok çeşitli sorunlar ortaya çıkabiliyor ve vatandaşlarımız mağduriyet yaşayabiliyordu. Bundan sonra böyle bir durumda, ilgili idare, vatandaşımıza parselinin değerini o günkü rayiç bedelden ödemek suretiyle bu mağduriyetin giderilmesini hedeflemekteyiz." diye konuştu.
Kaçak, aykırı, ruhsatsız yapılarla alakalı getirilecek düzenlemelerin de kanun teklifinde bulunduğunu belirten Muş, kaçak olarak bilinen ya da ruhsatın dışında eklemeler yapılarak ortaya çıkan imalatlara yönelik tapuya bildirim zorunluluğunun getirileceğini ifade etti.
Muş, "Bir bina eğer kaçak yapılırsa ya da metrekaresinden fazla bir inşaat ortaya konulursa, bu tespit edildiği takdirde tapuya bildiriliyor ve tapu kütüğünde bu yazılıyor. Bir vatandaşımız bir mesken almaya gittiği zaman eğer o imalatta bir aykırılık söz konusuysa bunu tapuda görecek. İmalatçı tarafından ruhsata uygun şekle getirilinceye, idare tarafından onaylanıncaya kadar bu tapuda kalacak." bilgisini verdi.
Ruhsatsız ya da kaçak yapıların tespiti halinde ortaya çıkacak tutanağın bir kopyasının da bundan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderileceğini ifade eden Muş, söz konusu kaçak kısımların vatandaş tarafından düzeltilmesinin talep edileceğini, eğer vatandaş bunu yapmazsa ilgili belediyenin gerçekleştireceğini, belediyenin de yapmaması durumunda Bakanlığın devreye girerek kaçak kısımları yıkacağını söyledi. Muş, burada ortaya çıkacak harcamaların yüzde 100 artırılarak ilgili yerdeki belediyeden tahsil edileceğini, idare bunu ödemekte problem çıkartırsa merkezi hükümetten kendisine gönderilecek ödemelerden kesileceğini kaydetti.
Kaçak yapılarda uygulanacak cezai müeyyidelerde de artırıma gidileceğini aktaran Muş, şöyle devam etti: Türkiye'de kaçak yapılarla ilgili metrekare başına bir rakam belirleniyor ve 81 vilayetimizin tamamında aynı uygulanıyor. Burada bir artışa gidiyoruz. Bir de bu rakam belirlenirken arsanın emlak değerini baz alarak ceza daha da artırılarak uygulanacak. Eğer kaçak bir yapı ortaya çıkmışsa bu hem yıkılacak hem de para cezası artırılacak.
Örneğin Bayburt'ta bir kaçak yapı yaptınız, aynı metrekarede bir kaçak yapıyı Bayburt'ta yapmakla İstanbul Maslak'ta yapmanın arasında şöyle bir fark ortaya çıkıyor; mevcut cari hukukumuzda ikisinde de aynı ceza uygulanıyorken bu yapılan değişiklikle beraber Bayburt'ta 15 bin lira civarında bir ceza uygulanacakken, Maslak'ta bu rakam 1 milyon 360 bin 461 liraya çıkacak. Hem daha hakkaniyetli hem de eğer değerli bir yerde siz kaçak bir yapı yapmayı göze alacaksınız karşınıza çıkacak yaptırımlar çok daha ağır olacak."
"Binalar istenildiği kadar yukarı gidemeyecek"
İmar planlarında, "yükseklikte herhangi bir kısıtlama bulunmayan uygulama"nın yer aldığını dile getiren Muş, bu durumu ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi. Muş, "Bundan sonra binalar istenildiği kadar yukarı gidemeyecek. Bundan sonra çıkacak imar planları kısıtlanmış olacak. Etraftaki ortalama yüksekliklere bakılarak bir yükseklik belirlenecek." dedi.
Mevcut planlarda serbest olarak belirlenmiş yüksekliklerin, 1 Temmuz 2021'e kadar düzeltilmesini belediyelerden talep ettiklerini söyleyen Muş, "Eğer belediyeler bunu söz konusu tarihe kadar yapmazsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunları resen yapacak. Kaçak yapılarda olduğu gibi ortaya çıkacak masrafları yüzde 100 artırarak belediyeden tahsil edecek." şeklinde konuştu.
Muş, yüksekliği serbest olarak belirlenen parsellerdeki vatandaşların mağduriyet yaşamaması adına toplam inşaat alanında azaltmaya gitmeden, oradaki yükseklik oranının belirleneceğini kaydetti. Parsel bazlı
imar planı değişikliklerine son verileceğini bildiren Muş, ancak bir adadaki bütün maliklerin rızası alınarak ada bazlı plan değişikliklerinin yapılabileceğini belirtti. Muş, "Ortaya çıkacak olan bir değer varsa, adadaki emsal 1'den 2'ye çıkarılmışsa, bütün malikler buna muvafakat verip bunu talep etmişlerse ortaya çıkacak değer artışının tamamı kamuya geçecektir. Buradaki oranlar; büyükşehirlerde ortaya çıkacak değer artışının yüzde 25'ini ilçe belediyesi, yüzde 25'ini büyükşehir belediyesi, yüzde 25'ini Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kentsel dönüşüm hesabına, yüzde 25'i de Maliye'nin hesabına yatırılacak." dedi.
Muş, fonksiyon değişikliğiyle alakalı bir kısıtlama getirilmediğini, vatandaşların fonksiyon değişikliği talebinde bulunabileceklerini kaydetti.
Köylerdeki yapılar için valilik onayı alınacak
Kanun teklifinde, köylerdeki yapılar için vatandaşların valilikten onay alması koşulunu getirdiklerini anlatan Muş, "Köylerde çok çarpık yapılaşmalar olabiliyor. Ruhsata tabi olmayan yapıları vatandaşlarımız yapabilirler, tek şartımız valilikten onay almaları. Bu süreç içerisinde şehirlerdeki gibi onlardan herhangi bir ücret, resim, harç alınmayacak." ifadesini kullandı.
Muş, imar barışına müracaat edip yapı kayıt belgesi alan vatandaşların inşaat alanını artırmamak suretiyle güçlendirme yapmasının önünü açtıklarını da bildirdi.
Kumsallardaki iskeleler
Sahil kesimlerinde, kumsal alanlarda iskelelerin yapıldığını, bu uygulamaya son verdiklerini dile getiren Muş, şöyle konuştu: Bundan sonra kumsal alanlarda rekreatif amaçlı iskele yapılamayacak. Ancak burası eğer kayalıksa, denize girme imkanı bulunmuyorsa Çevre ve Şehirlik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ortak olarak çıkarılacak yönetmeliğe göre kayalık alanlarda yapılmasına müsaade edeceğiz.
Sahil şeridinde yer alan köylerimizdeki vatandaşlarımız çatısı aksa yapamıyor, binasının boyasını yapamıyor. Bu kadim köylerimizde vatandaşlarımızın binalarına bakım yapma imkanına kavuşmalarını sağlıyoruz.
Yapı denetim kuruluşlarına karşı olacak idari yaptırımları da artıracaklarına işaret eden Muş, yapı denetim firmasının, alacağı cezaya göre bir daha iş almama durumunda da kalabileceğini söyledi.
Mevcut yüksek yapılarla ilgili bir durum yok
Yeni yapılacak binalarda kat sınırının olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Muş, herkesin imar mevzuatına uygun davranacağını söyleyerek, bundan sonra istenilen kadar yüksekliğe çıkılamayacağını, yüksekliğin belediye tarafından belirleneceğini belirtti. Mehmet Muş, mevcut yüksek yapılarla ilgili bir durumun bulunmadığını, inşaata başlanmayan planlarla ilgili kısıtlamanın olacağını söyledi.
Herkesin kurallara uygun şekilde davranmasını isteyen Muş, "Kanunun hükümleri net bir şekilde uygulanacaktır. Bundan sonraki süreçte asla kanun dışı uygulamalara müsaade edilmeyecek. Bu kanun hükümleri sonuna kadar uygulanacak." dedi. Sahillerdeki mevcut iskelelerin ne olacağının sorulması üzerine Muş, "Mevcutlarla ilgili bir şey yok. Onlar kiralama usulü ile yapılıyor. Süresi dolanlara müsaade edilmeyecek. Süresi doldukça peyder pey kaldırılacaklar. Yenilerine müsaade edilmeyecek." ifadesini kullandı.
"Diyarbakır'daki annelerin yanına davet ediyorum"
"Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Demirtaş'ın eşlerini buluşturan bir fotoğraf karesi var. Bu konuda bir yorumunuz olur mu?" şeklindeki soru üzerine Muş, şöyle konuştu: Fotoğrafı ben de gördüm. Orada bir tiyatro var. Diyarbakır'da HDP binası önünde gerçek bir hayat var. O fotoğraf karesindekileri ben Diyarbakır'daki annelerin yanına davet ediyorum. Oradaki annelerin feryadını da bir görsünler. İstanbul'dakinde bir tiyatro var, Diyarbakır'da gerçek hayat hikayeleri var. İnsanların sorumlu tuttuğu bir parti var. HDP'yi sorumlu tutuyorlar. Çoğu anne baba çocuğunun nasıl dağa kaçırıldığını, hangi evden götürüldüğünü, HDP'li yöneticilerin bunu nasıl organize ettiğini orada tek tek anlatıyorlar. Fotoğraf karesinde olanların hepsini davet edip, Diyarbakır annelerinin yanına gidip, o gerçekle yüzleşip bunu o annelere reva görenlere ortak bir tepki koymaya davet ediyorum."
"CHP bir siyasi propaganda yapmak istiyor"
CHP'nin, FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması konusunda önergesinin bulunduğu hatırlatılan ve değerlendirmesi sorulan Muş, şunları kaydetti: CHP'nin, bir araştırma önergesi oldu. CHP bir siyasi propaganda yapmak istiyor. Darbenin üzerinden 4 yıl geçti, böyle bir önerge veriyor. Bir siyasi propaganda olarak bunu kullanmak istiyor. Biz FETÖ ile çetin bir mücadele veriyorken CHP'den tek kelime duymadık. Ellerinde bu anlamdaki bilgileri ilgili yerlere ulaştırmalarını arzu ediyoruz.
17-25 Aralık'tan sonra biz çetin mücadele veriyorken FETÖ'nün ne olduğu belli olmayan kayıtlarını Meclisin duvarlarına yansıtıp grup toplantılarında bunları hep beraber alkışlatıp, FETÖ ile iş birliği yapıp 30 Mart seçimine giderken bizi devirmeye çalışan CHP'nin böyle bir tutumunun olmasının bizim açımızdan ciddi bir tarafı olmamaktadır. CHP önce bu işlerin içine giriyorken, 17-25 Aralık'tan sonra biz çetin bir mücadele veriyorken, bankasının kapanmaması için mücadele eden milletvekillerini, basın yayın organlarının kapanmaması için kendisini adeta orada zincirleyen milletvekillerinin hesabını görsün, ondan sonra bu anlamda konuştuklarını izleyelim."
Türkiye genelinde yüksek binalara sınırlama getiren, kaçak yapıyla kararlı mücadeleyi bir adım öteye taşıyan, değer artışlarının adil paylaşımını sağlayan kanun teklifi son şeklini aldı. AK Parti Grubu milletvekilleri tarafından hazırlanan kanun teklifi bugün TBMM’ye sunuldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum düzenlemenin sahadan gelen talepler doğrultusunda Meclis’le birlikte yürütülen çalışmalar çerçevesinde hazırlandığını söyledi.
Kurum, bir dizi temasta bulunduğu Arnavutluk’ta gazetecilerle yaptığı görüşmede ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin bilgi verdi.
Önce Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’na gidecek tasarı, burada görüşüldükten sonra kabul edilirse Genel Kurul’a gelecek. Teklif, Cumhurbaşkanı onayına sunulup Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra kanunlaşacak.
Kanun teklifinde en dikkat çeken nokta ‘yüksek yapılara getirilen sınır’. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık gündeme getirdiği yatay mimarinin yaygınlaşması sağlanacak.
Kurum, imar planlarında ‘yükseklik serbest’ tanımının tamamen kaldırılacağını vurguladı. Buna göre her bölgenin kendi koşullarına göre kat sınırları belirlenecek. Böylece müteahhitler taban alanını küçültüp emsal hakkını yükseklikten yana kullanamayacak. Yeni yerleşim alanlarında ortalama 5 kat sınırı planlanırken, mevcut yapı alanlarında ise inşa edilmiş binaların ortalama yükseklikleri dikkate alınacak.
Buna göre kat sınırlarını belediye meclisleri belirleyecek. Murat Kurum, “Son tarih olarak 7 Temmuz 2021’e kadar imar planlarının bu taslağa göre düzenlenmesi gerekecek, aksi takdirde bakanlık planları resen bedelini alarak düzeltecek” dedi.
Yeni düzenlemeye göre parsel bazında imar değişikliği artık yapılamayacak. Plan değişiklikleri ada bazında yapılarak sağlıklı kentleşmeye destek olunacak.
Ada bazında yapılacak değişiklikler sonrası ortaya çıkabilecek değer artışı kişilerin değil kamunun olacak. Bu değer artışı, Hazine, Bakanlık, büyükşehir ve ilçe belediyesine aktarılacak. (Milliyet)