Şimşek: Hep bardağın boş tarafına bakıyorlar
‘Piyasalarla inatlaşmayacağız’ mesajı veren Başbakan Yardımcısı Şimşek, son 15 yılda 1.5 yılda bir seçim olmasına rağmen kamu maliyesinde güçlü duruş sergilendiğini ancak Türkiye’nin güçlü yönlerine değil hep bardağın boş tarafına bakıldığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomist dergisinin bu yıl 27’ncisini düzenlediği ‘Ekonomide Yılın İş İnsanları 2018’ ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kurda görülen dalgalanmanın arka planında makroekonomik dengelere ilişkin endişelerin yattığını ifade eden Şimşek, “Aslında Türkiye’nin çok güçlü tarafları var fakat bardak yarı dolu olduğu için boş kısmına odaklanılıyor. Zaman zaman burada risklerin gerçekten çok aşırı bir şekilde fiyatlandığını görüyoruz” diye konuştu.
En güçlü yanımız
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından alınan kararın önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, “Finansal koşullarda yakın dönemde yaşanan sıkılaşma gecikmeli de olsa enflasyonun kontrol altına alınmasına ve cari açığın daraltılmasına yardımcı olur ama para politikasının güçlü bir şekilde makroihtiyati tedbirlerle desteklenmesi gerektiği ortada” dedi.
Şimşek, hükümetin mortgage ve hanehalkının dövizle borçlanması konusundaki düzenlemeler gibi makroihtiyati tedbirleri çok önceden aldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Yakın dönemde de aslında önemli tedbirler aldık. Biz kur riskini yönetebilenlerin, doğal olarak hedge edebilenlerin ya da finansal olarak hedge etme imkanı olanların kur riskini bir anlamda taşımalarını tercih ediyoruz. Bu nedenle Mayıs ayından itibaren ihracatçı değillerse ve eğer yatırım amaçlı makine teçhizatı almayacaklarsa leasing kanalından veya devletle kamu özel iş birliği (PPP) kapsamında bir iş yapmayacaklarsa o zaman dövizle borçlanmalarına çok ciddi bir sınırlama getirdik. Büyüklere ilişkin de çalışmamız daha rafine şekilde yapılıyor. Bu, aslında Türkiye’nin kırılganlığını çok ciddi bir şekilde azaltacak önemli bir makroihtiyati reformdur. Dolayısıyla benim makroihtiyati düzenlemelerle para politikasının desteklenmesi gerekirden kastım bu ve buna benzer önümüzdeki dönemde (yapılacak) düzenlemeler.... Aslında o düzenlemelere ilişkin çalışmalarımız da hazır. Maliye politikası, Türkiye’nin en güçlü tarafı. Son 15 yılda Türkiye, hemen hemen 1.5 yılda bir referandum yaptı, seçim yaptı ama bütün bu seçimlere rağmen Türkiye, kamu maliyesinde çok güçlü bir duruş sergiledi. Geçen yıl dahil devletin genel açığı yüzde 1.9 oldu. Ortalama gelişmekte olan ülkede bu rakam yüzde 4.4. Dolayısıyla bunun devamı çok önemli.”