Petrol zirvesi oynaklığı artırır
Rusya, S.Arabistan, Katar ve Venezuela’nın Şubat ayındaki görüşmeleri sonrasında şekillenen “Ocak ayındaki üretim seviyelerinde petrol üretimini sınırlayalım” önerisiyle Doha’da Cezayir, Angola, Azerbaycan, Kolombiya, Ekvator, Endonezya, Irak, Kazakistan, Kuveyt, Meksika, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri toplandı. Günlük üretimi 4 milyon varile yükselene kadar herhangi bir sınırlama kararına uymayacağını açıklayan İran “gözlemci” statüsünde katıldı.
ABD, Kanada, Çin, Brezilya, Norveç ve Libya’nın değişik sebeplerle katılmadığı toplantıdan bir kesinti kararı çıkmış olsa bile (Bu yazı yazıldığında anlaşma olasılığı yüzde 51 idi) sürdürülebilirliği hep sorgulanacak. OPEC ülkelerinden ve dışındaki ülkelerden 2’şer bakanın oluşturacağı “izleme komitesinin” herhangi bir yaptırımının olmadığı bir anlaşmanın hayata geçmesi; geçse de izlenmesinin zor olduğu bir yapının, işe yaraması hayli zor görünüyor.
Diğer yandan Doha; Rusya’nın “uluslararası politik sermayesine” önemli katkı sağlayacak. Suriye meselesinde ABD, İran ve Sünni blok ile “konuşabilen” ve hatta işbirliği yapabilen, petrol konusunda Tahran ve Riyad ile iletişimi sağlayabilen Rusya’nın uluslararası diplomasi alanındaki rolü artıyor. Doha’daki toplantıdan sonraki zirvenin Moskova’da yapılacak olması da bu konuda artan gücün bir başka işareti olsa gerek. Ülkeler dış politikalarında artık daha fazla “Rusya ne ne yapar?” diye düşünmek zorundalar.