Petrol fiyatları neden düşüyor? Petrol fiyatlarındaki düşüş devam edecek mi?
Uluslararası piyasalardaki petrol fiyatlarında düşüş devam ediyor. OPEC+ Grubu'nda, diğer büyük ihracatçı Rusya ile, üretim kısıntısı anlaşması üzerinde uzlaşamamasının ardından, Suudi Arabistan beklenmeyen bir adım atarak, anlaşmazlık nedeniyle üretim artırmayı planladığını açıkladı. Bu gelişmeye bağlı olarak Brent ham petrolünün fiyatı yüzde 31 değer yitirerek 31.92 dolara kadar geriledikten sonra hafif toparlanarak 32.22 dolardan işlem gördü. ABD hafif ham petrolü ise aynı oranda gerileyerek 28.33 dolara indi.Petrol fiyatları neden düşüyor? Petrol fiyatlarındaki düşüş devam edecek mi?
Suudi Arabistan'ın üretim açıklamasıyla petrol yüzde 30'dan çok düştü. İstanbul, Dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından Suudi Arabistan'ın, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer ürdeticilerin oluşturduğu OPEC+ Grubu'nda çıkan anlaşmazlık üzerine, Nisan ayında üretimi günde 10 milyon varil artıracağına ilişkin açıklamasının ardından yüzde 30'dan çok düşerek 31.92 dolara kadar geriledi. Milliyet gazetesinden Ali Ağaoğlu bugünkü yazısında petrol fiyatları ile ilgili son durumu yazdı. İşte o yazı...
OPEC+ görüşmelerinden mutabakat çıkmayınca hafta sonu Suudi Arabistan; petrol üretimini günlük 10 milyon varilin üzerine çıkaracağını açıkladı.
Halihazırda günlük kotalar nedeniyle 9.7 milyon varil üreten S. Arabistan’ın, tüketicilere verdiği iskontoyu da 2 dolarlardan 6 - 10 dolarlara artıracağına dair haberler var. Rusya’nın üretim kısıntılarına yanaşmaması sonrası “damping” yapacak olan Riyad yönetimi petrol fiyatlarında önemli düşüşlerin önünü açmış durumda.
2016 başlarında nükleer anlaşma arifesindeki İran’ın yüzer stoklarını ucuza kapatmak isteyen piyasa katılımcıları ile, ABD’deki “kayaç petrolü ve gazı” üreticisi olan şirketlerin pazar paylarına göz dikmiş olan S. Arabistan ve büyük petrol tacirlerinin “işbirliği” ile 27.08 dolar/varil’e kadar gerilemiş olan Brent petrolünde benzer bir düşüş yaşanır mı?
30 dolara iner mi?
Petrol fiyatlarının düşmesi petrol üreticisi şirketlerin bütçelerinde önemli açıklara neden oluyor. Bu nedenle OPEC+ eliyle ve de üretim kısıtlamalarının yardımıyla uzunca bir süredir fiyatları suni olarak yukarıda tutmayı başaran petrol ihracatçıları, Covid-19 karşısında direnmekte zorlanıyorlar.
Yabancı raporlarda petrolün varilinin 30 dolara inebileceğine dair analizler var. Katılmakta zorlanıyorum!
Riyad’da geçen hafta sonu bazı tutuklamalar oldu. Muhammed Bin Salman’ın emriyle gerçekleştiği söylenen tutuklamalar sonrası nasıl bir yönetim olacak, kestirmek zor. Lakin, 30 doların yakın zamanda söz konusu olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle mart sonuna kadar son OPEC+ anlaşması gereği 1.5 milyon varillik günlük kısıntı devam edecek.
Diğer yandan 42.40 dolar/varil seviyesi Rusya’nın bütçesi için “başabaş” noktası! Bu seviyelerin altına inilmesi durumunda (S.Arabistan’ın vaat ettiği iskontolar petrol fiyatlarını bu seviyelerin altına indiriyor!) Rusya masaya geri dönecektir!
Ortalama maliyeti 35-37 $ arası
Son rapora göre “dünyada ihraç edilebilir” petrolün dünya ortalama maliyeti 35 - 37 dolar bandında. S. Arabistan için bu maliyet çok daha düşük.
Covid-19 nedeniyle talep çökecek olsa da minimum talep devam edecektir. Farklı arz ve lojistik noktalarını göz önüne aldığımızda 30 dolarların kısa bir süreliğine görülse de (ki ben bu seviyenin görülmesini beklemiyorum!) ağırlıklı dip seviyelerinin 35 - 37 dolar seviyelerinde olması ihtimali hayli yüksek. Bu seviyenin altına inilmesi durumunda birçok üretici piyasadan çekileceği, yeni petrol alanı geliştirme faaliyetleri askıya alınacağı için bu seviyenin altına inilmesini beklemiyorum!
Virüse rağmen petrol piyasası ağır bir darbe alsa da çökmeyecektir. Ancak küresel ortalama ihraç maliyetine oranla kâr marjı azalacaktır. Başabaş üretimin bir süre daha devam edeceği varsayımıyla, petrol fiyatlarında özellikle temmuz ayı fiyatlamalarından başlayarak (Future - Vadeli kontratlarda) hızlı düzeltmeler görebiliriz. Nereye kadar düzeltme yaşanacağını, dipleri gördükten sonra paylaşmakta fayda var!
Küresel resesyon ve deflasyon fiyatlanıyor!
Geçtiğimiz hafta finansal piyasalarda 24 Şubat haftasını aratacak bir oynaklık vardı. Fed 50 baz puanlık “olağanüstü” faiz indirimine gitti ve politika faizlerini yüzde 1.00 - 1.25 bandına indirdi. Piyasalar “bizim bilmediğimiz bir şey mi var” diye indirimi önce olumlu, ardından son derece olumsuz fiyatladı.
ABD 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 1.13 getiri ile başladıkları haftayı, yüzde 0.66’yı gördükten sonra yüzde 0.75 seviyesinden kapattı. Ha keza altın tarafı da “güvenli liman algısından nemalandı. Haftaya 1.581 dolar/ons seviyesinden başlayan altın haftayı 1.674’lerden kapattı.
Brent petrolünde yukarıda da paylaştığım üzere daha da dramatik hareketler yaşandı. Haftayı 50.56 dolar/varil seviyesinden açan Brent petrolü, 45.56 seviyesinden haftayı kapattı!
Oynaklık hızlı arttı
Finansal piyasalardaki oynaklık çok hızlı arttı! “Korku endeksi” olarak anılan WIX endeksi 34.80’lerde başladığı haftanın başında 43.70’lere çıktıktan sonra haftanın ikinci gününde 24.90’lara düştü. Sonrasında geçtiğimiz Cuma günü 54.30’lu seviyeler yükselen WIX, haftayı 41.90’larda ve yine geçtiğimiz haftanın başına göre yüksek seviyelerden kapattı!
Süper Salı’dan Biden’ın çıktığı, piyasaların Sanders olur mu diye endişe ettiği Demokrat parti başkanlık yarışındaki aday için yapılan seçimlerin şimdilik (!) korkulan sonuçları üretmemiş olması; sınırlı olarak ABD piyasalarını rahatlasa da küresel olarak bir resesyon ve devamında da bir deflasyon fiyatlamaya başlandığını gösteriyor. Altın değilse de ABD 10 yıllık tahvil getirileri en azından bu konuda son derece önemli ipuçları veriyor!
Faturamız azalır mı?
Petrol fiyatlarının düşmesi ve küresel deflasyonun neresi kötü, petrol ve enerji ithal faturamız azalacak diye düşünebilirsiniz. Ancak bu düşüş beraberinde petrol ihraç edenlerin de gelirlerinin düşmesi ve daha az mal ve hizmet talebi yaratması anlamına gelecektir. Bunun da Türkiye ekonomisine ilk aşamada olumlu, ancak orta uzun vadede olumsuz etkileri olabilecek. Eğer şirketlerimiz, pazar çeşitlendirmesi yap(a)mazlarsa…!
Çin’in yılın ilk çeyreğinde değil büyümek, hatta küçüleceği; küresel tedarik zincirinin ağır “hasar” aldığı, küresel resesyona doğru gidilen bir dünyada bu da hiç mi hiç kolay olmayacaktır!
Merkez bankalarının indirimi bize yarar mı?
Türkiye ve Rusya İdlib’de “ateşkes” kararı aldı. Şimdilik ateşkes kararı; piyasaları çok fazla etkilememiş olsa da; anaların yeni göz yaşları dökmesinin önüne geçilmesi açısından çok önemli. Bu kararın İdlib’deki karşılığının ne olacağını hep birlikte yakından izleyeceğiz.
Geçtiğimiz hafta Fed “olağanüstü” toplantı ile politika faizlerini 50 baz puan indirdi. 12 Mart’ta ECB’nin, 18 Mart’ta Fed’in, 19 Mart’ta da TCMB’nin toplantısı var. Piyasalar, ECB’den de bir adım bekliyor. 10 baz puanlık indirim tahminler arasında. Asıl önemli olan ECB’nin de; önceki hafta önemli Merkez Bankaları arasında varılan ‘zımni mutabakata’; uyumu. ECB’den gelecek minik de olsa bir hamle “uyumu” göstermesi açısından önemli. Öncesinde euro/dolar paritesinin 1. 1450-1.1470 bandına doğru bir hareketlenme olabilir. Bu yıl sonu için öngördüğüm bu seviyeler martta görülüyorsa, euro için (özellikle euro ihracat yapmış şirketlerimiz için!) önemli bir “hedge” fırsatı olabilir.
Zira ECB’den gelecek en küçük hamlede; euro, yeniden dolar karşısında değer kaybetmeye aday. (Zaten finansal piyasalarını düzeltmeyi başaramayan AB bölgesi, bir de “güçlü” euro ile nasıl baş edecek?) Yine de ne Fed, ne ECB’den gelecek faiz indirimleri bizim piyasalara çok da fazla katkı sağlamayacaktır. Hele ki biz Londra-İstanbul swap köprüsünü yeniden inşa etmiyorsak…?