Pencereyi açık bıraktı
Merkez Bankası politika faizi olan haftalık repo faizini sabit bıraktı ancak piyasayı fonladığı geç likidite penceresinin tavanını 11.75’e yükseltti
Amerikan Merkez Bankası (Fed) 15 Mart’ta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında beklendiği gibi gösterge faizi 0.25 puan artırıp, bundan sonra da 3 değil 2 faiz artırımı sinyali verince tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de piyasalar rahat bir nefes aldı. Fed’in bu çok şahin olmayan toplantısı sonrası eli rahatlayan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) da yaptığı manevra ile Türk Lirası’ndaki rahatlamaya azami destek verdi.
Fed’in 0.25 puanlık artırımı ve şahin olmayan söylemlerinden sonra Merkez Bankası’nın faizde hiçbir oynama yapmayabileceğine dair beklenti oluşsa da Merkez Bankası geç likidite penceresinde 75 baz puanlık bir artışla piyasaya çok önemli bir sinyal vermiş oldu.
Piyasa mesajı aldı
Fed’in kararından sonra dün gerçekleşen TCMB’nin Para Politikası Kurulu’nda (PPK) Geç Likidite Penceresi faizinde 75 baz puanlık artış kararı çıktı. Haftalık repo ve gecelik borç verme faizlerinde herhangi bir değişikliğe gidilmedi. Son günlerde toplam fonlamanın yüzde 90’ını geç likidite penceresinden kullandıran Merkez Bankası ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüzde 10.8 seviyesine çekmişti. Önümüzdeki günlerde piyasayı yüzde 9.25’lik gecelik borç verme ve yüzde 11.75 seviyesine çekilen geç likidite penceresinden fonlamaya devam edecek olan Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama faiz oranını yüzde 11.5 seviyelerine kadar çekme opsiyonu oluştu.
Ne demek oluyor?
Geçen ay olduğu gibi Merkez Bankası ilk günlerde ağırlıklı ortalama fonlama faizini çok değiştirmeyerek kur tepkisini görmeye çalışacak ve oluşan piyasa tepkisine göre kademeli olarak bu faizi yukarı çekebilecek. TCMB’nin aldığı aksiyonun sermaye piyasaları ve döviz üzerinde pozitif etkisi olduğu da görüldü. Merkez Bankası’nın 16 Nisan referandumuna kadar başka bir toplantısının olmaması piyasada ister istemez bir gerginlik yaratıyordu. Ancak geç likidite penceresinde 75 baz puanlık bir artışla hareket alanı yaratan Merkez Bankası tereddütleri de ortadan kaldırmış oldu.
Nitekim önceki gün Fed kararı ile 3.67-3.68 bandına gerileyen dolar, Merkez Bankası’nın kararından sonra 3.63’lü seviyelere doğru ikinci bir aşağı yönlü hareket başlattı.
Enflasyon yükselişte sıkı duruşa devam
Para Politikası Kurulu’nun açıklamasında enflasyon uyarısı yapıldı. Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklığın enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Döviz kuru hareketlerinin gecikmeli yansımaları ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülüyor.
Bu çerçevede kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar verdi. Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek.”
Dolar
Fed’in faizi artırmasından sonra düşüşe geçen dolar/TL, TCMB’nin kararıyla iyice ivme kaybetti. Dolar, 3.6150 TL’yi gördü.
Borsa
PİYASALARDA yaşanan olumlu gelişmeler Borsa İstanbul tarafına yansıdı. BIST 100 endeksi 90 bin puanı geçti.
Euro
FED ile birlikte küresel piyasalarda dolar düştü, euro yükseldi. Euro/dolar 1.0746’ya ulaştı. Euro/TL 3.8998’e kadar indi.
Endişemiz vardı ama
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ, Fed’in Çarşamba günkü kararının ardından gelişmekte olan ülke para birimlerinde ralli görülmesiyle TCMB’nin faiz değişikliği yapmayacağı endişeleri oluştuğunu söyledi. Altuğ, “Bundan sonra piyasalar TCMB’nin gerçekten sıkılaştırma yapıp yapmayacağına odaklanacak. Bu kararın ardından
TCMB’nin mevcut fonlama kompozisyonunu koruması halinde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin önümüzdeki günlerde yüzde 11.50 seviyesine yükseleceğini hesaplıyoruz” dedi.
Yüzde 11.50’ye doğru gidecek
Reel Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, genel olarak Merkez Bankası hamlesinin piyasa beklentisinin ötesine geçmediğini belirterek, “Tek değişiklik, olağan dışı bir enstrüman olan geç likidite penceresinde yapıldı ki bu enstrümanı sadece son 3 aydır konuşmaktayız” dedi. Erkan, piyasa fonlamasının yüzde 10.80 seviyelerine kadar geldiğini ifade ederek, “Bu hamleden sonra kademeli olarak piyasa sıkılaştırması çerçevesinde efektif fonlama oranını Mart ve Nisan içerisinde yüzde 11.50’e doğru gittiğini göreceğiz. Geç likidite penceresini artırmak, teknik bir hamle” diye konuştu.
TL’yi güçlendirdi
BlueBay Varlık Yönetimi Stratejisti Timothy Ash, “Gecelik faizi artırabileceklerine dair biraz iyimserdim ama geç likidite penceresinde 75 baz puan artırım da aşağı yukarı piyasanın beklendiği şeydi. Bu da Merkez Bankası’nda ‘dinamik’ sıkılaşma sürecinde daha fazla seçenek sunuyor. Ayrıca TL’yi 16 Nisan’daki referandum öncesi daha istikrarlı/güçlü tutmasını sağlar” dedi. Ash, daha sonra odağın tekrar büyümeye dönemiyle Merkez Bankası’nın hızla gevşemesinin yüksek ihtimal olduğunu söyledi.
Sabit tuttu doğru karar
Cumhurbaşkanı Danışmanı Bülent Gedikli, Twitter’da yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın kararının büyüme açısından doğru olduğu yorumunda bulundu. “TCMB ekonomik gelişmelerin ve uzun vadeli projeksiyonların ışığında politika faizi sabit tutmuş ve büyüme açısından doğru bir karar vermiştir” diyen Gedikli, “16 Nisan halkoylamasından sonra ekonomide canlanmanın artacak olan siyasi istikrarla birlikte ivme kazanacagı da aşikar” değerlendirmesinde bulundu.
Kurdaki dalgayı önleyecek yetki
Ekonomi Bakanlığı, uluslararası emtia piyasalarındaki konjonktürel fiyat dalgalanmalarından dolayı dahilde işleme izin belgesi kapsamında döviz kullanım oranlarını artırmaya ve azaltmaya yetkili olacak. Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’nde değişikliğe gidildi. Buna göre, bakanlık
uluslararası emtia piyasalarındaki konjonktürel fiyat dalgalanmalarından dolayı dahilde işleme izin belgesi kapsamında döviz kullanım oranlarını artırmaya ve azaltmaya yetkili olacak. Söz konusu oranlar, otomotivde düzenlenen belgeler için azami yüzde 65, deri ve deri mamulleri ile çimento, cam, toprak ve seramik ürünleri sektöründe düzenlenen belgeler için azami yüzde 60, tekstilde azami yüzde 65, konfeksiyon ve orman ürünleri sektöründe azami yüzde 70, bunun dışında kalan sektörler için azami yüzde 80 olarak uygulanıyor. Ancak ikincil işlem görmüş tarım ürünleri taahhüdü içeren belgelerde bu oran azami yüzde 100 olarak tespit edilebiliyor. Düzenleme daha önce hazırlanan dahilde işleme izin belgeleri için de uygulanabilecek.