Özince kedi esprisiyle sitem etti
İSTANBUL - Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Merkez Bankası’nın aldığı son munzam kararını ve sektörün durumunu değerlendirirken, bankacılık sektörünün üzerine çok fazla gelindiğini söyledi.
CNBC-e’ye konuşan Ersin Özince zorunlu karşılık oranlarındaki son artışın sürpriz olmadığını, böyle bir artışı beklediklerini söyledi. Özince, “Krediler artıyor ve ne yazık ki ekonomi yönetimi kredi rakamına bir bütün olarak bakıyor. Bana hiç sürpriz olmadı. Bu politika vakit geçmeden gözden geçirilmeli. Üretime, istihdama, ihracata dönük kredilerin engellenmemesi için bir an önce harekete geçilmeli.” diye konuştu. Özince bankacılık sektörüne çok fazla yüklenildiğini vurgularken sözlerini ilginç bir fıkra ile süslemeyi de ihmal etmedi:
Bir espri yapacağım. Sahibi kediyi yıkamış, kedi ölmüş. Demişler kedi yıkanır mı? O da yıkarken ölmedi, sıkarken öldü demiş. Bankacılık sektörünü bu kadar fazla sıkmak doğru değil. Önce bir dizi şube vergileri, arkasından munzam karşılığa faiz verilmemesi ile ilgili önlemler ve bütün bunların yanı sıra sektörün gereksiz yıpratılmasıyla ilgili beyanlar doğru değil. Sıkarken, banka sermayesinin iştahını kaçıracağız kaygısındayım.”
Kârlar yüzde 20 düşer
Kredi genişlemesinin risk olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Özince “Bankacılık deneyimim Türkiye ile ilgili bir risk göstermiyor. Bütün mesele refahın eşit dağıtılarak büyümesinde. Gelişi güzel büyümemesini sağlarsak endişe edeceğimiz bir şey yok“ dedi.
Bu arada Ersin Özince, alınan munzam karşılık kararının kârlara olumsuz etkisinin olacağını karlılığın bu yıl bankacılık sektöründe yüzde 20 düşeceğini öngördü. Özince, son kararlardan önce sektörde kâr düşüşünün yüzde 10 civarında olabileceğini belirtmişti.
Sektör 8-10 yılda 10 mislinde fazla büyüdü
İŞ Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’deki bankacılık sektörünün oldukça dayanıklı olduğunu ve sektörü son 8-10 yıl içinde 10 mislinden daha fazla büyüdüğünü belirterek, “Hala büyümesi için imkan var. Bugün 2010 sonu itibariyle baktığımızda, bankaların toplam aktiflerinin 660 milyar olduğunu görüyoruz ki bu rakam Shamgen bölgesindeki ülkelerin toplam aktiflerinin yarısına denk geliyor. Türkiye’nin ulusal gelirinin sadece yüzde 90’ı. Türkiye’de bankacılık sektöründe önemli gelişme var. 90 milyar dolarlık bir hissedar sermayesine sahibiz. Bunun önemli kısmı serbest sermaye. Sektörün sermaye yeterlilik oranı yüzde 19. Çok ciddi, büyümeye yönelik imkan söz konusu. Aktiflerin kalitesi de iyi. Geri ödenmeyen krediler sadece yüzde 3.7. Artmıyor, hatta düşüyor bu oran. Bizim kredilerimiz aktiflerin sadece yüzde 52’sine tekabül ediyor ve bu krediler biraz sıkıntı yaratıyor. Çünkü bu kredilerin bazıları dış ticaret açığına katkı sağlıyor” dedi.
Avea’daki payımızı satma kararımız yok
İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Avea’daki iştirak payının satılacağı yönündeki dedikoduların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Avea’da yüzde 19 oranında payları olduğunu hatırlatan Özince “İş Bankası’nın Avea’daki payını satacağı söylentilerini yalanlıyorum. Ne böyle bir teklif ne de böyle bir değerlendirme var” diye konuştu.
Avea ile ilgili çıkan haberlerde İş Bankası’nın yüzde 19’luk payını Türk Telekom’a satabileceği iddia edilmişti.
İş Bankası benzer bir açıklamayı KAP’a da yaparak Borsa yatırımcısını bilgilendirdi. Yapılan açıklamada “Bu konuda genel müdürlüğümüz tarafından yürütülen herhangi bir çalışma olmadığı gibi, yönetim kurulumuzca da alınmış bir karar bulunmamaktadır” denildi.
Suriye şartları yumuşattı, bir iki aya karar veririz
Ersin Özince, İş Bankası olarak Suriye pazarı ile ilgilendiklerine işaret ederken bu konudaki gelişmelerin bir iki aya kadar netleşebileceğini de vurguladı. Özince bu ülkedeki adımın önce temsilcilik sonra şube veya iştirak şeklinde olabileceğini belirterek şunları söyledi:
Suriye bankacılık sistemine giriş koşullarını yumuşattı. Suriye’li bir ortağın yüzde 51 ortaklığının olması şartını kaldırdı. 200 milyon dolarlık sermaye şartı da değerlendiriliyor. O noktada da bir yumuşama gelebilir. Suriye devleti bize birçok ortaklık önerisi gönderdi. Bunların arasında Suriyeliler de olabiliyor, ‘birlikte yapsak’ diyorlar. Suriye’de otorite bizi yönlendirdi. Bizim Suriye’de adımlarımız şöyle olacak; önce temsilcilik, sonra şube veya iştirak... Temsilcilik başvurusunu yaptık. Bu ülkeler her zaman söylediğim gibi bize çok benziyor. Suriye, Irak... Suriye şu anda inceleme aşamasında, tahmin ediyorum bir iki ay içinde karar verilecek.”
Merkez bu tabloya baktı bankaları kedi gibi sıktı
Merkez Bankası’nın geçen hafta zorunlu karşılık oranlarında 5 puana varan yaptığı sürpriz artırımının perde arkası ortaya çıktı. Rekor seviyelere ulaşan cari açığın daha da artmasını önlemek için kredi hacmindeki büyüme hızını azaltmaya çalışan Merkez Bankası, Eylül ayından bu yana zorunlu karşılık oranlarında artırıma gidiyor. Şubat ayında aldığı önlemlerin kredi büyümesine olan etkisini görmek için zorunlu karşılık oranlarını değiştirmeyen Merkez Bankası, bu ayki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında sert artırıma giderek piyasaları şaşırtmıştı.
Yıllık artış yüzde 38
Ancak 11-18 Mart haftasında bankacılık sektöründeki kredi büyümesinin hızlanmasının Merkez Bankası’nı daha agresif bir karar almaya ittiği görüldü. 11-18 Mart tarihlerinde sektördeki krediler yüzde 2.08 artarak 571 milyar 977 milyon TL’ye ulaştı. Böylece kredilerde yılbaşından bu yana yaşanan artış yüzde 6.84’e, yıllık artış ise yüzde 38.03’e ulaştı. Kredi büyümesini bu yıl yüzde 25 ile sınırlı kalmasını isteyen ekonomi yönetiminin aldığı kararlar henüz etkili olmadığı görülüyor.
Ancak Merkez Bankası’nın geçen hafta zorunlu karşılıklarda yaptığı sert artırımın ardından bankaların artan maliyetleri kredi faizlerine yansıtacağı ve kredi hacmindeki büyümenin hız keseceği tahmin ediliyor. Bu arada Merkez Bankası’nın Eylül’den bu yana uyguladığı para politikası bileşeninin faizleri artıracağı beklentisinin tüketicilerin kredi taleplerini öne çektiği bunun da kredilerdeki büyümenin hızlanmasına neden olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, son karara rağmen kredi hacmindeki büyümenin sürmesi halinde Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklarda yeni artırımlara gidebileceği görüşünde. 18 Mart itibarıyla tüketici kredileri de geçen yılsonuna göre yüzde 6.7 artışla 137.6 milyar TL’ye yükseldi. Tüketici kredilerindeki son 1 yıllık artış ise yüzde 40.4 oldu.