Net mesajlara ihtiyaç var
TÜSİAD Başkanı Bilecik, ekonomide söylem birliğine dikkat çekerek, “Söylemlerimizin belirsizlikler yaratmaktan ziyade, belirsizlikleri en aza indirmesi gerekir. Yatırımcılara güven veren, anlaşılır net mesajlara ve politikalara ihtiyacımız var” dedi
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin yükseldiği küresel konjonktüre Türkiye’nin, kırılganlıkları artmış olarak girdiğini belirterek, “Bu ortamda finansal sistemimizin en sağlıklı şekilde işleyebilmesi için en azından kendi politika ve söylemlerimizin yeni belirsizlikler yaratmaktan ziyade, belirsizlikleri en aza indirmesi gerekir. Yatırımcılara güven veren, piyasalar açısından anlaşılır net mesajlara ve politikalara ihtiyacımız var” dedi.
Söylem birliği olmalı
Bilecik, TÜSİAD ve Koç Üniversitesi ortaklığıyla oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından düzenlenen ‘Bankacılık Sektörü: Riskler, Kırılganlıklar ve Çözüm Önerileri’ başlıklı konferansta konuştu. Bankacılık sektörünün başta olmak üzere finansal kesimin belirsizliklerden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini belirten Bilecik, şöyle konuştu:
“Bu çerçevede ekonomi politikalarının, özellikle para politikası iletişiminin ve etkinliğinin güçlenmesi hem finansal kesimin hem de reel kesimin önünü görebilmesine yardımcı olacaktır. Siyasi söylem ve görüşlerin bu iletişimin önüne geçmesi ve yeni belirsizlikler yaratmamasını arzu ediyoruz. Yine bu zorlu küresel konjonktürde yolumuzda sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmek için mali disiplinimizin devamını çok önemsiyor ve bu anlamda son dönemde artan kamu harcamalarının verimlilik temelli gözden geçirilmesinin finansal istikrara katkıda bulunacağına inanıyoruz. Fiyat istikrarının bir an önce sağlanarak enflasyon oranının hedeflenen düzeye düşürülmesi ve ekonomide söylem birliğinin sağlanarak ekonomik reformlara dair net bir ajandanın uygulamaya konulması gerektiğine inanıyoruz.”
Erol Bilecik, sağlıklı işleyen, iyi regüle edilmiş bir bankacılık sektörünün sadece yüksek büyümeyi değil, kaynakların verimli projelere dağılımını sağlayarak kaliteli ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyeceğini söyledi. Bilecik, “Ekonomi politikaları tasarlanırken ya da Kredi Garanti Fonu gibi kredi büyümesini teşvik eden mekanizmalar oluşturulurken hedef sadece kredi artışı değil, bunların üretken alanlara dağılımını sağlamak da olmalıdır. Yüksek büyüme, verimlilik artışı temelli olmadığında, sonuç yüksek enflasyon oluyor ve kırılganlıklarımız daha da artıyor” diye konuştu.