Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Mart ayı PPK toplantısı ne zaman?
Merkez Bankası faiz kararı yatırımcıların odağında bulunuyor. Merkez Bankası mart ayı toplantısı için gözler Para Politikası Kurulu’na (PPK) çevrildi. PKK toplantısı faiz kararının belirlenmesinde önemli rol oynuyor. Peki, Merkez Bankası açıklaması ne zaman? Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? PPK toplantısı ne zaman? TCMB faizleri değiştirecek mi? İşte Merkez Bankası faiz kararı ve PPK toplantısına ilişkin bilgiler...
Merkez Bankası faiz kararı yatırımcının gündeminde yer alıyor. Piyasalar Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ve Merkez Bankası faiz kararına odaklandı. Peki, Merkez Bankası açıklaması ne zaman? Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Mart ayı PPK toplantısı ne zaman? TCMB faizleri değiştirecek mi? İşte Merkez Bankası faiz kararı ve PPK toplantısına ilişkin bilgiler...
Tahvil faizlerindeki yükseliş eğiliminin devam etmesi nedeniyle geçen hafta Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) sözle yönlendirme ile piyasaları sakinleştirmeye çalıştırmasının ardından bu hafta gündemin odağında; Fed, İngiltere Merkez Bankası (BoE), Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) gerçekleştireceği toplantılar bulunuyor.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?
Yeni faiz kararının alınacağı Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı 18 Mart'ta yapılacak. Merkez Bankası faiz kararı 18 Mart 2021 saat 14.00'da kamuoyuna duyurulacak.
MERKEZ BANKASI'NIN ŞUBAT AYI FAİZ KARARI NE OLMUŞTU?
Son toplantıda Para Politikası için yapılan açıklama şu şekilde olmuştu;
Geçtiğimiz ay TCMB Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, "Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir." denildi.
Geçitiğimiz ay açıklanan faiz kararında şu ifadelere yer verilmişti:
"İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. Salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkileri sınırlı kalırken, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikler sürmektedir. Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkisi devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte son dönemde kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır.
İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Gerçekleştirilen güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesi beklenmekte, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir. Öte yandan, uluslararası emtia fiyatlarında süregelen artış eğilimi ve bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır. Bu doğrultuda, 2021 yılsonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenmektedir. Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.
Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar, para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla sürdürülecektir. Sıkı para politikası duruşunun bu şekilde sürdürülmesinin fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.
TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."