Memurlar evden çalışabilecek mi? Bakan Albayrak, kamu çalışanlarına ilişkin açıklama yaptı!
Memurlar evden çalışabilecek mi? sorusu corona virüsü salgınına karşı alınan evden çalışma tedbirinden sonra sıklıkla araştırılmaya başladı. Memurlar merakla bekliyordu. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, "Anadolu Ajansı Özel Yayını"nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Peki, Memurlar evden çalışabilecek mi? İşte Berat Albayrak'ın kamu çalışanlarına yönelik yaptığı açıklama...
Albayrak, Borsa İstanbul yerleşkesinde, "Anadolu Ajansı Özel Yayını"na katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketinin çok detaylı bir şekilde iş dünyası ve paydaşlarının tamamıyla istişare sonrasında gelen taleplerle birlikte hazırlandığını dile getiren Albayrak, Türkiye'nin son 2 senede yaşadığı süreçlerden sonra son 2 çeyrektir pozitif ayrışıp ivmelenme noktasında, ekonomik büyüme ve toparlanma noktasında iyi bir performans yakaladığını dile getirdi.
Ancak virüsle birlikte dünya tarihinde benzeri görülmemiş ve sürecin tahmin edilebilirliğinin dünyada keskin bir yorumla tespit edilemediği bir sürece girildiğini kaydeden Albayrak, "Ve suyun derinliğini hala bilmiyoruz ama kısa süre içerisindeki etkilerine baktığımızda özellikle küresel ekonomiye her ülkenin kendi ekonomisine etkilerine karşı benzer tedbirler alıyor. Özellikle likidite tedbirleri alıyor, iktisadi faaliyetin yavaşlaması durması veya aksamasına dayalı ülkelerin kendi içinde ekonomik anlamda minumum hasar görmesi için tedbirler alıyor. Bizim de bu kapsamda Türkiye olarak sağlık boyutu ve ekonomik boyutu çok yakından takip ediyoruz. Hakikaten sağlık boyutu noktasında çok güzel ve başarılı bir süreç. Dünyadaki örnekleri, benzer ülkeler, Avrupa'da yaşanan süreçlere göre güçlü adımlarla güçlü tedbirlerle çok sıkı bir şekilde sürecin yürütülmesine şahit olduk." diye konuştu.
Açıklanan paketin, bu yeni sürecin küresel ekonomiye etkileri noktasında ilişkili STK'lar başta olmak üzere tüm paydaşlarla görüşmeler neticesinde oluşturulmuş ilk paket olduğunu belirten Albayrak, "Bu tabii dinamik bir süreç. Bu sürecin etkilerini kimse kestiremediği için çok dinamik bir şekilde bu süreci yakından takip edeceğiz. Ekonomilere, ekonomimize, küresel ticarete etkilerini yakından takip ederek çok dinamik hızlı ve etkili adımlar atmamız gereken canlı bir süreç bu. Dolayısıyla resme bu noktada baktığımızda özellikle önümüzdeki bir kaç aylık süreç virüs özelinde baktığımızda bir çok belirsizlik ve ya durgunluk veya ekonomilerin ticari faaliyetin durma noktasına geleceği süreçleri beraberinde barındırıyor. Bununla ilgili biz çok açık ve net şekilde bu açıklanan programda öncelikli etkilenecek sektörler olmak üzere, turizm, ihracat, ticaretin farklı alanlarda oluşabilecek nakit akışı sıkışıklığı, iş akışında yaşanabilecek problemler özelinde ciddi bir rahatlama getirecek bir 3 aylık pencere açtık." dedi.
Bu sürecin her ay takip edileceğini aktaran Albayrak, tüm resme bütünleşik olarak bakıldığında tüm paydaşları kapsayacak derinlikte hacimde likidite sorunu oluşturmayacak güçte bir paket açıklandığını vurguladı.
Bu süreci Türkiye'nin birlik içinde atlatacağını dile getiren Albayrak, "Tabii Türkiye özellikle son bir kaç sene başta olmak üzere yaşanan süreçleri nasıl birlik beraberlik içerisinde güçlü refleks göstererek sakin ve panik yapmadan atlattıysa, bu süreci de toplum olarak gerçekten çok itidalli yönetiyoruz. Olması gereken de aslında bu. Bugün Avrupa'nın içine düştüğü durum ve benzer ülkelerin içine düştüğü duruma göre Türkiye çok daha sakin geçiriyor." dedi.
- "Bu dinamik bir süreç, süreci yakından takip edeceğiz"
Albayrak, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla belirlediğimiz sektörler muhtasar, stopaj, SGK primleri, KDV ödemeleri noktasında bu 3 aylık özellikle piyasaya ciddi bir likidite rahatlaması oluşturulacak. 3 aylık yaklaşık 50-60 milyar TL'lik bir likidite piyasada bu manada ilişkili sektörlere, etkilenen sektörlere bir rahatlama sunacak. Ötesinde Merkez Bankamızın ucuz bir şekilde daha uygun maliyetli şekilde likidite penceresini açmasıyla birlikte finansal kurumların bankalara yoğun bir likidite akışıyla bu süreçten etkilenen maliyeti olacak. Bu maliyetin üzerine makul bir maliyetle bu likidite ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayacağı kanallarla altyapıyı yürüyecek. Bunu karşılamak için paketin içinde bir de KGF hacminin artırılması var. Dolayısıyla teminat problemi olacak, tüm bununla ilişkili etkilenen potansiyel sektörlere,ki paketin içerisinde 25 milyar TL'lik bir artış olsa da, KGF limitinde bunun kullandırım ve kaldıraç etkisi bunun çok daha etkisinde."
Bunun dışında Türkiye'nin çok güçlü bir iç piyasaya sahip olduğunu ifade eden Albayrak, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla iktisadi faaliyetin o ayağının da güçlü ve canlı kılınmasıyla ilgili farklı adımlar da atılacak. Tabii her bir kırılımın sadece iş dünyası anlamında değil iç tüketim anlamında da etkisi var. Maddelere tek tek baktığınızda emeklilerden tutun ihtiyaç sahibi insanlara kadar... Mesela paketteki maddelerden bir tanesi emekli maaşlarındaki bin liralık alt limitin 1.500 TL'ye çıkarılması sözkonusu. Yani yaklaşık 650 bin 1.500 TL'nin altındaki emekliyi buraya çıkararak bir kere burada da bir tüketim harcaması anlamında gelir anlamında destek var. Diğer taraftan bakıyoruz bu da çok önemli yaklaşık 2 milyona yakın ihtiyaç sahibi bin liralık bir destek sağlıyoruz. Özellikle nisan ayında bunu devreye alacağımız için nisan ayında yaşanabilecek potansiyel yavaşlamayı iç piyasa anlamında desteklemek için yaklaşık 2 milyar TL'lik bir paket sunuyoruz. Bunların hepsi dinamik süreçler. Ötesinde bayram ikramiyesinin öne alınmasıyla birlikte hakeza öyle. Diğer taraftan özellikle belirlediğimiz 19 maddenin içinde özellikle belirlenen sektörlerin alt kırılım sektörleri ki hangi sektöre ilişkin firmalar etkileniyor ile ilgili bugün yayınlandı detaylar. O detayda neredeyse esnaftan KOBİ'lere kadar birçok sektörü saydığım büyük sektörlerle birlikte hepsini içine alan aslında büyük bir paket var. Tabii bu dinamik bir süreç, süreci yakından takip edeceğiz."
- "Birçok sektörün kısa çalışma ödeneğinden yararlanması söz konusu olacak"
Bakan Albayrak, sorulan soru üzerine işletmelerini kapatan küçük esnafa sağlanan desteğe ilişkin şunları söyledi:
"Bahsettiğiniz alanların hepsi açıklanan alt kırılımlarda var. Mesela son rakamda meseleye baktığımızda perakende ticaret kaleminin altında marketler var, büfeler var, bakkallar var, şarküteri manav vs. var. Bunların hepsi bugün yayınlandı. Ya da mesela konaklama tarafında lojistik tarafında işin yiyecek, içecek kahvehane kıraathane tarafında bunların hepsi bir kere bu dediğimiz öncelikle prim desteklerinin tamamından faydalanacak. Ötesinde özellikle esnaflar noktasında Halkbank özelinde bu 3 ay boyunca faizsiz şekilde bütün ana para ve faizi öteledik.
Başvuran herkes bundan faydalanacak. Peki bu da yetmez. döndüremiyoruz, bize bir can suyu lazım deniliyor. İşte paketin üçüncü kritik ayağı da bütün bu destekler ekstra likidite ihtiyacına dayalı bankalarımız özelinde kamu bankalarımız başta olmak üzere bu likidite imkanlarından hepsine KGF teminatı desteğiyle de bağlı olmak üzere bu likidite imkanlarından faydalanacaklar. Bir diğer husus da yine eksik biliniyor. Kısa çalışma ödeneği konusu. İşsizlik fonu bugünler için var. Bu çerçevede gerekiyorsa istihdamı koruma koşuluyla kısa çalışma ödeneğiyle ilgili bakanlığımızın da zaten meclise detayı, maddeyi gönderecek, esnetilmesi konusu. Daha fazla sektörün de olumlu etkilenmesi noktasında bir düzenlemeyle bir torbaya gelecek, zaten o paketin içerisinde bu da var. Dolayısıyla birçok sektörün de bu çerçevede işsizlik fonu üzerinde kısa çalışma ödeneğinden faydalanması ile ilgili bu da söz konusu olacak."
Albayrak, Borsa İstanbul yerleşkesinde, "Anadolu Ajansı Özel Yayını"na katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Evden çalışmanın devlet dairelerinde uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin soru üzerine Bakan Albayrak, kamu çalışanları ile ilgili bir esnetmenin zaten getirildiğini anımsattı.
Bu kapsamın dışında genel olarak, evden çalışma kültürü konusunun ise başlı başına Bakanlar Kurulu’nda tartışılması gerektiğini ifade ederek, “Bu detaylı çalıştığımız bir husus değil." dedi.
Albayrak, beyanname ödemelerine ilişkin, şunları kaydetti:
“2019 yılı gelir ve kurumlar vergisini nisan sonuna kadar uzattık. Kimse bu sürecin nereye gideceği ile ilgili tam yüzde 100 hakim değil ama beklentimiz, bilim kurulumuz ve bakanımızla, sıkı güçlü tedbirlerle Türkiye’nin en az etkilenerek atlatacağımız bir süreç olur. Şunu da ödemeyelim, buna da 6 ay diyorlar. Mesela, 'marttaki tahakkuku nisanda ödeyeceğiz, şubat tahakkuku da…' Ama şubat ayında ekonomik olarak gayet iyi bir şubat ayı geçirdik. Ne dedik? Nisan, mayıs, haziran… Bunlar kolaylıklar.”
Mümkün olduğu kadar dijital, internetten, online üzerinden destek, teşvik, öteleme, süre verme gibi kolaylıklar sunacaklarını vurgulayan Albayrak, bu sürecin sosyalleşme tarafını minimize etmek için çalıştıklarını, talep geldikçe durumu değerlendireceklerini söyledi.
- “2020 hedeflerini tutturma konusunda bir endişe yaşamıyoruz”
Bakan Albayrak, 2020 yılında konulan hedeflere göre ilk 2 ay gelişmelerine bakıldığında ocak ve şubatın çok iyi, martın da başlangıcının iyi gittiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Nitekim ilk çeyrek büyümesi açıklandığında göreceğiz. Küresel süreçlerin etkisiyle mart ayında hafif yavaşlamayla birlikte her ne koşulda olursa olsun ilk çeyreği biz beklentilerin üzerinde bir büyüme ile kapatacağız. Bu ivme ile gitseydik zaten hedeflerin tamamıyla ilgili, bütçe, enflasyon ve büyümeyi beklentilerin üzerinde tutturacaktık. Bugün geldiğimiz noktada birçok belirsizlik olmasına rağmen, herhalükarda kendimden emin bir şekilde bugünkü gerçekleşmeler ışığında bakıyorum, 2020 hedeflerini tutturma konusunda bir endişe yaşamıyoruz. Gerek büyümede, gerek enflasyonda.” diye konuştu.
Enflasyonu, gerek enerji, petrol fiyatları başta olmak üzere oluşan iktisadi ekosistemdeki gelişmelere dayalı aşağı yönlü, olumlu bir seyirin etkileyeceğini anlatan Albayrak, “Bütçe tarafına geldiğimiz zaman dünyada bu ve benzeri küresel süreçlerin yaşandığını dönemde bütçe politikaları, küresel benzer politikalara uyum noktasında ikinci planda. Yani özellikle istihdam, büyüme, reel sektörün desteklenmesi konusunda ikincil derecede ehemmiyet arz eden sürece doğru ilerleyebiliyor. Bizim için şu anda böyle bir risk görmüyorum. Ama her gün, her ay yeni gelişmelere tanıklık ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
- “Türkiye bu süreçten en pozitif ve olumlu kazanımlarla çıkacak ülke olacak”
Albayrak, dünyanın büyük ülkelerinde, OHAL, sokağa çıkma yasağı, borsa kapatılması, şirketlerin kamulaştırılmasına kadar süreçlerin konuşulduğunu aktararak, bu sürecin, bölge ve küresel ekonomilere etkilerinin yaşayarak tecrübe edileceğini dile getirdi.
Türkiye’nin son 7 yılda olağan günler geçirmediğini vurgulayan Bakan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son birkaç yılda ekonomik olarak daha da travmatik, daha da zor, daha da Türkiye ekonomisini meydan okuyacak şekilde güçlendirmeye sebep kılan süreçlerden geçtik, tecrübeler edindik. Bu süreçlerin her biri bize bağışıklık sistemimizi güçlendirme yönünde büyük kazanımlar ortaya koydu. Türkiye, böyle bir küresel sürece belki en hazırlıklı, en tedarikli ve altyapı itibarıyla güçlü giren ülkelerden birisi. İnşallah bu süreçten de en pozitif ve olumlu kazanımlarla çıkacak ülke olacak.
Bunun etkisi bir ay olur, üç ay olur. Burada çok net iki konu var. Birincisi dünya son birkaç senede şunu tecrübe etti; küresel tedarik altyapısı büyük bir travma yaşadı. Artık dünyada tedarik zinciri noktasında bağımlılık ve oranlar sorgulanmaya başlandı. Bu, Türkiye ve benzeri ülkeler açısından önemli bir fırsat doğuruyor. Yeter ki siz hazır olun. İhracatçıya, stok üreticiye, Eximbank ve Merkez Bankası özelinde attığımız adımlarla biliyorsunuz bu sadece 3 aylık 7-8 milyar dolarlık bir likidite desteği. Niye? Aman siz devam edin. Bu süreç geçici sonrasında hazır olmak lazım.”
- “Borsa performansı olarak çok büyük performans kaydetti”
Albayrak, 2008-2009 küresel krizi birçok ülkeye farklı sınamalar yaşattığını anımsatarak, bazı ülkelerin bu süreci ve sonrasını doğru iç piyasa ve pazar yönetmesiyle, sonrasında hızlı çıkarak ticaret altyapısını hızlı yönetmesiyle 2010-2014 yılında dünya ekonomisindeki birinci, ikinci, üçüncü ülke sıralaması değişmiş. Türkiye bu açıdan güçlü altyapıya sahip. Buna odaklanmak lazım.” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde para politikaları, maliye politikaları ve ekonomi politikaları hiçbir dönem bu kadar senkronize olmadı.” diyen Bakan Albayrak, “Bunun avantajını Türkiye olarak kullanıyoruz. Son birkaç senede yaşadığımız ekonomik sorunların hiçbirini bu kadar güçlü senkronizasyon olmasaydı zaten atlatamazdık.” dedi.
Bakan Albayrak, şubat sonu itibarıyla bakıldığında dünyadaki gelişmekte olan ülkelerin tamamına göre Türkiye’nin borsa performansı olarak çok büyük performans kaydettiğini vurguladı.
Koronavirüsün ülkelere ve ülke ekonomilerine etkileri ve küresel ekonomide yaşanan gelişmelere değinen Albayrak, TL'nin, 1 Ocak'tan itibaren bakıldığında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden ciddi bir pozitif ayrışma yaşadığını ifade etti.
Dünyada yer yerinden oynarken, Türkiye'nin, bütün bu çerçevede yaşanan süreçlere rağmen pozitif ayrıştığına işaret eden Albayrak, Türkiye'nin, bu çerçevede en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu, çok olumlu performans ortaya koyduğunu vurguladı.
Albayrak, dinamik devam eden bu süreç içinde Türkiye'nin; reel sektörü, turizmi, ulaşım sektörü, gerekse ihracatçısıyla en az etkilenecek ülkelerden biri olacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Birçok ülke sendeleyecek, düşecek, yuvarlanacak, bir kısmı da ayakta kalacak. Ayakta kalanlar, bu süreç başladığında hızlı şekilde koşup arayı kapatma, arayı açma, hedefe ulaşma noktasında iyi performe edecek. Türkiye'nin 4 hususu çok önemli. Türkiye'nin çok güçlü ve dinamik, rekabetçi bir özel sektörü var, güçlü borç stoku var, yetişmiş iyi insan kaynağı altyapısı var. En önemlisi güçlü dinamik bir iç piyasası, iç pazarı var. Bu dördü ile bu ve benzeri oluşabilecek küresel krizlerin tamamına, sahip olduğu güçlü bağışıklık sistemi ile birlikte en hızlı, en doğru, en çabuk refleksi gösterebilecek altyapıya sahip.
Türkiye; bu altyapıya sahip, bu insan kaynağına, bu zihinsel ve yönetsel beceriye sahip. Bu, dinamik bir süreç. Bugün, yarın petrol fiyatları, dolar-avro paritesi ne olur sorusunun cevabını göreceğiz. Avrupa'da birçok yerde finans piyasaları evden çalışmaya başladı. Oradaki korona pandemisi çok daha farklı bir hal aldı. İş, korona pandemisinden korku pandemisine doğru gittiği için zaten bir öngörülemezlik süreci var. Müthiş bir korku salgını var. Korona salgınından daha hızlı koşan bir korku salgını var. Tarihte tecrübe etmediğimiz diyoruz bu yüzden..."
- "Önceliğimiz özellikle kendi ekonomimizi, iç piyasayı güçlü ve sağlam tutacak tedbirleri almak"
Dünyanın, ne 1929 büyük buhranında ne de 2008-2009 krizinde tecrübe etmediği bir şeyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Albayrak, "Birileri bir şey mi test ediyor veya farklı bir süreç mi var? Çok dikkatli ve yakından takip etmemiz lazım. Önceliğimiz özellikle kendi ekonomimizi, iç piyasayı güçlü ve sağlam tutacak tedbirleri almak, adımları atmak. Bu adımları yakından takip ediyoruz. Bunları güncelleyerek özellikle 2020 hedeflerine, böyle bir iklimde tutturmak için, emin adımlarla ilerleyeceğiz. Beklenti noktasında benim öngörüm, şu an büyük bir risk görmüyorum." şeklinde konuştu.
Albayrak, tam karantinanın gelip gelmeyeceği yönündeki soru üzerine, sosyal medyada yaşanan bilgi kirliliklerine işaret etti. Sosyal mecralarda çıkan söylentileri anımsatan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Orası da ayrı bir pandemi, ayrı bir salgın, bilgi kirliliği salgını... Sıhhatli, doğru mecralar değil. Sokağa çıkma yasağı olacakmış, ülke duruyor, Türkiye'nin şu kadarı virüslüymüş ama geziyorlarmış gibi... Resmi kurumlar yalanlıyor ama eyvah... Bunları bir kenara koyarsak şu an hükümetimizin gündeminde böyle bir durum söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız dün tedbir amaçlı, mümkün olduğu kadar, özellikle yaşlı vatandaşların evde kalmasını söyledi.
Özellikle şu birkaç hafta... En tepe noktasına gelene kadar etkileşimi ne kadar azaltırsak o kadar iyi. Ülkeye girmesi noktasındaki süreci Türkiye çok başarılı geciktirdi. Girdi ve her ülke ve toplumlar etkileniyor. Her ülke bir şekilde yaklaşım gösteriyor. Türkiye daha başarılı yönetti. Bundan sonra da tedbiri elden bırakmadan dikkatli olalım."
Paniklik bir durum olmadığını vurgulayan Albayrak, sosyal medyada dolaşan "marketlerin yağmalandığı" gibi haberleri anımsatarak, böyle bir durumun olmadığını, üreticilerin de "olası sıkıntılara karşı talebi çok rahat karşılayabileceklerini" açıkladıklarını söyledi.
Albayrak, "Türkiye, 7 senedir bu ve benzeri pandemi, yalan pandemisi, yalan salgınına muhatap oluyor ama toplumumuzun Allah'tan bağışıklık sistemi bu açıdan da güçlü. Böyle bir durum söz konusu değil. Sakin, sükunetle, sabırla, pik dönemine kadarki süreci mümkün olduğu kadar az mobilize olarak, ne kadar etkileşimi azaltırsak o kadar iyi... İşe gidenlerin az temas etmesi gerek, dışarı çıkması gerekenleri ne kadar azaltırsak o kadar iyi..." diye konuştu.
Süreçle ilgili farklı görüşler olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Bu süreç geçtikten sonra modern bilimin bize anlattığı çerçevedeki resimde, bu kırılmaya başlayınca normalleşme süreci başlayacak. Nitekim Çin'de bunu gördük. Bugün Çin'de birçok fabrika, sanayi, beklentilerin ötesinde hızlı şekilde toparlanıyor. Nisan ayı itibarıyla yüzde 100 kapasiteye dönecekleri yönünde Çin tarafından bilgiler alıyoruz. Bu, önemli." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin mevcut kapasitesi içinde, makul olan talepleri sonuna kadar yürütmek zorundayız"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, geçiş sürecini mümkün olduğunca sağlıklı şekilde atlatmak gerektiğini vurgulayarak, dün açıklanan paketler çerçevesinde şu değerlendirmelerde bulundu:
"Önceliklediğimiz kesim, alt kesim ve dar gelir grubu hususuyla ilgili olarak bu noktada bu adımları attık. İç piyasayı, iktisadi faaliyetleri takip ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Nisanda bir resim bekliyoruz, mayıs-haziran etkisini öncelikleyeceğiz. Bu vatandaşlara dokunan kısmı ama bunun ötesinde baktığımızda hiçbir şeyin sonu yok.
Devlet olarak bir bilançonuz, gelirleriniz, giderleriniz var. Bu gelirlerle, giderlerle maaşları ödeyeceksiniz. Vergiydi, şunu, bunu yapacaksınız. Dükkanı bir şekilde işleteceğiz. Yani sonu olan veya olmayan, Türkiye'nin mevcut kapasitesi içerisinde, makul olan talepleri sonuna kadar yürütmek zorundayız. Bu süreç olsun veya olmasın normal hayatın akışı içerisindeki şeyleri, bunun içerisinde değerlendirmek, değerlendirmemek, bunların hepsini doğru analiz etmek lazım. Şu ana kadar bu adımları attık, gerekirse vatandaşın ihtiyacı noktasında, ona da bakarız."
Albayrak, elektrik su ve doğal gaz faturalarında bir erteleme olup olmayacağı yönündeki soruya, "Bakılabilir, şu anda bu gündemimizde yok." dedi.
Dün açıklanan pakette çok geniş bir yelpaze olduğunu ifade eden Albayrak, çok sayıda sektörü kapsayan bir paketin açıklandığını söyledi.
Ülke genelindeki oda ve borsaların atıl durumda olan fonlarının bulunduğuna, bu fonların daha önce de zaman zaman görüldüğü gibi devreye alınıp üyelere kullandırılmasının gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin Albayrak, STK'ların kendi bünyelerinde üyelerine kampanya yaptıklarını, kendilerine ulaşan STK'larla ilgili de gereken desteği verdiklerini söyledi.
Albayrak, "Şunu çok net ifade edelim; bu paket, söz konusu süreçten etkilenen her ölçekteki kuruma, nakit akışı, likidite anlamında, bir can suyu... Süreç uzarsa yeni talepler noktasında bir likidite sunuyor. 100 milyar liranın da ötesinde bir paket bu..." diye konuştu.
KGF'nin çarpanından, TCMB'nin likidite anlamındaki desteğinden, kredilerin ertelenmesinden bahseden Albayrak, "Likidite açısından, finansmana erişim noktasında bir sorunumuz yok." dedi.
Albayrak, sürecin Türkiye'nin ekonomisini, üretimini, istihdamını etkilemesi noktasında, yeni adımları atma kararlılığına sahip olduklarını vurguladı.
- "Tüm adımları vakit kaybetmeden atacağız"
Berat Albayrak, salgının etkisinin çok daha uzun süreceğine, turizm ve ihracat bağlamında yeni desteklerin olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine, alternatif planlar hazırladıklarını, Türkiye'nin iç piyasasının ihracatı ikame etme anlamında potansiyelinin çok yüksek olduğunu, turizmde de aynı durumun bulunduğunu söyledi.
"İhtiyaca dayalı adımları atma noktasında yol haritamız hazır" diyen Albayrak, esnek çalışma, asgari ücret desteği, stok finansmanı desteği gibi araçların sağlayacağı etkilere işaret etti.
Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İç piyasa ve iç talep noktasında, bu üretimlerin bir kısmını iç piyasaya yönlendireceğiz. Gerekirse turizm için de bunu yapacağız. Çok net söyleyeyim; kampanyalar, paketler... Bu adımların her biriyle ilgili B, C, D senaryolarıyla ilgili... Türkiye'nin kapasitesi, altyapısı her türlü şeye müsait. Türkiye'nin iç piyasası ve iç talebi çok canlı ve güçlü. Bütün bunlara yönelik Türkiye ekonomisinin minimum etkilenmesi ve bu süreçten sonra en güçlü ve pozitif neticelerle çıkmasıyla ilgili tüm adımları vakit kaybetmeden atacağız. Burada bekleyerek, adım adım, gözeterek, etkilerini test ederek, sabırla, dikkatle, panik yapmadan adımlarımızı atacağız."
Albayrak, dünyanın panikte olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin bu süreçlere alışkın olduğunu, böyle zamanlarda kim ne derse desin kendilerinin işlerine baktığını, Türkiye'nin bu süreçten çok daha kazanımlarla çıkacağını söyledi.
- "Panik yapmayacağız, bizim için fırsat penceresi var"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) kararlarının insanları paniklettiğine dair bir yorum üzerine, dünyanın 2008-2009 sonrasında ekonomik anlamda farklı bir iklime doğru gittiğini anlattı.
Albayrak, "Bu süreçte iç piyasası, genç nüfusu, rekabetçi ekonomisi, iyi bilançosu olan ülkeler, sürece hızlı adapte olup süreci bertaraf eden ülkeler için bir fırsat penceresi var. Türkiye, bu potansiyele sahip ender ülkelerden. Başkalarının paniği başkaları için fırsat olabilir. Biz panik yapmayacağız." dedi.
Bu süreçlerin Türkiye'yi daha da güçlü kıldığını ifade eden Albayrak, bu dönemde herkesin elini taşın altına koyması ve panik yapmaması gerektiğini söyledi.
Albayrak, bazı kimselerin marketlerden makarna raflarını çekerek sosyal medyadan paylaştığına işaret ederek, "Toplum bu süreçte birlik içerisinde teenni, akıl ve sabırla, tüm iş dünyamız, STK'larımız, paydaşlarımız, esnafımız, hükümetimiz, devletimiz birlikte hareket ettiği sürece, ki çok koordineli hareket ediyoruz, dünkü Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki toplantı bu resmi bir kez daha ortaya koydu. Fikir, akıl ve ülke birliği açısından çok güzel mesajlar verdi." diye konuştu.
- "Nakit akışı zincirinin kırılmamasıyla ilgili talepleri takip ediyoruz"
Berat Albayrak, çeklerin ertelenmeye başladığına ve bu konuda bir tedbir alınıp alınmayacağına dair soruya karşılık, paketin içinde mücbir sebep maddesinin bulunduğunu, alt kırılımındaki çalışma noktasında çeklerin de olduğunu bildirdi.
Albayrak, "BDDK'nın önceki gün aldığı, 90 ve 180 gün maddesinde, yıl sonuna kadar uzatmasıyla birlikte, takipteki alacağı düşüp düşmemesi konusunda, çünkü mücbir sebep oluşturacak alanlar da var, hem bankaları rahatlatan hem de paydaşları bu süreçte oluşturduğu iklimle rahata kavuşturan bir süreç..." ifadesini kullandı.
Bu konuda sadece kamu bankalarının değil, diğer bankalarla da görüştüklerini, BDDK'nın bu konuda adımları attığını belirten Albayrak, taleplerle ilgili adım atma noktasında çalışmaları başlattıklarını, nakit akışı zincirinin kırılmamasıyla ilgili piyasadan gelecek talepleri takip ettiklerini, çok hızlı ve dinamik adımlar atacaklarını söyledi.
- "Türkiye'nin çok ciddi pozitif ayrıştığı bir iklimden bahsediyoruz"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, Türkiye'nin kırmızı çizgileri arasında "bütçe açığı", "büyüme" ve "enflasyonun" bulunduğuna ve olumsuzlukların sürmesi halinde hangisinden taviz verilebileceğine dair bir soru üzerine, küresel piyasalarda aynı anda hem petrolün hem altının değer kaybettiğini, herkesin dolara yöneldiğini kaydetti.
Albayrak, "Gerek borsa gerek döviz kurları noktasında bakıldığında, hakikaten Türkiye'nin çok ciddi pozitif ayrıştığı bir iklimden bahsediyoruz. Türkiye'nin kırılganlıklarını azalttığınızda bu etkiler de minimize oluyor. Türkiye; cari denge, bütçe disiplini ve maliye politikası gibi birçok açıdan ev ödevini yaptığı bir dönemde bu sürece girdi." dedi.
İkinci çeyreğin farkı riskleri ve belirsizlikleri beraberinde getirdiğini dile getiren Albayrak, bunu minimize etmek için bu adımları attıklarını, ramazan ayıyla birlikte nisan ortası ve sonundan sonra daha da normal hayata dönülmesini, iç talebin ve iç piyasaya bağlı hareketlerin artmasını beklediklerini kaydetti.
Albayrak: "Ancak küresel resmin olumsuz senaryolarına karşı maliye politikaları her zaman elimizde bir silah. Bunu gerektiğinde tabii ki kullanacağız ama bugün için böyle bir risk görmüyorum." dedi.
Bugün itibarıyla yılbaşında belirledikleri hedeflere bağlı olarak ilerlediklerini ifade eden Albayrak, çok dinamik bir süreç yaşadıklarını söyledi.
- "Enflasyonla ilgili bu yıl ciddi bir endişe taşımıyorum"
Berat Albayrak, "Enflasyonla ilgili bu yıl ciddi bir endişe taşımıyorum. Özellikle petrol fiyatları, maliyetler, küresel süreçteki yavaşlamadan kaynaklı, tam tersine enflasyonda aşağı yönlü bir baskı oluşturuyor. Bu da Türkiye'nin zaten halihazırda yaşadığımız şu sürece olumlu etki edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Çok dinamik, günlük ve anlık bir takip gerektiren, daha önce tecrübe edilmeyen bir sürecin yaşandığını ifade eden Albayrak, son dönemde süreçleri nasıl yürüttülerse aynı titizlik ve disiplinle çalışmaları yürüttüklerini kaydetti.
Albayrak, "Türkiye bu manada baz büyümesini doğal senaryoda gerçekleştirebilecek bir altyapıya sahip. Bunu da sağlıklı bir bilançoyla yönetebilme kapasitesine de sahip. Tabii ki tedbir ve süreçler bütçe anlamında bize alan açtığı sürece gerekli tedbirleri almayı gerektirecekse, atarız." dedi.
Petrol fiyatlarının nasıl seyredeceğine dair bir soru üzerine Albayrak, bu konuda uluslararası kuruluşların farklı beklentileri bulunduğunu, çok sayıda politik açıklama duyduklarını, aşağı yönlü bir baskı ikliminin yaşandığını söyledi.
Albayrak, "Her 10 dolarda Türkiye'ye 5 milyar doların üzerinde bir cari denge katkısı yaptığını bildiğimizden hareketle, açıkçası bize olan etkisini turizmde negatif olabilir. Toplamda baktığımızda minimum etkilenecek, belki de pozitif etkilenecek şekilde bir 2020 yılı görüyorum." diye konuştu.
Dolardaki dalgalanmanın fiyatlama davranışlarına ve enflasyona çok ciddi etki etmeyeceğini belirten Albayrak, Türkiye'nin 2018'de yaşadığı dalgalanmaların sebep olduğu "köpüğün" 2 sene içinde bir şekilde söndürüldüğünü kaydetti.
Albayrak, dolardaki fiyat hareketlerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu resme baktığımızda, bu dalgalı süreç küresel anlamda dünyanın tüm ülkelerine karşı doların değer kazanması, nispeten Türkiye olarak baktığımızda Türk lirasının çok daha az değer kaybettiği, daha istikrarlı durduğu bir iklimde, bu çerçevedeki dalganın etki boyutu gelişmelere dayalı aşağı yöne de olur, yukarı doğru da olur... Ama nitekim istikrarlı bir çerçevede gittiği noktada fiyatlamaya, özellikle de bu yılın enflasyonuna etki oluşturacağını ben şahsen düşünmüyorum."
- "Amacımız bu sürecin etkisini minimuma indirecek her türlü desteği sağlamak"
Türkiye'nin bu zor günleri atlatacağını ifade eden Albayrak, vatandaşların ve yatırımcıların paniğe kapılmaması gerektiğini söyledi.
Albayrak, "Panik yapmaya gerek yok, hızlı karar alabiliyoruz, güçlü adım atıyoruz. İşte panikle adım atanları görüyoruz. Gece 12'de toplantılar yapılıyor, şu oluyor, bu oluyor, sonra bir de bakıyoruz dünyaya etkisi farklı. Eyvah! Vatandaş diyor ki; yukarıdaki panik, o zaman biz de şey yapalım. 'Yukarıdaki makarna almaya gittiyse ben o zaman kamyonu çekeyim, bir kamyon makarna alayım' diyor." diye konuştu.
Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin içerisinde yer alan "mücbir sebep" ifadesinin vatandaşı korumak için genel çerçevede ele alındığını ifade eden Albayrak, "Burada oluşacak ihtiyaçlar, istihdam noktasında, işsizlik fonu hususu var zaten. Gerek kısmi çalışmada, gerek telafide, farklı destek teşvik mekanizmalarında bu var zaten. Ama sektör bazında oluşabilecek, talep bazında, süre bazında, gelişmelere dayalı artırılabilir, uzatılabilir, destek verilebilir." ifadelerini kullandı.
Mücbir sebep tanımının tüketici kredilerine de getirilebileceğini dile getiren Albayrak, bununla ilgili çalışmaların kurumlarca takip edileceğini belirterek, "Tabii ki tüketici kredileri özelinde de gerekiyorsa bu çerçevede mücbir sebep noktasında gerekli adımlar atılır. İlgili kurumlar çerçevesi içinde de bunu takip edebiliriz. Özellikle etkilendiğini beyan eden, tüm bu manadaki altyapıyı buna göre kurgulayabiliriz. Her türlü desteği vermek açısından... Amacımız bu sürecin etkisini vatandaşlarımız ve kurumlarımız açısından minimuma indirecek her türlü desteği sağlamak." diye konuştu.
- "Şu an itibarıyla bu atımlar hakikaten kapsamlı adımlar"
Bakan Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin tutarının, çarpan etkisi de düşünüldüğünde 100 milyar liranın üzerinde olduğunu söyledi.
Albayrak paketin kaynağına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Bu pakete baktığımızda ortaya çıkan bütçeden verdiğiniz imkanlar ayrı, toplam finansal sistemin içerisinde oluşturduğunuz finansal likiditeden verdiğiniz imkanlar ayrı, kamu olarak tahsilat noktasında belli bir noktada ortaya çıkan o likidite boşluğunu doldurmak için ortaya koyduğunuz imkanlar ayrı... Nitekim primlerde ve vergilerde yaptığımız bu fedakarlık şu 3 ay boyunca, 10 milyarlarca likiditeyi özellikle bu etkilenen sektörlerde bırakma noktasında imkanlar ayrı...
Dolayısıyla bu çerçevede baktığımızda, bu paketin boyutu likidite çerçevesi içerisinde Türkiye'nin 2020 için ortaya koyduğu mevcut bütçe performansı açısından bir risk teşkil etmiyor. Önümüzdeki süreçte farklı adımlar atmamız gerekiyorsa, gerek bütçe olarak gerek sübvanse olarak bu adımları da atarız. Ama şu an itibarıyla bu atımlar hakikaten kapsamlı adımlar."
- "Sektörleri bugün paylaştık"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, paket kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak oluşturulduğunu hatırlatarak, bunun detaylarının ilgili bakanlık tarafından açıklanacağını söyledi.
Pakete göre perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik-ulaşım, sinema-tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizasyon sektörleri için muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerinin 6'şar ay erteleneceğini anımsatan Albayrak, stopajlarla ilgili şu açıklamada bulundu:
"Muhtasarın içinde stopaj da var. Kira stopajı diyorlar mesela o da var. Detayda sektörleri bugün paylaştık, dün akşam yayınlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesinde, Gelir İdaresi sitesinde bu açıklandı. Sektörler için dediğimizde mesela; madende, mobilyada... Bunlardan bir kısmından talepler geliyor. Dediğim gibi genişleyebilir, artırılabilir. Bunlara çalışıyoruz.
Dinamik bir şekilde sektör temsilcilerinden gelenleri dinliyoruz. İsim vermeyeceğim, mesela, bir sektörümüz tam tersine pozitif etkilenmiş. Bu süreçten iyi para kazanıyor aslında. O da şimdi ulaşmış. Dedim ki, 'Ya onlar paraları çoktan almışlar, durumları da iyi.' Bu çerçevede şimdi 'Araya biz de girelim', 'Üç ay üç aydır, onun bir finansal maliyeti falan'... Bunu ciddi şekilde çalışmamız lazım. Ama etkilenen sektörlerimiz var."
- "Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz"
Metal ve madencilik sektörleriyle ilgili çalışma yapılabileceğini anlatan Albayrak, desteklere yalnız vergi ve SGK desteği konuları olarak değil likidite yönetimi olarak da bakmak gerektiğini söyledi.
Albayrak, zorda kalan sektörlerin, oluşturulan likidite havuzundan faydalanması için ayrı paketler çıkarılabileceğini belirterek, "Uygun maliyetli şekilde nakit akışı çalışıyoruz. Bunlar tabii ki bu süreçte bizim dikkatle takip edeceğimiz süreçler. İlişkili bakanlarımızdan, bakan yardımcılarımızdan geldikçe bakıyoruz, bunlar çalışılabilecek alanlar." bilgilerini verdi.
Albayrak, "Reel sektör üzerinde çok net söyleyeyim, bu süreçte hakiki manada etkilenen hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz." dedi.
- "Yeni fırsatlar doğuracak"
Berat Albayrak, devletin vatandaşlarına destek olmak için var olduğunu belirterek, reel ekonomi paydaşları, yatırımcılar ve kurumların panik olmaması gerektiğini söyledi.
Tüm dünyanın etkilendiği koronavirüs salgınının bitmesinin ardından dünyada yeni bir dönemin başlayacağını ifade eden Albayrak, şöyle konuştu:
"Bakın şimdi çıtayı başka bir yere taşıyorum. Reel sektöre şunu söyledim, bu süreçten biz hızlı çıktıktan sonra, iyi ve başarılı bir şekilde çıktıktan sonra inşallah, küresel resimde bu süreçten olumsuz etkilenen ülkeler, sektörler ve firmalar... Yeni fırsatlar doğuracak. Hangi açıdan yeni fırsatlar doğuracak? Çok net söylüyorum, satın alma, ortaklık, uygun-ucuz altyapıyla ilgili, bilançoyu büyütme, pazarı büyütme, kapasiteyi büyütme... başka fırsatları da sunacak. Biz bunun için de hazırız."
- "Bir tarafın değil herkesin kazanacağı çerçevede hareket edeceğiz"
Albayrak, paketle açıklanan destekler konusunda kamu bankaları adına taahhütte bulunabileceğini ifade ederek, "Kamu bankaları dün olduğu gibi bugün de yine çok güçlü bir şekilde sahada olacak." dedi.
Önceki gün bankacılık konusunda çeşitli tavsiye kararlarının alındığını ifade eden Albayrak, şöyle konuştu:
"Beklentimiz odur ki tüm bankacılık sektörü bu süreçten de güçlü bir şekilde, hem kendi kredibilitesini hem kendi piyasasını, pazar payını güçlendirerek çıkabilsin. Biz onu hep istiyoruz. Yoksa şimdi ne diyoruz; Merkez Bankası likidite sıkışıklığı olmasın diye alt banttan ucuz maliyetli ne veriyor, likidite veriyor. Bu likiditeyi alıyor gerekiyorsa KGF desteği de vereceğim ben. bunu da Meclis'ten inşallah geçecek. İşte pakette, geçti geçiyor. Bu çerçevede haftaya yasalaşıyor. Garanti devletten, likidite kurumlardan. Ee, aracı kurum olarak 8'den aldım, 9'dan aldım 15'ten, 20'den satayım. Olmaz. Orada makul olacağız. Makul maliyetlerle de bir tarafın değil herkesin kazanacağı çerçevede hareket edeceğiz... Bu manada kamu bankaları adına konuşuyorum, bu süreler yaşanmaması adına her türlü şeyi yapacağız.
Türkiye ekonomisi neleri atlattı... Bu süreçten de çıkacak. Bu manada Bankalar Birliği'nin dün verdiği pozitif mesajlarını da çok olumlu karşılıyorum."
"Türkiye'nin her şeyi yolunda"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, koronavirüs nedeniyle küresel ekonomide yaşanan durgunluğun kamu kurumları için "hisse geri alım fırsatı" olarak değerlendirilebileceğini belirterek, "Aslında şu dönem hisse geri alımları açısından ciddi fırsatlar doğan bir dönem. Tabii ki belirsizlikler ortadan kalktıkça ve normalleşme oldukça, trend yukarı gittikçe tabii ortada bir gelir olacaksa gönül istiyor ki bu kamuda kalsın, vatandaşta kalsın, yerli yatırımcıda kalsın" değerlendirmesini yaptı.
Dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının etkilerini azaltmak için hazırlanan paketle devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla milletinin yanında olduğunu belirten Albayrak, tüm ekonomi paydaşlarının sürece katkı vermesi gerektiğini söyledi.
Etkilenen sektörlere devletin gereken tüm destekleri vereceğini belirten Albayrak, özel bankaların da bu noktada gereken hassasiyeti göstermesi gerektiğini kaydetti.
Albayrak, "Bu bir ekonomik savaşsa hep birlikte cephede en ön safta mücadele etmemiz lazım." dedi.
- "Kaynakla ilgili bir risk görmüyoruz"
Albayrak, koronavirüs salgını nedeniyle yoğun ve riskli bir ortamda çalışan sağlık çalışanlarıyla ilgili bir destek düşünüp düşünmediklerine yönelik bir soruya, "Bunu Sağlık Bakanımız da ifade etti. Cumhurbaşkanımıza da ifade etti. Bununla ilgili zannediyorum bir gelişme olursa yakında ilişkili bakanımız yahut bu çerçevede hükümetimiz adına Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapabilir. Ama bunun gündemimizde olduğunu ifade edebilirim." cevabını verdi.
Paketin maliyetinin bütçe içinde yönetilmesi gereken bir sürece girdiklerini ifade eden Albayrak, bunun da bütçe performansı içinde rahatça yönetilebilecek bir konu olduğunu söyledi.
Albayrak, "İlk üç aylık borçlanma performansı noktasında baktığımızda Hazine olarak biz gayet bu sürece likit girdiğimiz bir dönemdeyiz. Onu söyleyeyim. İki, üç aylık performansımız noktasına Hazine olarak likit giriyoruz. Bu finansal desteklerin, finansal likiditeyi desteklemek açısından, sağlama açısından önemli müdahaleleri yapma kapasitesine haiziz. Orada bir sıkıntı yaşamıyoruz. Dolayısıyla orada da kaynakla ilgili bir risk görmüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
- "Bu iniş çıkışların Türkiye'den kaynaklanmadığını hepimiz biliyoruz"
Albayrak, yaşanan bu sancılı sürecin kamu kurumları ve şirketleri için ciddi bir "geri alım fırsatı" oluşturduğunu belirterek, bunun tavsiye niteliğinde bir değerlendirme olarak kabul edilebileceğini söyledi.
Albayrak şunları kaydetti:
"Türk Hava Yolları (THY) açıkladı, genel kurul var. Diğerleri açıkladı... Varlık Fonu'na bağlı bazı şirketlerimiz var, kamunun diğer şirketleri var. Aslında şu dönem hisse geri alımları açısından ciddi fırsatlar doğan bir dönem. Yani şu belirsizliklerin oluşturduğu şu seviyeler güzel bir dönem. Ben açıkçası birçok yatırımcı açısından bakıldığında fırsat dönemi olduğunu düşünüyorum. Tabii ki belirsizlikler ortadan kalktıkça ve normalleşme oldukça, trend yukarı gittikçe oluşacaksa da bu tabii ortada bir gelir olacaksa gönül istiyor ki bu kamuda kalsın, vatandaşta kalsın, yerli yatırımcıda kalsın.
Yerli yatırımcı açısından bakıldığında hakikaten küresel resim ölçüsünde borsa potansiyelimiz gerçekten iyi. Yani değer noktasında bakıldığında 1,2-1,3 sentler civarındayız. Türkiye şu anda inanılmaz cazip bir noktada. O açıdan hızlı iniş-çıkışlar hızlı fırsatlar da doğuruyor. Bugün bu iniş çıkışların Türkiye'den kaynaklanmadığını hepimiz biliyoruz."
- "Bu süreç sonrası açısından da büyük fırsatlar sunuyor"
Berat Albayrak, dünyanın "risk off" modunda olduğunu hatırlatarak, piyasalardan kaçışın da bir sonunun olması gerektiğini söyledi.
Albayrak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ne kadar asset, varlık varsa satalım dolarla... Sonu ne bunun? Piyasa ağzıyla konuşayım. Tamam kaçalım kaçalım, dolarları yığdık yığdık. ABD Merkez Bankası (Fed) bu kadar para bastı. Bu kadar paralar paralar. Sonra eve dönüp bir bakacaklar ağzına kadar dolar dolu. Şimdi ne yapacaklar bu kadar doları? Bahsettiğim şey işte o güne hazır olmak! O süreçleri doğru yönetip varlık noktasında, özellikle gelişmekte olan ülkeler noktasında kıymetli.
Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde önemli bir sınav veriyor. Küresel 'risk off' dalgalanmaları yakından takip eder. Bittikten sonra yeni sürece baktığında hangi ülkeler daha güçlü, daha sağlam, daha stabil, daha az etkilendi. Bu noktada bakar. Ve Türkiye içinden geçilen böyle bir dönemde emin olun çok tarihi ve başarılı bir performans ortaya koyuyor. Bu süreç sonrası açısından da büyük fırsatlar sunuyor. Öyle bakmak lazım."
- "Bizim bu süreçten güçlü çıkmamız lazım"
Albayrak, Türkiye'nin bu zorlu dönemlerde dahi Uluslararası Para Fonu'na (IMF) yönelmediğini ifade ederek, ülkenin bilançosunun, cari dengesinin ve nakit akışının güçlü olduğunu söyledi.
Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin her şeyi yolunda. IMF'lik bir durum söz konusu bile değil. Ha, IMF ile diğer ülkeler, G20 toplantıları, telekonferanslar, herkes birlikte ne yapabiliriz diye konuşuyor, ticaret olumsuz etkilenmesin. Bizler de görüşüyoruz. Cumhurbaşkanımızın 4'lü zirvesinde de bu mevzu gündeme geldi. Avrupa'yla olsun Amerika'yla olsun ticaretler, diğer ülkelerle oluşacak ticaretin aksamaması, firmaların sıkıntıya düşmemesi, SWAP line'larının gelişmesi noktasında bunları hep dinamik bir şekilde yaşıyoruz.
Ama bakın, Türkiye bütün bu benzer gelişmekte olan ülkelerle kıyasladığınızda, bu siyasi bakış açısından ari, siyasi şapkalarımızı bir kenara koyup baktığımızda deminki ortaya koyduğum tabloda ülkelerin tamamı Türkiye'nin hani benzer, benchmark, rakip ülkeleri dediğimiz hepsinden pozitif ayırdığı bir kıyamet senaryosu resmi ortaya koyduk.
Onun için Türkiye hakikaten çok başarılı bir performans ortaya koyuyor. Bizden kaynaklı değil bu virüs ama bu süreci yaşıyoruz. Ama bizim bu süreçten güçlü çıkmamız lazım."