MB Başkanı duyurdu: İhracat artıyor dengelenme sürüyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, "Enflasyonun 2019 yıl sonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşeceğini, 2020 yıl sonunda yüzde 8,2’ye, 2021 yıl sonunda ise yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, "Ülkemiz gibi dolarizasyonun yüksek olduğu, piyasayı desteklemek amacıyla çok sayıda döviz likiditesi aracını da piyasanın kullanıma sunulan ülkelerde rezerv tartışmalarının, uluslararası rezerv varlık ya da brüt rezervler üzerinden yapılması en uygun olan yöntem. Bu zaten uzun yıllardır gerçekleşen bir pratik, bugüne has bir şey değil." dedi.
Çetinkaya, Marriott Şişli Otel'de düzenlenen "Enflasyon Raporu 2019-II" için bilgilendirme toplantısının ardından ekonomist ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rezervler konusunun yakın dönemde tartışıldığını ve kapsamlı bir bilgilendirme ihtiyacının farkında olduklarını aktaran Çetinkaya, "Biz TCMB olarak rezervler dahil, verilerin paylaşımında, uluslararası piyasalarda dünyada en iyi pratiklerle uyumlu bir çerçevede devam ediyoruz. Bilançomuzu günlük olarak açıklıyoruz. Yani TCMB'nin faaliyetlerini günlük analitik bilançodan takip etme imkanımız var." diye konuştu.
Çetinkaya, rezerv verilerinin haftalık olarak yayımlandığını ve bunun uluslararası pratik dikkate alındığında en sık frekans anlamına geldiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bunun dışında uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablomuz var. Bu da kapsamlı bir bilgilendirme imkanı sağlıyor ve bunu da aylık olarak yayımlıyoruz. Bunların dışında rezerv gelişmelerini etkileyen alt kalemler ve bileşenlerle ilgili. Bunların da önemli bir kısmı bizim kullandığımız bankalara, özellikle piyasaların etkin işleyişi bakımından bir imkan olarak sunduğumuz likidite araçları başta olmak üzere, bütün alt bileşenler de olmak üzere düzenli olarak yüksek bir frekansta yayımlıyoruz.
Bu çerçevede bakıldığında TMCB'nin verilerinin yayımlanması ve şeffaflığı noktasında dünyadaki en iyi uygulamalara örnek olarak bir noktada duruyoruz. Bununla birlikte elbette zaman zaman gelişmelerle ilgili sorular gündeme gelebiliyor. Sorulardan birkaçına değineyim. İlk hususlardan biri, yakın zamanda tartışılan rezerv rakamlarda gözlenen dalgalanma. Sizler de biliyorsunuz bu dalgalanma istisnai değil, yakın döneme özgü değil ve sıra dışı değil."
"Dalgalanmanın nedeni; bankalar tarafından farklı yoğunluklarda kullanılması"
TCMB Başkanı Çetinkaya, tüm merkez bankalarında olduğu gibi dönemsel dalgalanmaların (TCMB rezervleri) her iki yönde de gerçekleşebildiğine işaret ederek, "TCMB'nin rezervlerindeki dalgalanmalarda en belirleyici unsurlardan birisi, döviz ve TL piyasalarının etkin işleyişini sağlamak adına bankalarımıza sunduğumuz çeşitli likidite araçlarının piyasa gelişmelerine bağlı olarak bankalarımız tarafından farklı yoğunluklarda kullanılıyor olması." şeklinde konuştu.
Çetinkaya, daha aydınlatıcı olması adına bu konuda (rezerv) biraz daha detaya ihtiyaç gördükleri için bu enflasyon raporunda buna özel bir çalışma ayırdıklarını dile getirerek, şu bilgileri verdi:
"Piyasaların likidite gelişmeleri, bankaların likidite pozisyonları ve beklentileri, piyasa faiz gelişmeleri, offshore ve offshore faiz farkları, buradaki beklentiler, riske dair beklentiler ve bununla birlikte maliyet gibi unsurlar... Bu imkanların kullanılması rezervler üzerinde oynaklık oluşturabiliyor. Bunlardan bir kısmını hatırlatmak anlamında söyleyeyim; TL karşılığı döviz depo işlemleri, teminat döviz depo işlemleri, döviz karşılığı TL-swap işlemleri, rezerv opsiyon mekanizması, bunun dışında likiditeyi sağlama, arttırma ya da daraltma yönünde rezerv opsiyon mekanizması ve zorunlu karşılıklarla ilgili bizim dönem dönem aldığımız kararlar... Diğer kalemler zaten enerji ithalatçısı şirketlere satışlar, hazinenin dış borç ödemeleri, cari ödemeleri ve diğer ödemeleri gibi unsular..."
"Brüt rezerv, uluslararası yaygın bir pratik"
Murat Çetinkaya, diğer merkez bankaları gibi rezervle ilgili iletişimlerini brüt rezerv üzerinden gerçekleştirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu aslında uluslararası yaygın bir pratik. Çünkü net rezerv konusunda uluslararası, üzerinde mutabık kalınmış bir tanımlama yok. Net rezervler de analizlerde, değişik parametre ve ölçümlerde kullanılıyor. Hatta bizim Stand-by kapsamında yayımladığımız raporlamamızda da rezerv kalemi var. Ancak zaman içerisinde kullanılan araçların şekillenmesi, çeşitlendirilmesiyle bu kalemi biz de artık bir rutin kalem olduğunu ve analizlerde kullanılmadığını biliyoruz."
Bu anlamda brüt rezervlerin kullanılmasında temel bazı belirleyiciler yer aldığına dikkati çeken Çetinkaya, "Hele bizim ülkemiz gibi dolarizasyonun yüksek olduğu, piyasayı desteklemek amacıyla çok sayıda döviz likiditesi aracını da piyasanın kullanıma sunulan ülkelerde rezerv tartışmalarının, uluslararası rezerv varlık ya da brüt rezervler üzerinden yapılması en uygun olan yöntem. Bu zaten uzun yıllardır gerçekleşen bir pratik, bugüne has bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Son aylarda hiçbir parametrede bozulma söz konusu değil"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, rezerv tartışmasına ilişkin, "Bizim takip ettiğimiz rezerv yeterliliği kavramları ve kullandığımız metrikler bakımından son aylarda hiçbir parametrede bozulma söz konusu değil." dedi.
Çetinkaya, Marriott Şişli Otel'de düzenlenen "Enflasyon Raporu 2019-II" için bilgilendirme toplantısının ardından ekonomist ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rezerv tartışılırken aslında rezerv yeterliliğinin tartışıldığını ifade eden Çetinkaya, "Bu tartışmanın brüt rezervler üzerinden gerçekleştirildiğini ifade etmeye çalıştım. Bu da uluslararası normlarla uyumlu. Tabii bu rezervlere bakarken elbette net rezervler bazı kalemleri ayrıştırarak bakan metrikler de var. Bu da analiz konusunda bakış açılarının farklılığını yansıtır ve doğaldır. Diğer taraftan şunu unutmamak lazım rezervlere bakarken sadece resmi rezervlerin değil, ülkemizde olduğu gibi bankacılık sektörünün finansal kesim rezervleri, şirketler kesiminin yabancı para varlıklarının da hesaba katıldığı bazı metrikler var." diye konuştu.
Çetinkaya, finansal istikrar açısından ülkenin döviz rezervlerinin yeterliliği konusunda değişik parametrelerle, ölçümlerle Merkez Bankası'nda takip ettiklerini aktararak, "Son dönemdeki tartışmalar lütfen yanlış algı oluşturmasın. (Rezerv tartışması) Bizim takip ettiğimiz rezerv yeterliliği kavramları ve kullandığımız metrikler bakımından son aylarda hiçbir parametrede bozulma söz konusu değil." dedi.
"(Swap) Zaman zaman bazı araçlar daha çok öne çıkabiliyor"
Murat Çetinkaya, Merkez Bankası olarak her zaman iletişimlerinin rezervleri gelecek dönemde güçlendirme yönünde olduğunu belirterek, bunun dışında cari denge gelişmelerinin takip edildiğini, ihracat ve turizm gelirleri gibi kalemlerin gelecek ayda dönemsel etki yapabileceğini söyledi.
Azalış yaşanılan dönemlerin görüldüğü gibi gelecek aylarda önemli ölçüde artışların da görülebileceğine dikkati çeken Çetinkaya, "Burada kritik nokta şu, bizim de tavsiyemiz, rezervlere bakarken trende bakmak, orta vadeye bakmak ve geniş bir rezerv yeterlilik metrik ayrımıyla bakmak daha sağlıklı olacaktır." dedi.
Çetinkaya, swaplara da değinerek, "Son dönemde tartışıldı. Zaman zaman bazı araçlar daha çok öne çıkabiliyor. Geçtiğimiz mart ayı da böyle bir dönemdi. Swap piyasasındaki gelişmeleri sizler de yakından takip ettiniz. Biz bu araçları kullanırken rezerve olan etkisini biliriz, ama Merkez Bankası olarak rezerve etkisini dikkate alarak bu araçları dizayn etmiyoruz ya da bu araçların kullanımında rezerve etkiyi hesaba katarak bir düzenlemeye ya da değişiklik yapmıyoruz." diye konuştu.
Kullanım imkanının artırılması kademe şekilde gerçekleştirildiğini aktaran Çetinkaya, "O sırada piyasada yaşanan sıkışıklık, offshore, offshore faizleri arasında açılan büyük fark ve piyasada gördüğümüz anomali karşısında piyasadaki istikrarı ve etkin işleyişi desteklemek amacıyla atılmış bir adımdı. O yüzden kademeli olarak adımlarımızı attık ve sonuçlarını gördük. Birkaç gün içerisinde piyasalarda normalleşme yaşandı." ifadelerini kullandı.
"(Parasal aktarım) Merkez Bankası nedenlerini analiz eder, gereken tepkiyi verirdi"
Çetinkaya, Merkez Bankası'nın parasal aktarımı açısından bakıldığında elbette kısa vadeli faizlerin üzerinde Merkez Bankası ve para politikası duruşunun etkisinin belirgin olduğunu ve bunun böyle olmasını istediklerini, bunun finansal aktarım açısından önemli olduğunu vurgulayarak, ancak kısa vadede enflasyon beklentileri, piyasa likiditesi, vade primi gibi bazı unsurların etkili olabildiğini anımsattı.
Geçen dönemde de piyasada likiditenin homojen dağılmamasının ağırlıklı etkisiyle, beklentilerin farklılaşmasıyla birlikte piyasa faizlerinde olağandan farklı olarak Merkez Bankası politika faizinden bir uzaklaşma gördüklerini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bizim için önemli. Öncelikle bu etkinin nereden kaynaklı olduğunu anlamaya çalışırız. Bu farklılaşmanın giderek azaldığını görüyoruz ve tekrar piyasa faizleri Merkez Bankası politika faizinin etrafında dalgalanmaya başladı. Kredi ve mevduat faizlerinde normalleşme görüyoruz. Bu bizim için önemli. Kopukluk devam etseydi, Merkez Bankası nedenlerini analiz eder ve ona göre gereken tepkiyi verirdi.
Çünkü parasal duruşun etkin bir aktarım ile piyasada sonuçlarının görülebilmesi Merkez Bankası'nın temel hedefidir. Uzun süreli kopukluk parasal duruş ve aktarım mekanizması açısından dönemsel ve yapısal soruna işaret edebilir. O yüzden bunu anlamaya çalışır ve gereken politika tepkisini de verirdik ancak bugün itibarıyla bunların piyasa faizleri, kredi mevduat faizleri cephesinde normalleşmeye başladığını görmekteyiz. Yakından takip etmeye devam ediyor olacağız."
"Biz ihtiyaca göre farklı araçları devreye alabiliyoruz"