Gazete Vatan Logo

Martin Wolf Türkiye'yi övdü

Davos’ta ki toplantıda Moderatör Martin Wolf, Ali Babacan’a söz verirken Türkiye’yi övdü

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl ağırlıklı olarak Euro Bölgesi krizinin hakim olduğu Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda krizi ensesinde hissetmeyen tek konuşmacı olarak öne çıktı. ‘Küresel Ekonomiye Bakış’ oturumunun moderatörü Martin Wolf’un, Başbakan Yardımcısı Babacan’a söz verirken, “Burada imtiyazlı konumda tek sizsiniz, bize ders verin” ifadelerini kullanması dikkati çekti.

İsviçre’nin Davos kasabasında devam eden Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının ‘Küresel Ekonomiye Bakış’ oturumunda krizi ensesinde hissetmeyen tek konuşmacı olarak öne çıkan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, moderatör Martin Wolf’un da dikkatini çekti. Financal Times’ın baş ekonomik yorumcusu Wolf, Babacan’a söz verirken, “Burada imtiyazlı konumda olan tek sizsiniz, bize ders verin” dedi. Davos’ta oturumdaki diğer konuşmacılardan Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve Hong Kong Özel Yönetimi Başkanı Donald Tsang, Ali Babacan’ın açıklamalarına destek verdi.

Kriz eleştirisi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, oturumdaki konuşmasında Euro Bölgesi’ni krizi doğru yönetememekle eleştirdi. Babacan, sözlerine şöyle devam etti: “Yunanistan’ın iflası mutlaka engellenmelidir. İflas iflastır, bunun düzenlisi düzensizi, geçicisi kalıcısı, gönüllüsü gönülsüzü olmaz. Euro Bölgesi dayanışma gösterip hiçbir üyesinin iflasına izin vermeyeceğini taahhüt etmelidir. Bunu Yunanistan’da reformlar izlemelidir. Ama iflas kapısı bir kere açılırsa ardından herkes gider. Herkes bunun bedelini öder.”

Babacan, Euro Bölgesi’nin bütçe açıklarına otomatik yaptırımlardan artık taviz vermemesini ve krizden çıkış stratejileri konusunda öncelikle kendi halklarını ikna etmelerini istedi.

Lagarde: Ülkeler harcama kesintisini aynı hızda üstlenmek zorunda değil

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi’nin bazı üyelerinin zor durumdaki bölge ekonomisini desteklemek için büyümeyi teşvik etme esnekliği bulunduğunu bildirdi.

Lagarde, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, Euro Bölgesi’ne üye 17 ülkenin, borcunu azaltmak için aynı seviyede ve aynı hızda dramatik harcama kesintisi üstlenmek zorunda olmadığına dikkati çekerek, bazı ülkelerin mali konsolidasyonu sağlamak üzere tam yol ileri gitmek zorunda olduğunu, bazılarınınsa bunu yapmak için zamanı ve zemini bulunduğu vurguladı. Lagarde, küresel ekonomideki istikrarın yeniden sağlanmasına destek olmak için IMF’nin daha fazla kaynağa ihtiyacı olduğunu yineledi. IMF, kredi kaynaklarını 500 milyar dolar artırmayı, 100 milyar dolar tutarında da koruma tamponu oluşturmayı planladığını açıklamıştı.

Euro Bölgesi ürettiğinden çok tüketti

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Euro Bölgesi’ndeki ülkeler Maastricht Kriterleri’ni uygulasaydı, bugün borç sorunu olmazdı” dedi. Ürettiğinden çok tüketen ülkelerin düştüğü durumlara ilişkin Yunanistan’ın bugünkü durumunu örnek veren Babacan, “Bu sadece Yunanistan için geçerli değil. İspanya için de böyle, İtalya için de böyle. Böyle bir durumda refah seviyelerinin düşmesi gerekir. Bu ülkelerin refah kaybına hazırlıklı olması lazım” dedi. Avrupa’daki borç krizini değerlendiren Babacan, söz konusu ülkelerin Maastricht Kriterleri’ni uygulamalarının önemini belirterek, “Euro Bölgesi’ndeki ülkeler Maastricht Kriterleri’ni uygulasaydı, bugün borç sorunu olmazdı” diye konuştu.

Fitch’in analizi güncel değil

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in bu yıl Türk şirketlerinin likiditesinin kötüleşeceğine ilişkin raporuna ilişkin bir soru üzerine de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Fitch’in analiz tarihinin güncel olduğunu düşünmediğini söyledi. Dünyada likiditenin bol olmaya devam edeceği bir dönemde olduklarını anlatan Babacan, “Türkiye’de güven ortamı olduktan sonra Türkiye’ye kaynak akışında sıkıntı olmayacağını tahmin ediyorum” ifadesini kullandı. Babacan, Merkez Bankası’nın son dönemdeki döviz satımlarına rağmen Türkiye’ye giren döviz miktarının çıkandan fazla olduğunu dile getirdi. Cari açığa ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Babacan, “Cari açıkla ilgili en olumsuz rakamlar geride kaldı. Bu, cari açığın 1-2 senede sıfırlanacağı anlamına gelmez” dedi.

Başçı: Davos’u gördükten sonra yüzde 4 konusunda çok rahatım

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye’nin 2012 yılı ekonomik büyüme tahminleriyle ilgili, “Ben Davos’u gördükten sonra yüzde 4 konusunda çok rahatım” dedi.

Erdem Başçı, Davos’ta katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtladı.

Türkiye’ye fon girişi olması halinde faizlerin yeniden yükselip yükselmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Başçı, bu konuda çok esnek olduklarını dile getirdi. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2014 yılına kadar sıfır seviyesine yakın faiz politikasını korunacağını açıklamasından sonra Türk Lirası’nda ciddi bir değerlenme olduğunu hatırlatan Başçı, sadece Türkiye’de değil, gelişmekte olan bütün ülkelerde sermaye girişlerinde artış gözlendiğini dile getirdi.

Büyüme tahminleri

IMF’nin Türkiye’ye ilişkin 2012 yılı büyüme tahmini ile Merkez Bankası’nın büyüme tahmini de karşılaştıran Başçı, Türkiye için büyüme tahminlerinin yüzde 4 olduğunu hatırlattı. IMF’nin Türkiye ile Avrupa arasındaki yakınlık ve ticari ilişkilerden dolayı böyle bir kötümser beklenti içerisinde bulunduğunu tahmin ettiğini

kaydeden Başçı, “Biz de niye yüzde 4 çıkıyor? Biz, Orta Vadeli Programı (OVP) yaparken bunu enine boyuna düşündük. Merkez Bankası OVP çalışmaları sırasında en yüksek tahmini veren kurumlardan biriydi” dedi. Finansman kanalında korkulanın hiç yaşanmadığının, Türk bankalarının AB bankaları yerine Londra merkezli bankalardan sendikasyon kredisi aldığını ifade eden Başçı, “Ben Davos’u gördükten sonra yüzde 4 konusunda çok rahatım” dedi. Başçı, Türkiye’nin tasarrufları artırdığı takdirde daha rahat büyüyeceğini sözlerine ekledi.

Kredi notlarının önemi azalacak

Kredi notlarının söz konusu fon kaynağından yararlanılması için önemli olup olmadığının sorulması üzerine Erdem Başçı, kredi notlarının giderek öneminin azalacağını söyledi. Kredi derecelendirme kuruluşlarının sadece Türkiye’den değil dünyanın her tarafından çok eleştiri aldığına dikkati çeken Başçı, bu anlamda sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Başçı, “Onların rolünün finans sisteminde azalması yönünde, Finansal İstikrar Kurulu’nda ve G-20’de önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bunun faydasını ileride göreceğiz” dedi.

İstanbul Finans Merkezi projesinde maya tutuyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul’un finans merkezi yapılmasına ilişkin ortaya attıkları projelerin insanları ikna ettiğini belirterek, “Bu maya tutuyor” dedi. Dünya Ekonomik Forumu’na katılmak üzere Davos’ta bulunan Babacan, bir televizyon programında soruları yanıtladı. Bu yıl CEO’ların özellikle İstanbul finans merkezi çalışmaları hakkında bilgi aldığını belirten Başbakan Yardımcısı Babacan, birçok şirketin İstanbul’u bölgesel merkez olarak seçmeye başladığını kaydetti. Babacan, “Yanıma Güneydoğu Asya’nın yatırım fonlarından birinin sahibi geldi ‘Zaten planlıyorduk ama, biz bölge ofisimizi İstanbul’da açıyoruz’ dedi. İstanbul finans merkeziyle ilgili ortaya attığımız projeler insanları ikna ediyor, bu maya tutuyor” dedi. Davos’ta en çok konuşulan konuların başında Avrupa’daki kriz ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu’daki dönüşüm süreci olduğunu anlatan Babacan, ekonomide başarı örneği olarak ise Türkiye’nin gösterildiğini söyledi.

AB’ye ve Euro Bölgesi’ne üyelik farklı kararlar

Yaşanan ekonomik kriz dikkate alındığında Türkiye’nin AB’ye girmediği için sevinmesi gerekip gerekmediğinin sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şu andaki sorun; özellikle Euro Bölgesi’ndeki ülkeler tek bir para birimi kullandıkları için kur konusundaki esnekliklerini kaybetmiş durumdalar. Tek bir ortak kuru uyguladıkları için ekonominin değişen şartlarına göre kurda yukarı ya da aşağı yönlü ayarlamalarında rekabet konusunda bir esneklikleri yok. Böyle bir sıkıntılı tablo. Ülkeler maliye politikalarında da istediğini yaparken, para politikalarında bağlı oldukları yanlış bir tabloyu beraberinde getiriyor. Bir bakama yüksek açık veren ülkeler düşük açık veren ülkelerin sırtından suni bir refah sağlıyor.”

AB’ye üyelik ile Euro Bölgesi’ne üyeliğin farklı kararlar olduğuna dikkat çeken Ali Babacan, Türkiye’nin AB’ye üye olabileceğini, fakat Euro’yu kullanmaya daha sonra karar verebileceğini kaydetti.

Haberin Devamı