Maaş tartışması
Askerlerin ekstra zam isteğine Başbakan'ın olumlu yaklaşmasıyla başlayan tartışma büyüyor. Öğretim üyeleri de Erdoğan'a mektup yazıp zam isteyecek
Sıhhıye'deki Abdi İpekçi Parkı'na rağbet yüksek: TESK trafik kazalarına dikkat çekmek için sergi açmış. Hemen yanındaki TAYAD'lılar ölüm oruçları eylemine 304'üncü gündür destek veriyor. Bir iki adım ötede ise imamlar siftah yapıyor. Türk Diyanet Vakıf-Sen üyeleri bağlı oldukları Türkiye Kamu-Sen'in toplu eylemlerine daha önce katılmışlar ama ilk kez dün bir başlarına basın açıklaması yapıyorlar. Ellerinde taze yazılmış "Sorumluluğumuz varsa ülkemizin geleceğinde söz sahibi olmak hakkımız", "Biz derdimizi kime anlatalım?", "Görevde en önde, maaşta en sonda", "Diyanet'ten kaçan kaçana! Niye mi?" pankartları var. Ama pankart taşımaya alışkın olmadıkları için arada şöyle sesler duyuyorsunuz: "Nuri! Kardeş bir adam gönder, kolum koptu vallahi..." Kim bilir daha neler duyarız diye gülsuyu kokan kalabalığın içine giriyoruz.
Bizi aptal sandılar
Önümüze gelene soruyoruz:
* Ne kadar alıyorsunuz?
Ortalama 550 milyon lira... Kamuda bizden az alan yok.
* Askerler de zam istiyor ama...
Onlar 1.5 milyara yaşayamıyorlarsa bizi de bir düşünsünler...
* Başbakan da geçinemiyor...
Biz ölelim yani!
* Niye bugüne kadar hiç eylem yapmadınız peki?
Ayıp olmasın dedik Efendi davranalım dedik. Ama onlar bizi aptal sandı. Oysa bizi inciteni incitmesini de biliriz yani...
* Aranızda "Din adamıyız, eylem günahtır" diyen oldu mu?
Olur mu öyle şey? Biz rızkımız için eylem yapıyoruz.
* E siz Allah rızası için dua okumuyor musunuz?
O ne kadar kutsalsa bizim haklarımız da o kadar kutsaldır.
* 70 bin imam var ama burada 70 kişi bile yok. Neden?
Saat daha 12.00. Öğle namazını kıldırıp öyle gelecekler.
Gerçekten de birazdan 30'ar 40'ar gruplar halinde imamlar geliyor. Megafonlu imam "Tempo! Tempo!" diye bağırınca ellerindeki kağıtlara bakarak hep bir ağızdan "Unutmayın bizleri! Unuturuz sizleri", "Hocaların feryadı arşa ulaşır", "İmamdan aldılar, hırsıza verdiler" ve "Maaşlar rezalet, hani nerede adalet" türü sloganlar atıyorlar. "Kim buldu bu sloganları" diye sorunca da yanıt yine tebessüm ettiriyor: "Ayaküstü!"
* İlk ve son eylem mi bu?
Olur mu daha yeni başlıyoruz.
* Eylem olarak iş yavaşlatacak olsanız ne yaparsınız; mesela namazı geç mi kıldırırsınız?
Yapabileceğimiz çok şey var, yaptıkça görürsünüz.
* Bordroları yakacağız diyorsunuz. Bordro yakmak caiz mi?
Diyanet'i yakmamız bile caiz.
* O derece yani?
Aynen o derece! Çocuklarım için her şeyi yaparım.
Derken bir yanık kokusu geliyor. İmamlardan biri bordrosunu yakmış bile... Diğerleri de kuyrukta ateşe ellerindeki kağıtları uzatıyorlar. Bir sürü bordroya sadece bir çakmak var. "İlk eylem acemilikleri" diyor biri... Arkasından tam ahmak ıslatan yağmuru başlıyor. Ama imamlar bunu da hayra yoruyor: "Sokağa çıktığımız nasıl belli oluyor ama... Rahmet yağdı vallahi". Yağmura rağmen konuşmalar sürüyor.
Türk Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Bilal Eser'in ateşli konuşması bitince, sıra eylemin en özgün bölümüne geliyor. Sendikanın genel sekreteri Hazım Zeki Sergi daha iyi bir yaşam hakkına dair Türkçe dualar ediyor, iki ellerini yana açmış imamlar hep bir ağızdan "Amin" diyor. Sonunda "Allah rızası için El Fatiha" dendikten sonra kısa bir sessizlik oluyor. Dualar da bitince imamlar dağılıyor. İkindi namazı kaçmadan haydi camiye...
Babacan asker maaşlarında artışa sessiz kaldı
Devlet Bakanı Ali Babacan, asker maaşlarının iyileştirilmesi konusunda sessiz kalmayı tercih etti. Babacan OSTİM esnafını ziyareti sırasında, bu konudaki soruyu, "Şimdi konumuz bu değil" diyerek geçiştirdi. Başbakan Erdoğan'ın, geçtiğimiz Salı günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'le yaptığı görüşmenin bir bölümünde asker maaşlarının iyileştirilmesi konuşulmuştu. Görüşmede Erdoğan'ın Maliye Bakanlığı'na gerekli talimatı vereceğini söylediği öğrenilmişti. Temmuz ayında maaşlarına yüzde 6 zam alan kamu çalışanları da "Çifte standart olmasın, biz de aynı oranda zam istiyoruz" diyerek tepkilerim dile getirmişti.
Üniversiteler de "Geçinemiyoruz" diye ayağa kalktı
Askerler ve memurlardan sonra öğretim görevlileri de "Geçinemiyoruz" diyerek ayağa kalktı. Profesör ve doçentlerin dışında kalan tüm öğretim görevlilerinin maaşlarına zam yapılması için YÖK bir çalışma başlattı. Askerlerin "Geçinemiyoruz" diyerek zam istemesi memurlardan sonra öğretim görevlileri için de umut oldu. YÖK maaşları 700 milyon ile 900 milyon lira arasında değişen öğretim görevlileri için bir çalışma başlattı. Profesör ve doçentlerin maaş sistemi 57'nci Hükümet döneminde düzenlenmişti. Ancak profesör ve doçentin alt kadroları olan araştırma görevlisi, yardıma doçent, uzman ve okutman kadrosundaki görevliler bu düzenleme kapsamı dışında kaldılar. Altı ayda bir yapılan katsayı düzenlemeleri ile yapılan zamları yetersiz bulan öğretim görevlileri geçinemediklerini YÖK yönetimine bildirdi. YÖK'te maaş düzenlemesi için bir çalışmanın başlatıldığı öğrenilirken hazırlanan taslak önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan'a sunulacak. Erdoğan kabul ederse öğretim görevlileri de ilave zam alacak.