'Kriz kahini' Türkiye'yi uyardı!
'Notu yatırım yapılabilir seviyeye getirdi ama...'
Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, Türkiye'nin cari açığı ve enflasyonu düşürmesi gerektiğini söyledi. Roubini, "Orta yolu bulmanız gerekiyor" dedi.
EKONOMİK krizleri önceden öngörmesiyle ’Kriz kahini’ olarak adlandırılan ünlü ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, 2001’de ciddi bir ekonomik krizden çıkan Türkiye’nin bugünkü ekonomik ve siyasi durumunu olumlu bulduğunu söyledi. Türkiye’nin Ortadoğu’daki ülkelere model olabileceğini anlatan Roubini, bölgede savaş beklemediğini de anlattı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmasını istediğini ve bu konudaki çabasını desteklediğini aktaran Roubini, "Ancak dünyada daha fazla büyüyen bölgeler olduğu ve onlarla sıkı işbirliği de gözden uzak tutulamamalı" dedi.
ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (ÇUGİAD) davetiyle Adana’ya geldi. Roubini’nin katılımıyla Seyhan Oteli’nde düzenlenen ’Bilgi Güçtür’ konulu toplantıya, KKTC Enerji Bakanı Sunat Altun, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça ve TÜGİK Başkanı Erkan Güral ile çok sayıda işadamı ve davetli ilgi gösterdi.
KAMERA KISITLAMASI
Alkışlarla toplantının yapıldığı salona giren Roubini’nin konuşmasının ilk 5 dakikalık bölümünün kameralar tarafından görüntülenmesine izin verildi. Konuşmanın geri kalan bölümünün anlaşma yapılan İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından montajlı olarak basın kuruluşlarına servis edileceği bildirildi. Fotoğraf çekimi konusunda ise gazetecilere kısıtlama getirilmedi.
YATIRIMA ÇAĞIRDI
Adana ve kentin yatırım olanaklarına ilişkin kısa bir görsel sunumun yapıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, "Sayın Roubini kahin olarak değil, ekonomi konusundaki bilgi birikimi ve öngörüleriyle öne çıkıyor. Sadece ’Kahin’ olarak adlandırmak doğru değil. Onun gibi bir isimden bilgi almak yatırım yapmak isteyen her işadamının bilgi alması çok önemli. Sizleri yatırım için çok uygun olan Adana’da yatırım yapmaya çağırıyorum" dedi. Kürsüye çıkan TÜGİK Başkanı Erkan Güral ise "Yatırımlara yön ve karar vermek isteyenler, cesurca adım atıyor. Avrupa Birliği ülkelerinin topluca eylem yaptığı bugünlerde, yatırımı konuşmak ve Roubini gibi birini dinlemek çok önemli" diye konuştu.
YÜKSELEN EKONOMİ VURGUSU
Kısa yaşam öyküsü okunduktan sonra alkışlarla kürsüye çıkan ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, öncelikle dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri yorumladı. "Artık küresel ekonomide birçok şey değişiyor. Küresel ekonomide dünyanın her yerinde neler olup bittiğini anlamak gerekiyor" diyen Nouriel Roubini, 2008-2009’da çok büyük bir ekonomik kriz yaşandığını aktardı. Krize gelişmiş ekonomilerdeki aşırı tüketimin neden olduğunu ifade eden Nouriel Roubini, "2009’dan itibaren ise küresel olarak ekonomide bir canlanma başladı. Ama bu sefer yavaş bir toparlanma oldu. Yükselen ekonomilerde ise toparlanma daha hızlı" diye konuştu. İlerleyen yıllarda yükselen ekonomilerin daha da büyüyeceğini dile getiren Roubini, "Bu piyasaların işlem ve ticaret gücü daha fazla olacak. Siyasi ve jeopolitik işlerde de rolü ve önemi daha da artacak" diye açıklama yaptı.
TÜRKİYE AÇIKLAMASI’
Eskiden ’G-7’ ülkelerinin çok güçlü ekonomileri olduğunu ancak bu kavramın geçerliliğini yitirdiğini öne süren Roubini, şöyle konuştu:
"Şimdi artık tartışmalar G-7’de değil, G-20’de yapılıyor. Sistemik açıdan yükselen piyasalardan biri Çin ve Brezilya gibi ülkeler. Bunlardan biri de Türkiye. Türkiye’nin dış politikadaki gücü ortada. Dünyada sadece ekonomik güçte değil siyasi güçte de bir kayma var. Yükselen piyasalar, sanayileşen, şehirleşen, genç nüfusa sahip ve kişi başına geliri artan ülkelerde ciddi bir ekonomi büyümesi olacak. Tüketim ve hizmet artıyor. Yatırım artıyor. Mallara olan talep de artıyor. Küresel ekonomi de yükselen piyasalar çok daha etkin olacak. Türkiye’nin de etkinliği artacak."
KRİZ DENEYİMİNİ ANLATTI
Krizin ardından ileri ekonomilerde toparlanmanın yavaş, yükselen ekonomilerde ise çok hızlı olduğunu yineleyen Nouriel Roubini, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlerleyen ekonomilerde toparlanmanın yavaş olması, bu resesyonun farklı olmasıydı. Bu nedenle toparlanma yavaş oluyor. Çok fazla harcaması olan ülkelerin daha az harcama yapması gerekiyor. Oysa, yükselen ülkelerde ’V’ şeklinde bir toparlanma yani hızlı toparlanma oldu. Çünkü geçmişte bu ülkeler krizleri yaşamışlar ve bankalarını düzenlemişlerdi, kendilerini temizlemişlerdi. Bundan 10-20 yıl önce mali krizler yükselen piyasalarda olurdu. Meksika, Kore gibi Brezilya ve Türkiye’de de krizler yaşandı. Artık dünya değişti. Bu ülkelerin ileri ekonomilere göre artık daha iyi sermayelendirilmiş bankaları ve düzenleri var. İlerlemiş ekonomilerde devletlerin çok borcu var, bankaları düzensiz. Eskiden borç veren ülkeler artık çok borçlanmış durumdalar. Şimdi küresel ekonomide bu ülkeler zor durumda."
DÜNYAYI DEĞERLENDİRDİ
Belirli kriterler üzerinden dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri irdeleyen Nouriel Roubini, şunları kaydetti:
"ABD, dünyanın en büyük ekonomisi. Avrupa da, Çin de öyle. Burada yaşananlar sadece oraları değil, tüm dünyayı etkiliyor. ABD’de, ekonomik büyüme hala çok zayıf. Geçen yıl sadece yüzde 1 oldu. Oysa normalde yüzde 3’tü. Büyüme düşük çünkü çok fazla borç var. Özel ve kamu borcu yüksek. Çok ağır açık var. İstihdam yaratılamıyor. Seçim olumlu bir gelişme oldu. Artık Amerika’nın dışında başka süper güçler var. Çin, Rusya ve Türkiye gibi. ABD, artık diğer ülkelerle işbirliği yapması lazım. Türkiye ile çok iyi işbirliği var. Obama’nın dış politikası bu şekilde devam edecek. ABD’nin en ciddi sorunu mali problemi. ABD yakın zamanda mali düzenleme yapacak mı? Euro Bölgesi’nde yani Avrupa’da çok ciddi mali ve bankacılık problemi var. Yunanistan, Portekiz ve İspanya çok sorun yaşıyor. Ciddi bir ekonomik resesyon var. Cari ve mali açık var. Avrupa Bölgesi’nde resesyon hala devam ediyor. Ama Avrupa Merkez Bankası çok daha aktif bir rol oynamaya karar verdi. İtalya ve İspanya’nın tahvillerini satın alacak. 500 milyar euroluk fon vardı. Bu fon kullanılacak. Para birliği için Avrupa’da siyasi birlik lazım. Birlikte mi kalacaklar, parçalanacaklar mı? Bu ciddi bir karar. Bunun dünyaya bulaşıcı etkileri olacak. Çin’in yıllık büyümesi yüzde 10 ve bu çok iyiydi. Artık çok fazla tasarruf yapıyorlar. Yeterince tüketim yok. Artık siyasi bir geçiş de yaşanıyor. Yeni lider seçiliyor. Yürütme Komitesi’nin 5 üyesi değişti. Reformlar yapılmazsa Çin’de yaşananlar küresel ekonomiyi etkileyecek."
’BÜYÜME NEDEN DÜŞTÜ?’
Yükselen pazarların küresel ekonomide büyüme içinde olduğunu, bu büyüme trendinin devam edecek gibi göründüğünü söyleyen Nouriel Roubini, "Çin’de biraz geçen yıl düştü. Türkiye’de ortalama büyüme oranı yüzde 5.5 olmasına rağmen bu yıl ekonomik büyüme yüzde 3’ten az olacak. Bu ülkeler geçen yıl çok fazla büyüdü. Enflasyonu dengelemek için faizlere müdahale edildi. Yükselen pazarlar ileri ekonomilerdeki gelişmelere de bağlı. İleri ekonomilerde resesyon var. ABD’de yüzde 1.5 büyüme oldu. Avrupa’da yaşanan resesyon Türkiye’de sıkıntıya yol açtı" diye değerlendirmelerde bulundu.
TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Küreselleşmeye açılan ülkelerin daha ciddi büyüdüğünü, içe kapanan ülkelerde ise ekonomik büyümenin yavaşladığını savunan Nouriel Roubini, şunları vurguladı:
"Ortadoğu’da yaşanan riskler var. İran ve İsrail arasında gerilim var. Nükleer konusunda İran bence bir noktada ödün vermeli. Çünkü nükleer İran sadece İsrail için değil, Türkiye, Amerika ve sunni ülkeler için de tehlikeli olacak. Umarım İsrail ve İran arasında siyasi bir diplomatik yol bulunur. Arap Baharı, Libya, Tunus ve Endonezya’da başladı. Bu ülkeler hala başarılı bir ekonomi olamadı. Türkiye’de nüfusun çoğunluğu ılımlı bir İslami hükümete oy vermeyi tercih etti. Türkiye bir model. Arap ülkeleri böylesi bir geçişi sağlayıp ekonomik açıdan başarılı olur. Oysa Tunus ve Libya’da durum başarısız. Türkiye ile Suriye gibi ülkeler arasında bölgesel gerilimler yaşanıyor. Umarım bu sorunlara çözüm bulunur. Sadece Suriye’de değil, Yemen’de de iç savaş var. Amerika, Irak’tan askeri açıdan ayrılmış durumda. Oradan ayrılır ayrılmaz Sunni ve Şiiler arasında, Kürtler arasında istikrarsızlık başladı. Türkiye gibi bir ülke. Son derece olumlu örnek olabilir Ortadoğu’ya. Ortadoğu’da siyasi ve ekonomik model olabilir. Türkiye jeopolitik gerilimleri çözmeye çalışırken bir yandan da örnek oluyor."
ÖRNEK GÖSTERİP ÖVDÜ
Hiçbir ülkenin ekonomik açıdan yalnız olmadığını, ülkelerin küresel ekonominin bir parçası olduğunu vurgulayan Nouriel Roubini, "Türkiye’de büyüme neden yüzde 8’den yüzde 3’e düşecek? Çünkü Avrupa Bölgesi’nde ekonomik sorunlar var. Suriye ile sınırı var. Siyasi ve askeri istikrarsızlık, ekonomik açıdan olumsuz sonuçlar doğuruyor. Eskiye göre bu ülkelerle ilişkiler artık daha zor. Türkiye’nin bugünü ve 10 yıl öncesini karşılaştıralım. 2001’de bankacılık krizi yaşandı. IMF’den para istendi. Bugün ise kamu borcu daha düşük. Merkez Bankası’nın yabancı döviz rezervi daha yüksek. Artık sanayi tabanı çok daha çeşitli. Firmalar sadece Türkiye’de iş yapmıyorlar ve bölgesel bir güç oluyorlar. Ciddi bir krizden çıkan Türkiye önemli büyüme kaydetti. Finansal sistem temizlendi, mali politikalar başarılı oldu. Türkiye’nin coğrafi lokasyonu açıdan oynadığı bir rolü var. İleri ekonomilerden yükselen pazarlara doğru Batıdan Doğuya doğru bir geçiş var. Bağdat-Tiflis’ten Ceyhan’a inan boru hattı çok önemli. Türkiye bu geçişin merkezinde."
AB’Yİ ELE ALDI
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) sürecini de yorumlayan Nouriel Roubini, bu konuda şöyle konuştu:
"Ben de bir çok kişi de üyelik konusunda AB ile müzakerelere olumlu bakıyordu. Avrupalılar bu konuda çok yavaş davrandılar. Avrupa’da bazı ülkeler nedeni olmayan gerekçelerle Türkiye’nin üyeliğini istemiyor. Türkiye gibi büyük bir ülke AB’ye üye olursa Avrupa için de iyi olur. Türkiye’nin katılımına sıcak bakmadıkları için Türkiye ilgisini başka yerlere, Ortadoğu’ya Çin’e başka yerlere yönlendirdi. Euro Bölgesi yaşlanıyor. Potansiyel büyüme yüzde 1-1.5 oranında. Böyle bir pazarın üyesi mi olmak istersiniz, daha fazla büyüme oranları olan yerlerde mi yaşamak istersiniz? Bence Türkiye’nin ilgisinin başka yerlerine yönlendirmesi doğru, ekonomik olarak da olumlu. Türkiye’nin AB üyesi olması çok olumlu. Bunu destekliyorum. AB’ye katılma hedefi devam etmeli. Bu müzakereler zamanla üyelikle sonuçlanacak. Ancak dünyada daha fazla büyüyen bölgeler olduğu ve onlarla sıkı işbirliği de gözden uzak tutulamamalı. Türkiye, çok önemli bir konumda."
’ENDİŞELERİM VAR AMA OLUMLU YÖNLER AĞIR BASIYOR’
Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmelerin olumlu bulurken, endişelendiği konuların da olduğunu ancak olumlu yönlerin daha ağır bastığını kaydeden Roubini, şunları belirtti:
"Türkiye ile ilgili endişelerin başında ekonomik büyümenin yavaşlaması geliyor. İstihdamın azlığı var. Çok fazla cari açık var. Kırılganlık var. Açığı çok fazla borçla kapatmaya çalışırsanız çok ciddi kırılganlık olur. Türk lirası çok yüksekti. Ama geçen yıl Türk lirası bir parça değer kaybetti. Enflasyon oranı çok yüksek. Bu konuda Merkez Bankası karar almalı. Büyüme diyorsanız faiz oranları düşürmelisiniz. Uzun dönemli sorunlar da var. Nüfus açısından Türkiye olumlu durumda. Genç ve artan nüfusu olan ülkelerin güçlü ekonomileri olur. Ama bu yetmez. Onları üretken bireyler kılan beşeri sermaye bulmanız gerekir. Küresel ekonomide Türk gençlerinin verimli ve üretken hale getirilmeleri için, sağlık ve eğitim donanımlarının sağlanması için yapılması lazım. Özetle beşeri sermayenin arttırılması lazım. Maalesef yapısal reformlarda frene basıldı. Örneğin ticarette daha fazla yapılması gereken şeyler var. Özel sektörün çok daha etkin ve verimli kılınması gerekir. Türkiye’nin alt yapısına yatırım yapılmalı. Ulaştırmada mesela yapılması gerekir. Bir de Türkiye net olarak enerji ithalatçısı. Petrol fiyatlarındaki artış bu nedenle ekonomi üzerinde olumsuz etkiye sahip. Doğalgaz ve petrolün Ortadoğu’dan petrol boru hattıyla alınması önemli. Türkiye bu petrolü kullanarak katma değer yaratan sektörleri geliştirebilir. Türkiye sadece geçiş yeri olmayarak petro-kimya ve rafineri tesisleri kullanılabilir. Bunun için ciddi ekonomik politikalar gerekir. Türkiye’de olumlu yönler olumsuz yönlerinden daha ağır basıyor. Mesela 3 kredi değerlendirme kuruluşu olumlu bakıyor. Biri, kredi notunu yükseltti. Ama Türkiye’de ekonomik, mali ve politik riskleri var. Öyle bir yerde ki Türkiye ama Suriye, İran ile gerilimler yaşanıyor. ’Toplum nereye gidiyor?’ gibi ayrılıklar dışarıdan bakışı olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin istikameti bence doğru ama ekonomik ve diğer alandaki reformların devam etmesi lazım. Olumsuz risklerin ve kırılganlıkların giderilmesi lazım. Küreselleşmenin bir alternatifi yok. Ne kadar erken küresel ekonomi ile entegre olmak için yola çıkılırsa o kadar iyi olur."
SORULARI YANITLADI
Türkiye’deki bütçe açığı konusunda fikri sorulan Roubini, Türkiye açısından bütçe açığını çok ciddi bir kırılganlık olarak görmediğini belirterek, "Ama dünyanın çok yerinde seçim zamanlarından bütçe açığı artıyor ve seçimler için kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde de Türkiye’de seçim yapılacak. Benim önerim bütçenin seçimler için kullanılmaması gerek. Mali sağlamlığın korunması yatırım düzeyini korur" diye yanıt verdi.
’KAPİTALİZMDE TEMELDEN YANLIŞ YOK’
Dünyadaki ekonomik krizleri hatırlatan CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ün, "Krizler daha çok oluyor 50 yılda, Karl Marx haklı mı çıktı?" sorusuna yanıt veren Roubini, şunları söyledi:
"Bir dizi finansal krizler yaşandı. Bunlar daha önce yükselen ülkelerde oluyor. Ama son yıllarda bu krizler ileri ekonomilerde gerçekleşiyor. Örneğin Yunanistan. Finansal krizlerden çıkarılan ders şu; kamu borcu çok yüksekse bir risktir ve borç krizi yaşarsınız. Özel sektörde de aşırı kredi durumu olursa bunun sonucunda aşırı harcama olur. Bence özel sektörün kilit rol oynadığı ekonomiler çok daha sağlamdır. Ama devletlerin çok güçlü düzenleyici olması lazım. Kapitalizmde temelden yanlış olan bir şey yok. Ama devletin kapitalizmi düzenleyici rolü olması lazım."
’ENERJİ TALEBİ ARTACAK’
Soru üzerine dünyada enerjiye olan ihtiyacın artacağını ifade eden Roubini, "Yükselen ekonomilerde enerjiye talep artacak. Deniz altından petrol çıkartmak için kutuplara gitme durumu var. Çünkü talep aratacak. Nüfus, eğitim ve tüketim artıyor. Yeterince enerji bulmalıyız ki, enerji arzı düzenli olsun" diye konuştu.
HERŞEYİ SORDULAR
Önümüzdeki dönem euro ile dolar arasındaki paritenin nasıl olacağı sorulan Roubini, paritenin 1.2 ile 1.3 arasında olacağını belirtti. "Türkiye’nin dış ticaret açığının sürdürülebilirliği nasıl sağlanabilir?" sorusunu cevaplandıran Roubini, "Pek çok faktöre bağlı. Sürekli yüzde 10 yakın açık tehlikeli olacaktır. Bunun zamanla düşük seviyelere çekilirse sürdürülebilir olacaktır. Cari açığınız varsa bunu nasıl finanse ettiğiniz de önemli. Hisse senetlerine yatırım yapıyorsanız bu iyi, ama borçla yapıyorsanız riskli. Borçlanılan para birimi de önemli" diye konuştu.
PETROL FİYATI SORULDU
Gelecek yıl petrol fiyatı beklentisi sorulan Roubini, "Petrol belirleyen iki büyük faktör var. Biri arz-talep dengesi ve jeopolitik risk. Eğer arz-talebe bakılırsa önümüzdeki yıllarda petrol fiyatları düşmeli. Çünkü büyüme yavaşlamış durumda. bir yandan da jeopolitik risk var. Örneğin İsrail ile İran arasında savaş çıkarsa fiyatlar çok yükselir. Savaş yok ama savaş riski ortaya çıksa bile korku primini arttırır ve fiyatlar artar. Sadece İran-İsrail de değil durum. Ortadoğu’da istikrarsızlık olup gerilim yaşanırsa petrol fiyatları artacaktır" diye açıklama yaptı.
’SAVAŞ BEKLEMİYORUM’
"2013’te Ortadoğu’da savaş bekliyor musunuz?" diye sorulan Roubini, bu konuda şunları dedi:
"Böyle bir ihtimal olabilir. İsrail-İran veya İsrail-Amerika ve İran arasında bence böyle bir savaş yaşanmayacak. Çünkü İran’a uygulanan yaptırımlar çok katı. Ekonomik zorluk yaşıyorlar. İran’da bazı ılımlı güçler müzakere istiyor. Burada Türkiye’nin de yapıcı rolü olabilir. Benim temel senaryom böyle bir savaş çıkacağı yönünde değil. Suriye’de iç savaş devam ediyor. İki taraf da bunu kazanacak gibi durmuyor. Kısmen, İsrail’e ve Türkiye’ye de sıçradı. Çatışmalar artabilir. Ortadoğu, jeopolitik gerilimler olmaya devam ediyor ama askeri bir çatışma yaşanması beklenmiyor."
KREDİ NOTU ARTIŞI İÇİN TÜYO
Derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu arttırmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Roubini, şöyle konuştu:
"Türkiye’nin hedefi, diğer 2 kredi derecelendirme kuruluşunun da notu arttırması için çalışmak olmalı. Değerlendirmede bir etken bütçe açığıdır. İkincisi cari açığın azaltılmasıdır. Üçüncüsü de siyasi riske dikkat edilmesidir. Bunlar ülke ve komşusu arasında da olabilir, kendi ülkeniz içinde de olabilir. Toplumsal uyum da derecelendirme kuruluşlarınca değerlendirilir. Demokratik hakların korunması, gerilimlerin azalması da notun yükselmesi açısından önemli."
KUSURSUZ FIRTINAYI ANLATTI
’Kusursuz fırtına ne zaman ve nereden gelecek" diye soru sorulan Roubini, şunları aktardı:
"Dünyadan bahsederken senaryolarınız olur. Dünyada belirsizlikler var. İyimser ve kötümser senaryolar var. Küresel bir mükemmel fırtına yaşanabilir ama benim temel senaryom bu değil. Avrupa Bölgesi’ndeki kriz daha da kötüleşebilir. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında gerilim artar ve ABD resesyona girer. Çin’de büyüme sert düşer. Ortadoğu’da savaş çıkar. O zaman ekonomik kriz olur. Ama benim görüşüme göre bu negatif olayların tamamen bir arada olması mümkün görünmüyor. Bu dört risk doğarsa bu kötü haberdir. Çok riskli bir durum var. Bunu yönetmemiz lazım. Bunu yönetmek için güçlü liderliğe ihtiyaç var. Risk olan yerlerde liderlik güçlü olmalı. Herkesin savaş çıkmaması için çalışması lazım. Güçlü liderler dünyanın iyiliği için işbirliği yaparsa iyi olur."
Soruların ardından ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, Roubini’ye bir tablo hediye etti. İşadamları da Roubini ile anı fotoğrafı çektirdi.