Kiracı milyonları ilgilendiriyor! Geçersiz sayılıyor! Ev sahibi tazminat ödeyecek
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, milyonlarca kiracıyı yakından ilgilendiren bir karara imza attı. Kira sözleşmesinin yapılması sırasında tarihleri boş olan ve kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdünün tarihlerinin sonradan doldurulmasının önemsiz olduğuna dikkat çekti. Öte yandan “Ev sahipleri, ‘oğlum, kızım, babam, annem gelecek’ gerekçesiyle kiracıyı evden çıkarmak isterse bunu belgelemesi gerekiyor. Sözle gerekçe olmuyor. Kira kontratı dolmuşsa, ev sahibi gerekçesini belgelerse ancak o zaman kiracıyı tahliye edebiliyor. Ancak bu sebeplerle kiracıyı evden çıkaran ev sahibi 3 sene boyunca evi üçüncü bir kişiye kiraya veremez. Aksi takdirde, çıkarttığı kiracıya bir yıllık kira bedelini (tazminat) ödemekle yükümlüdür. İşte kiracı milyonları ilgilendiren tüm detaylar...
Kiracısına tahliye taahhütname imzalatan mülk sahibi, dükkanı boşaltılmayınca soluğu mahkemede aldı. İşyerini tam 4 sene boyunca kullanan kiracının, son kira dönemi başında verdiği taahhütname dükkanı boşaltacağını kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini hatırlattı. Davalının noter kanalıyla yapılan ihtar ve uyarılara rağmen yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Davalı esnaf ise davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi manevi cebir altında imzalattığını öne sürdü. 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın reddine hükmetti. Mülk sahibi kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, mahkeme hükmünü bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Sulh Hukuk Mahkemesi, ilk kararında direndi. Davacı mülk sahibi bu kararı da temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.
Kurul, oy çokluğu ile mülk sahibini haklı buldu. Milyonlarca kiracıyı yakından ilgilendiren kararda şu ifadelere yer verildi: "Davacı, davalının yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı avukatı, davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi müvekkiline manevi cebir altında imzalattığını öne sürmüştür.
Bu şekilde imza edilen taahhüt tarafların gerçek iradelerini yansıtmaktan uzak olduğundan geçerli olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Ancak; yasalarda ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı kiracı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda mahkemece ispat yükümlülüğü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemenin direnme kararının bozulmasına oy çokluğu ile hükmedilmiştir."
ADALET BAKANLIĞI ADIM ATTI
Son dönemlerde yaşanan fahiş kira artışları, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki davalarda yüzde 20 artışa yol açtı. Adalet Bakanlığı, kira uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirme adımı atarken, uzmanlar da ev sahibi baskısıyla karşılaşan kiracıların yasal olarak koruyucu haklara sahip olduğuna dikkat çekti.
Ev sahipleri ile kiracılar arasında son dönemde yaşanan en büyük anlaşmazlık kira artışı. Fahiş oranlarda artan kiralar nedeniyle ev sahipleri de eski kiracılarına fiyatı arttırmaları ya da evden çıkmaları için baskı yapıyor. Ev sahiplerinin yüksek kira baskısı uyguladığı kiracılar, soluğu mahkemelerde almaya başladı. Kimi kiracılar haklarını bilirken bazıları ise ne yapacağını bilmiyor. Kiracıların ev sahiplerinin yaptığı hukuksuzluklara karşı yapmaları gerekenleri ve haklarını uzmanlara sorduk.
KİRA DAVALARI ARTTI
Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti uzmanı avukat Olcay Göçüm, son zamanlarda kira tespit ve kira tahliye davalarında artış olduğunu söyleyerek, “Enflasyon artış oranı karşısında ödenen aylık kira parasını az bulan konut sahipleri şartlar oluşmuş ise kira tespit davası açtığı gibi istediği kira parasını almak için kiracıyı tahliye tehdidi altında tutarak tahliye davası da açabildiği gözlemlenmektedir. “ dedi.
Aylık kira parasının nasıl artırılacağının Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlendiğini belirten Göçüm, “Bu maddeye göre, ev sahibinin ilk 5 yıl kiraya TÜFE artış oranında zam talep edebileceğini söyledi. Maddede yer alan düzenlemenin emredici nitelikte olduğunu söyleyen avukat Göçüm, “Kira sözleşmesinde TÜFE artış oranının altında artış oranı kararlaştırabilir. Ancak üzerinde artış oranı kararlaştırılamaz. Yasal düzenleme dikkate alındığında sözleşme başlangıcını takip eden beş yıllık süre geçmedikçe ev sahibi, ‘bölgede konut değeri arttı, kira paraları yükseldi’ diyerek kira parasının TÜFE artış oranı üzerinde artışını talep edemez, ek ödeme isteyemez” dedi.
TAHLİYE DAVASI AÇABİLİR
Göçüm, beş yıllık süre dolduktan sonra ise ev sahibinin hak ve nesafet kuralına göre yörede oluşan emsal kira paralarına göre artış talep edebileceğini veya kira tespit davası açabileceğini de söyledi.
Kira süresinin sona ermesinin tahliye nedeni olamayacağını söyleyen Göçüm, konut sahibinin tahliye için haklı bir sebebi olması gerektiğini belirtti.
Kira süresi sona ermeden de kiracının taşınmazdan tahliyesinin talep edilemeyeceğini belirten Göçüm, “Ancak kiracı, kira borcunu ihtara rağmen 30 günlük süre içinde ödememiş ise kira süresinin sonu beklenmeden ev sahibi tahliye davası açabilir” dedi.
Göçüm, kiracının oturduğu iş yeri veya evin sahibi değiştiyse yeni ev sahibinin bir ay içinde ihtiyaç iddiasını kiracıya bildirmesi gerektiğini ve altı ay sonra da kendisi, eşi, çocukları veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyacı için tahliye davası açabileceğini söyledi.
‘DAHA FAZLA ÖDE TALEBİ TEHDİT VE TACİZE GİRİYOR’
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, TÜFE oranın esas olduğunu ve konut sahiplerinin kesinlikle TÜFE oranına ek ara zam talep edemeyeceğine dikkat çekiyor: “Kiracı bir konutta, 5 yıllık kira müddetini doldurduysa ve ev sahibi de TÜFE oranından fazla zam istiyorsa kira tespit davası açabilir. Kira artışı TÜFE oranında artırılır. Sözleşmede bedel belirtilmemişse, günün şartları uygulanır. Ev sahibinin, TÜFE oranının dışına çıkıp, ‘daha fazla öde’ talebi sözlü veya yazılı, tehdit ve tacize girer. Bu kişiler hakkında cezai işlem uygulanabilir.
YALAN SÖYLEYEN EV SAHİBİ 1 YILLIK KİRA BEDELİ ÖDER
“Ev sahipleri, ‘oğlum, kızım, babam, annem gelecek’ gerekçesiyle kiracıyı evden çıkarmak isterse bunu belgelemelidir. Sözle gerekçe olmaz. Kira kontratı dolmuşsa, ev sahibi gerekçesini belgelerse, tahliye ettirebilir. Ancak bu sebeplerle kiracıyı evden çıkaran ev sahibi 3 sene boyunca evi üçüncü bir kişiye kiraya veremez. Aksi takdirde, çıkarttığı kiracıya bir yıllık kira bedelini (tazminat) ödemekle yükümlüdür.” (Elif Altın-Milliyet)
RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI
Konutta kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlayan yasa Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu yasa, 1 Temmuz 2023'e kadar geçerli olacak.
Yasa ile kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde 25'ini geçmeyecek.
Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı yüzde 25’in altında kalması halinde değişim oranı geçerli olacak.
Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanacak. Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersiz olacak.
Yüksek enflasyon rakamları nedeniyle kira artışları uzun süredir tartışma konusuydu. Düzenleme ile bu sorunun önüne geçilmesi hedefleniyor.