Kira anlaşmazlıkları ile ilgili son dakika gelişmesi! Resmen duyuruldu
Gelen son dakika haberine göre, kira anlaşmazlıkları ile ilgili harekete geçiliyor. Resmen duyurudu. Fahiş kira artışlarının ardından ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşananan anlaşmazlıklarda artış oldu. Yaşanan sorunlarının zorunlu arabulucuya taşınması gündeme geldi. Bakan Bozdağ konu ile ilgili önemli bir açıklamada bulundu.
Kiracı- ev sahibi milyonları ilgilendiriyor. Yüksek kira artışları nedeni ile ev sahipleri ve kiracılar arasındaki davalarda artış görüldü. Hükümet konun çözümü için devrede.
Adalet Bakanı Bozdağ yaptığı açıklamada, "Kira alacakları, kat mülkiyeti ve komşuluk hukukundan doğan ihtilafları arabuluculuğun konusu haline getiriyoruz." diye konuştu.
Adalet Bakanlığı bir süredir konuyla ilgili teknik düzeyde çalışmayı sürdürüyordu. TBMM’nin açılacağı ekim ayında, ev sahibi-kiracı arasındaki sorunların dava öncesi zorunlu arabulucuya gönderilmesine ilişkin yasal düzenleme Adalet Bakanlığı tarafından Meclis’e sunulacak. Bakanlık istatistiklerine göre arabuluculukta ortalama anlaşma oranı yüzde 50’nin üzerinde.
Türkiye’de son 1 yıldır, hem konut fiyatlarında hem de kiralarda yaşanan astronomik artışlar, ev sahipleriyle kiracıları karşı karşıya getirdi. Sözleşme gereği kira artış oranlarının enflasyona endeksli olması ise kirasını ödemekte güçlük çeken kiracı sayısında artışa yol açtı. Tartışmalar sürerken, bu kez kanunda değişiklik yapılarak 1 yıl süreyle, yani 2023 yılı Temmuz ayında kadar sözleşmede hangi oran yazarsa yazsın kira artışlarına yüzde 25’lik üst sınır getirildi. Ancak bu durum birçok ev sahibinin çeşitli bahanelerle mevcut kiracılarını çıkarma yoluna başvurmasını sağladı.
Konuya ilişkin gelişmeleri Dünya’ya değerlendiren Arabuluculuk Kurul Üyesi ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkerim Yıldırım, arabuluculuğun birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün daha önem kazandığını bildirdi. Yıldırım mevzuata 2012 yılında giren arabuluculuğu, “Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımladı.