JCR Türkiye'nin notunu değiştirmedi
JCR, Türkiye'nin notunu BBB-, not görünümünü "durağan" olarak teyit etti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Japan Credit Rating Agency (JCR), Türkiye'nin kredi notunu "BBB-" ve not görünümünü "durağan" olarak teyit etti.
JCR'dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunun "BBB-" ve not görünümünün "durağan" olarak teyit edildiği bildirildi.
Asya ve Avrupa'nın arasında bulunan Türkiye'nin, Orta Doğu'da büyük bir güç ve nüfusunun neredeyse 80 milyon olduğu belirtilen açıklamada, 2015 yılında ülkenin milli gelirinin 700 milyar dolar ve kişi başı milli gelirinin 9 bin doları aştığı ifade edildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Türkiye'nin kredi notu, ülkenin AB ve İslam ülkelerine iyi ihracat yapabilmesini sağlayan Orta Doğu'daki geniş ekonomik temelleri ile şoklara karşı sağlam kamu ve bankacılık sektörü tamponları tarafından destekleniyor. Diğer taraftan, Türkiye'nin kredi notu, düşük tasarruf oranı, kronik cari açık, geniş dış finansman ihtiyacı ve uluslararası finansal piyasalara bağımlılık, artan politik ve sosyal belirsizlik gibi makro ekonomik dengesizlikler tarafından kısıtlanıyor.
Türkiye, yükselen politik ve sosyal belirsizlik ortamında volatil (oynak) sınır ötesi sermaye akışlarına duyarlıdır. Bununla birlikte yerli bankalar, gelişmiş ekonomilerdeki parasal gevşemeden faydalanabilir. Kamu ve bankacılık sektörünün, geçmişte inşa ettiği şoklara karşı olan tamponlarını koruması bekleniyor."
"Kısa vadeli dış borç dengelerinde Türkiye'nin risk düzeyi düşmekte"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Japan Credit Rating (JCR) Eurasia Başkanı Orhan Ökmen, Türkiye ekonomisinin ulaştığı yapısal sağlığının ve esneklik gücünün yatırım yapılabilir notlarının korunmasında ana faktörler olduğunu ifade etti.
Ökmen, şöyle devam etti: "TL'nin önemli ölçüde değer kaybına rağmen, bankacılık sektöründeki tahsili gecikmiş alacakların (net) toplam varlıklara oranı (NPL) hala düşük seviyede kalması, kamu borcunun milli gelir üzerinde yük yaratmayacak seviyesini hala koruması ve yüksek politik risklere ve sosyal tansiyona rağmen uluslararası fon temininde cazibesini devam ettirmesi Türkiye’nin yatırım yapılabilir notlarının korunmasında ana faktörler olmuştur. Bankacılık ve kamu alanındaki birikimli risk yönetim deneyimi, iç ve dış şoklara karşı Türkiye’nin direnç gücünü korumaktadır.
Kısa vadeli dış borç dengelerinde Türkiye’nin risk düzeyi düşmektedir. Kısa vadeli dış borçların Haziran 2016 sonu itibarıyla uluslararası rezervlerin altına düşmüş olması, potansiyelinin altında olmakla beraber ekonomik büyümenin pozitif alanda devam ediyor olması Türkiye’nin yatırım yapılabilir notlarının korunmasına yardımcı olan diğer temel unsurlardır." Ökmen, Türkiye'nin bir yıllık perspektifte gelecek görünümünün mevcut dengesini koruyacağını dile getirdi.
Bankacılık sektörünün iyi sermayelendirilmiş olduğunu, bankaların borç yönetiminde ve borç çevriminde problemle karşılaşmayacağını düşündüklerini kaydeden Ökmen, kamu dengelerinde bozulmaların olmamasının, küresel parasal rejimlerin Türkiye'ye avantaj sağlayıcı bir pozisyonda bulunmasının Türkiye Outlook’unun (görünüm) "stable" olma halini desteklediğine işaret etti.
Orhan Ökmen, kurumsal yapı başlığı altındaki temel unsurların Türkiye'nin notlarını sınırladığını belirterek, "Düşük tasarruf oranı, kronik cari açık, büyük dış finansman ihtiyaçları, uluslararası mali piyasalarda bağımlılığı, özel sektörün dış borç yükü ve en önemlisi kurumsal yapı başlığı altındaki siyasi ve sosyal belirsizlik Türkiye'nin ülke notunu sınırlamaya devam etmektedir. Orta ve uzun vadede yatırımcı güvenini ve yatırım ortamını iyileştirici yapısal reformları sürdürmek Türkiye politika üreticilerinden uzun vadeli beklentilerimizdir." dedi.