II. Abdülhamit'in haritası gerçek çıktı! 134 yıl önceki keşif şimdi gün yüzüne çıktı
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaklaşık 40 yıldır yaşanan terör olayları nedeniyle zengin yer altı yatakları kullanılmayan Şırnak, petrol keşifleriyle dikkatleri bir kez daha üzerine çekti. Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı II. Abdülhamit tarafından başlatılan petrol haritası gerçek çıktı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaklaşık 40 yıldır yaşanan terör olayları nedeniyle zengin yer altı yatakları kullanılmayan Şırnak, petrol keşifleriyle dikkatleri bir kez daha üzerine çekti. Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı II. Abdülhamit tarafından başlatılan petrol haritası gerçek çıktı.

Şırnak, Türkiye'nin en önemli petrol yataklarının üssü olmaya emin adımlarla ilerliyor. Kısa süre önce Gabar'da ardından Cudi Dağı'nda keşfedilen milyar dolar değerindeki petrol rezervlerinin ardından dikkatler Bestler Dereler, Feraşin, Kato ve bölgede başka noktalara çekildi. Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağı'nda ve Feraşin bölgesinde aramalar devam ederken, Bestler Dereler bölgesinde de sismik çalışmalar yapıldığı öğrenildi.

1889 ile 1901 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı II. Abdülhamit tarafından başlatılan petrol aramasında Şırnak bölgesinin de içinde olduğu 65 petrol noktası haritası oluşturuldu. Bugün TPAO’nun arama yaptığı bölgelerde haritada gösteriliyor.

II. Abdülhamit’in hazırladığı petrol haritası ile ilgili bilgi veren Şırnak Üniversitesi Maden Mühendisi Doç. Dr. Öykü Bilgin, “Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı II. Abdülhamit tarafından o zamanlar 1889 yılında Akdeniz’de petrol gazı bulunduğu tespit edildikten sonra, II. Abdülhamit tekrar yeni çalışmalar başlatmış ve bu çalışmalar da yabancı ve Türk mühendisler görev almıştır.

Bu çalışmalar sonucunda da bir harita oluşturulmuştur. Harita da 65 nokta belirlenmiş, bu noktalarında birçoğu Irak bölgesine ait. Ancak, Irak’la birlikte Türkiye sınırında itibaren Cizre, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Bitlis ve Hakkari çevresinde de petrol rezervinin olduğu belirtilmektedir” dedi.

"Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı bizim ülkemizde bu rezervler ile ilgili çalışmaları halen yapmaktadır" diyen Bilgin, “Şırnak Bölgesi, Cudi-Gabar Dağı’nda çıkan petrolümüz, 41API gravitesinde ve yüksek kaliteli bir petroldür. Dünyada çıkarılan petroller 27 ile 35 API gravite değerindedir. Bu göz önüne alındığında iyi ve yüksek kaliteli bir petrol olduğunu görebiliyoruz.

Cudi-Gabar Dağı’nda çıkarılan petrolümüz, 2 bin 600 metre ile 2 bin 700 metre sondajlarında çıkarılmıştır. Şırnak’ın pek çok çevresinde ve bu bölgede pek çok petrol rezervlerinin olabileceğini düşünüyorum. Bu rezervlerin de derin bir sondajlar ile tespit edilebileceği kanısındayım" diye konuştu.

Sık ve derin sondajlarla bunların daha da fazla çıkacağını değerlendiren Bilgin, "Şu anda orada 1 milyar varil rezerv olduğu tespit edilmiş, bunun son açıklamalara göre 100 bin varil günlük üretim yapılması planlanmakta. Eğer 100 bin varil üretim yapılırsa Türkiye’nin tüketim olarak düşünüldüğünde yaklaşık 800 bin ile 1 milyon varil tüketim yaptığı bilinmektedir.

Tüketilen petrolün yaklaşık 80 bin varilini Türkiye üretmektedir. Şırnak’taki petrol ile birlikte de bu oran yüzden 10’dan yüzde 20-25’lere çıkacaktır. Bunun katma değerini düşünürsek eğer, 8 milyon dolar civarında bir günlük getirisi ülkemize ekonomisine gelecektir” şeklinde konuştu.

SİİRT'TE PETROL ARAMA SÜRESİ 15 YIL UZATILDI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Siirt'te bulunan petrol işletme ruhsat süresini uzattı.

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün konuya ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünün Siirt'te sahip bulunduğu bir sahanın petrol işletme ruhsatının geçerlilik süresi 15 yıl uzatıldı.

BAYBURT'TA PETROL SIZINTILARI
Gümüşhane Üniversitesi (GÜ) akademisyenleri, 1926 ve 1930’lu yıllarda Maden Tetkik Arama (MTA) Müdürlüğü tarafından Bayburt’ta yapılan petrol arama çalışmalarını derinleştirdi. Bölgenin petrol rezervi açısından potansiyeli olduğunu belirleyen bilim insanları bölgede çalışma başlatılması talebinde bulundu.

Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enver Akaryalı, MTA tarafından 1926 ve 1930’lu yıllarda Bayburt’un Aşağı Çimağıl köyünde yapılan petrol arama çalışmalarını derinleştirerek çarpıcı sonuçlara ulaştı.

Bölgede daha önce de petrol sızıntılarıyla ilgili yöre sakinlerinin talepleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Nafiz Maden, Aşağı Çimağıl köyüne giderek yaptıkları çalışmalar neticesinde su yüzeyinde petrol sızıntılarını gözlemlediklerini ve petrol kokusunun bile hissedilebildiğini söyledi.

Bayburt’un Aşağı Çimağıl köyünün bulunduğu alanda, Petekkaya Antiklinali’nin yanı sıra normal ve ters faylarla dokunak halinde, Jura yaşlı türbiditik çökeller ile Alt Miyosen jips ara katkılı kumtaşı, çakıltaşı, silttaşı ve kireçtaşından oluşan evaporit çökellerinin bulunduğunun altını çizen Prof. Dr. Enver Akaryalı, Aşağı Çimağıl köyünde petrol depolanması için uygun yapısal ortam ve kayaç türlerinin bulunduğunu belirtti.

Bölgede Türkiye Petrolleri (TP) tarafından kapsamlı jeolojik ve 2-3 boyutlu sismik çalışmaların yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nafiz Maden ise çalışmalar sonucunda petrolün yüzeye çıkarılabileceğini dile getirdi.

Bölgede petrolün kokusunun bile hissedilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Nafiz Maden, “Geçtiğimiz günlerde Bayburt ili merkeze bağlı Aşağı Çimağıl ve Orta Çimağıl köylerindeki sahalarda bir jeofizik ve jeolojik yüzey çalışmaları yapmak üzere Prof. Dr. Enver Akaryalı ile birlikte bölgeye gittik. Çünkü 1926 ve 1930’lu yıllarda bölgede yapılan petrol ihbarları üzerine MTA’nın çalışmaları vardı. MTA yaptığı çalışmalarda bu bölgede petrol sızıntısının olduğunu fakat bölgede petrol içerecek herhangi bir rezervuar kapanın olmadığını söylediler.

Fakat biz yaptığımız çalışmada raporda bahsedildiğinin aksine farklı jeolojik yaşlara ait farklı yapıların olduğunu gözlemledik. Burada bir fay hattı mevcut ve yer altındaki rezervuardan petrol bu bölgede sızıyor. Bizim bu çalışmayı yapmaktaki amacımız şuydu: Bu bölgede TPAO’nun daha önce herhangi bir 2 boyutlu, 3 boyutlu sismik çalışması yok. Buraya TPAO’nun mühendislerini ve deneyimli uzmanlarını davet ederek detaylı çalışmalarla buranın petrol potansiyelinin ortaya koyulmasını amaçladık.

Biz bölgeye gittiğimizde su üzerinde küçük sızıntılar olduğunu gördük. Daha detaylı çalışmalarda kaynağa yakın alanlarda daha büyük sızıntılar olduğunu gözlemledik. Hatta o bölgede petrolün kokusunu dahi hissedebiliyorsunuz, uzman olmanıza gerek yok. Dolayısıyla burada petrolün varlığını ortaya çıkarabilmek için nihayetinde bir sismik çalışma ve bunun sonucunda sondaj çalışmasıyla petrolün yüzeye çıkarılması gerekiyor” dedi.

Erzincan’da da petrol sızıntılarıyla ilgili çalışmalar yapacaklarını aktaran Gümüşhane Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, “Bu çalışmanın devamında Erzincan ilinde aynı fay hattı üzerinde benzer jeolojik yapılar da var.

Bununla ilgili yine MTA’nın hatta yabancı uzmanların hazırladığı raporlar var. Erzincan ili, Çayırlı ilçesindeki petrol sızıntılarının aslında Bakü ve Rus petrollerine eşdeğer olduğuna yönelik raporlar hazırlanmış. Dolayısıyla bu bölgede sondaj yapılıp petrolün çıkarılması neticesinde Rus petrolüne eşdeğer bir petrol çıkarabileceğini ve bölgedeki insanların ve şehirlerin bundan faydalanabileceği ile ilgili raporlar yayınlanmış. Bu da bizim şevk noktamız oldu. Bahsedilen bölgeler ile ilgili çalışmalarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.