Gazete Vatan Logo

Ezel’i getirin daha rahat izin alın

Hırvatistan Merkez Bankası'ndan Banka Brod'u alan Süzer'e tavsiye

Hırvatistan’da Banka Brod’un çoğunluk hissesini alan Süzer Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Finans Grup Başkanı Baran Süzer, Hırvatistan’da Türklere karşı sempatiyle yaklaşıldığını belirterek, “Yanlış bilmiyorsam şu anda bu ülkede 6 Türk dizisi oynuyor. Türk dizileri çok izleniyor. Türkçe alt yazıyla da verildiği için az çok bazı kelimeleri öğreniyorlar. Hatta orada Merkez Bankası’nda bile o dizilerde oynayan isimleri götürürsek daha rahat izin alabileceğimiz gibi espiriler yapılıyordu” dedi.

2001 krizinde el konulan bankası Kentbank için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) açtığı davayı kazanan ve ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndan (BDDK) “temiz kağıdı” alan Süzer Grubu, yaşadığı krizleri fırsata çevirmeye hazırlanıyor. Hırvatistan’da satın aldığı Banka Brod ile bankacılık sektörüne yeniden “merhaba” diyen Süzer Grubu’nun hedefi Orta ve Doğu Avrupa’da büyümek ve orta vadede bu bölgede 15 milyon insana ulaşmak.

Türkiye’de şu anda orta büyüklükte veya büyük bir banka kurmanın pek mantıklı olmadığını ifade eden Baran Süzer, “Ama mutlaka olacaktır. Yani birileri krize girecektir, Avrupa krize girecektir, bir şeyler olacaktır. Nasıl 2001’de bazı bankalar bu fırsatı değerlendirip ucuza şubeleri veya bankaları alıp büyüdülerse, bu fırsat bize de gelecektir” diye konuştu.

90 milyon TL yatırım

Baran Süzer, Hırvatistan’da satın aldıkları Banka Brod ile orta vadede bu ülkenin en büyük 5 bankası arasında yer almayı, uzun vadede ise Batı Avrupa’da şubeleri bulunan, Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük bankalarından biri olmayı hedeflediklerini bildirdi. Süzer, “2001 krizinden etkilendiniz, şimdi de krizin göbeğinde bulunan bir bölgede bankacılığa tekrar giriyorsunuz. Bu size korkutmuyor mu” sorusuna ise “Krizden aldığımız dersler var. Şimdi bu bakış açısıyla o bölgede yeni fırsatlar kollayacağız” cevabını verdi.

Baran Süzer, Banka Brod’un yüzde 87’sini 9.5 milyon euroya aldıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Bankanın şu anda 9 olan şube sayısını 2014 yılında 35 şubeye çıkarmayı hedefliyoruz. 70 şubeyi geçtiğinizde Hırvatistan’da büyük banka oluyorsunuz. 35 banka var. Banka Brod, Hırvatistan’da 30. sırada yer alıyor. 2010’da 1 milyon euro kar etti. Banka Brod’a kademeli olarak 25 milyon euro sermaye enjeksiyonu gerçekleştireceğiz. Böylelikle Hırvatistan’daki bu yatırımımızın toplam tutarı 90 milyon liraya ulaşacak. Bankanın Slavonski Brod kentinde bulunan genel merkezini Zagreb’e taşıyacağız. Bankanın kurumsal kimliğini yenilemeyi ve ismini değiştirmeyi de düşünüyoruz. İsim ne Hırvatça ne Türkçe olacak. Herkesin söyleyebileceği enternasyonel isim olabilir.”

Türkiye’den kredi kartı ihraç edecek

Banka Brod’un 2010 sonu itibariyle toplam aktiflerinin 71.6 milyon euroya ulaştığını, sermaye yeterliliği standart rasyosunun yüzde 15.98 seviyesinde olduğunu belirten Baran Süzer, Hırvatistan’da bireysel bankacılığa ağırlık vereceklerini ve ilk etapta KOBİ’lerle çalışacaklarını, kurumsal alana ise bu pazarı iyi tanıdıktan sonra yoğunlaşacaklarını ifade etti. Türkiye’de bankacılık sisteminin Hırvatistan’a göre daha gelişmiş bir durumda olduğunu vurgulayan Süzer, bu kapsamda Türkiye’de kredi kartı sistemi büyük olan bütün bankalarla bu sistemleri Hırvatistan’a götürmek için görüşmeler yapacaklarını bildirdi. Süzer, bunun için öncelikle IT altyapısı kuracaklarını ve kredi kartı altyapısı oluşturacaklarını belirtti.

Gökkafes’in estetiği vatkalı gömlek gibi

1983 yılında inşaatına başlanan ve her dönem çok tartışılan Gökkafes’in estetiği ile ilgili soru üzerine Baran Süzer, “1980’li yıllarda giyilen vatkalı kıyafetlere bakıldığında o dönemin modasını yansıtıyor. Şu an bu tür kıyafetler giyilmiyor. Gökkafes’in estetiği de o dönem dikkate alınarak değerlendirilmeli” dedi.

BDDK ile opsiyonlar üzerinde konuşuluyor

Baran Süzer, TMSF ile 2005 yılında masaya oturduklarını, o günden beri hem TMSF ile, arkasından temiz kağıdı aldıktan sonra BDDK ile görüşmeler yaptıklarını kaydederek, “Biraz örümcek ağı örmek gibi. Hep yavaş ilerliyor ama sonunda iki taraf da iyi niyetliyse oluyor” dedi. Aslında hukuksal sürecin sona erdiğini kaydeden Süzer, “Sanıyorum 2005 senesinde TMSF ile ilk oturduğumuzda, zaten bir dava açma süreci olmadı. BDDK ile de olmadı. TMSF olumlu bitti. Arkasından temiz kağıdını aldıktan sonra BDDK’ya gittik. Orada başladık. Aramızda bayağı fark vardı. Bugün geldiğimiz noktada aramızda çok fark yok. Onlar bize birkaç tane opsiyon söylüyorlar. Bunlardan bir tanesi olacak” açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı