Ev sahibi ve kiracı milyonları kapsıyor! Anlaşmazlıkları 'Arabulucular' çözecek
Ev sahibi ve kiracıları yakından ilgilendiren arabuluculuk uygulaması 1 Eylül itibarıyla Arabuluculuk Kanunu ile devreye giriyor. Konuyla ilgili tüm kiracı ve ev sahiplerini ilgilendiren detaylar ortaya çıktı. Yeni uygulama ile kira tespit, tahliye, uyarlama, kontrat kaynaklı sorunlar, taşınmaz paylaşımı, kat mülkiyetinden kaynaklı uyuşmazlıklar, aidata ilişkin davalar zorunlu arabuluculuk sürecine tabi olacak.
ALİCAN YILDIRIM/alican.yildirim@gazetevatan.com
Pandemi ile birlikte başlayan süreçte ev sahibi ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların sayısı her geçen gün arttı. Yoğunluk sebebiyle kiracı ve ev sahiplerin arasındaki davalara bir türlü sıra gelmiyordu. Hükümet vatandaşlar tarafından gelen talepler doğrultusunda flaş bir adım attı. 1 Eylül tarihinden itibaren geçerli olacak Arabuluculuk Kanunu ile birlikte ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar daha hızlı çözüme kavuşturulacak.
KİRACI VE SAHİPLERİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR
Avukat Cansen Erdoğan Arabuluculuk Kanunu ile ilgili bilinmeyen detayları aktardı. Erdoğan, kritik noktalar hakkında bilgi vererek, "Dava şartı zorunlu arabuluculuk, Türkiye’de ilk kez 02.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile alternatif olarak uygulanmaya başladı. Buna göre bazı özel hukuk uyuşmazlıklarında dava açmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu getirildi. Daha önce başta iş hukuku ve ticaret hukukundan doğan uyuşmazlıklarda uygulanan “zorunlu arabuluculuk” müessesesi, yeni getirilen düzenleme ile 1 eylülden itibaren “kira hukukundan doğan uyuşmazlıklarda” da uygulanmaya başlayacak." dedi.
"DAVAYI AÇMAK İSTEYEN TARAF BAŞVURU YAPACAK"
1 Eylül itibarıyla geçerli olacak Arabuluculuk Kanunu ile birlikte arabuluculuk uygulamasının ev sahibi ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü noktasında zorunlu olacağının altını çizen Erdoğan, "Böylece kira tespit, tahliye, uyarlama, kontrat kaynaklı sorunlar, taşınmaz paylaşımı, kat mülkiyetinden kaynaklı uyuşmazlıklar, aidata ilişkin davalar zorunlu arabuluculuk sürecine tabi olacak. İhtilafların tamamı önce arabulucuya gitmek zorunda olup daha sonra dava açılabilecek. Arabuluculuk sürecini de diğer zorunlu hukuk uyuşmazlıklarında olduğu gibi, davayı açmak isteyen taraf başlatacak. Arabuluculuk şartı yerine getirilmeden doğrudan doğruya dava yoluna başvurulursa dava reddedilecek. Bilindiği üzere arabulucu tarafından düzenlenen görüşmeye, taraflar ve/veya vekilleri katılıyor. Görüşme sonunda anlaşılamazsa arabulucu ‘anlaşılamadı’ yönünde bir tutanak düzenliyor. Ardından da dava yoluna gidiliyor." şeklinde konuştu.
"DAHA AZ ZAMAN VE PARA HARCANMIŞ OLACAK"
Arabuluculuk yönteminin vatandaşa birçok faydası olduğunu ifade eden Erdoğan, "İlk evvela, arabuluculuk süreci anlaşmayla sonuçlanabilirse taraflar birlikte çalışmayı sürdürebilir ve ilişkilerine devam edebilirler. Diğer önemli avantaj da uyuşmazlığın mahkemeye taşınması durumunda, yıllar boyu sürebilecek olan yüksek maliyetli ve yorucu dava süreci yerine ihtilafı hızlıca çözüme kavuşturma özelliğine sahip olmasıdır. Böylece her 2 taraf da daha az zaman ve para harcamış olur, hem de mahkemeler fazla iş yüküne maruz kalmamış olur. Yine arabuluculuk müessesesi, gizlilik esasına dayandığı için mahkemede normal şartlarda konuşmaya çekinebilecekleri konular hakkında da birebir görüşüp karşılıklı diyalog ve empati ile uzlaşmaya daha kolay varabilmektedirler." dedi.
"BAZI ARABULUCULAR İNİSİYATİF ALMIYOR"
Arabuluculuk uygulamasının neredeyse hiçbir dezavantajı olmadığına vurgu yapan Erdoğan, "Müessesenin dezavantajı pek yok. Sadece uygulamada bir takım aksaklıklar oluyor, sürecin hızlı ilerlemesini etkileyen o kadar. Bir de arabulucuların bir kısmı inisiyatif almamak için tarafları sadece bir araya getirmekle yetiniyorlar, sulh süreci için bir çaba göstermiyorlar. Sadece tutanağı hazırlamayı görev sayıyorlar. Bu da elbet arabuluculuğun ruhuna uygun değil. Ama özellikle kira artışına getirilen maksimum yüzde 25 sınırlamasından ve fahiş kiralardan ötürü açılan davaların çokluğu, duruşma günlerinin kimi zaman 1 sene sonrasına veriliyor olmasından ötürü çıkan olumsuz durumların daha kısa ve karşılıklı müzakere yoluyla çözülebilmesi açısından 1 eylülde yürürlüğe girecek bu düzenlemenin ülkemiz için faydalı olacağı kanısındayım." ifadelerini kullandı.