Emeklemiyor koşuyor
Müslüman ülkelerin hazır giyime harcadığı 250 milyar doların yüzde 80’ini muhafazakâr giyim oluşturuyor. E-ticaretle birlikte bu rakamın her geçen gün arttığını belirten Birkan, “Türkiye sektörün lideri. Emekleme döneminden sonra yürümüyor koşuyoruz” dedi
Muhafazakâr giyim sektörü gün geçtikçe büyüyor. Müslüman ülkelerde 2017 yılında hazır giyime harcanan yaklaşık 250 milyar doların yüzde 80’i muhafazakâr giyime ödendi. E-ticaretin gelişmesiyle de harcama rakamları her geçen gün artıyor. Muhafazakâr giyimin 2020 yılında 270 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye, sektörde lider ve ön açıcı konumunu sürdürüyor. Öyleki muhafazakâr giyim konusundaki Türkiye ve Ortadoğu’daki tek fuar ‘Lifestyle-Turkey 2018 Muhafazakâr Giyim Fuarı’ adıyla Türkiye’de yapılıyor. Geçtiğimiz yıl ilki yapılan fuarının 2’ncisi 15-17 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
SO Fuarcılık’ın üstlendiği organizasyonda, geçtiğimiz yıl 8 ülkeden 82 marka yer alırken bu yıl 30 ülkeden yaklaşık 5 bin mağaza ve butik yeni ürünlerini sergileyecek. SO Fuar Proje Satış Müdürü Deniz Birkan’ın verdiği bilgilere göre, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin neredeyse tamamı fuara katılım gösteriyor. Avrupa’dan İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin yanı sıra Tokyo’dan bile katılanlar var. 16 bin metrekare alanda yapılacak fuarda hazır, dış, spor ve plaj giyimin yanı sıra başörtüsü, abiye ve gelinlik, büyük beden kıyafetler alıcılarla buluşacak.
Fuar sayesinde Türkiye’deki üreticilerin butik ve mağazalarla buluştuğunu belirten Birkan, “Muhafazakâr ürünleri toptan alabilecek mağaza ve butikler fuara katılarak sipariş anlaşmaları yaparak ülkelerine dönüyorlar. Üretici ve alıcı arasında bir bağ kurulmuş oluyor. Arz ve talep dengesi çok önemli. Geçtiğimiz yıl yurt dışından 220, yurt içinden 2 bin 750 mağaza ve butik fuardaydı. Bu yıl yurt dışından 1.000, yurt içinden de 4 bin mağaza ve butiğin yer alacağını tahmin ediyoruz” dedi. İlk yılında 10 milyon dolarlık bir hacim yaratan fuarın, bu yıl bu rakamı 3 veya 4’e katlaması da bekleniyor. ‘Muhafazakâr giyim modası’ denildiğinde İstanbul’un akla gelmesini istediklerinin de altını çizen Birkan, “Sektörün emekleme sürecinden sonra yürümüyor koşuyoruz. 5 yıl sonra dünyada marka olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Stantların etrafı kapatılıyor
Muhafazakâr giyimde tasarımın çok önemli olduğunu belirten Deniz Birkan, “Üreticiler de bu yönde çalışmalarını yürütüyorlar. Kalite ve tarz olarak gelişiyor sektör. Tasarıma yatırım yapılıyor. En küçüğünden en büyüğüne her şirkette yaz ve kış koleksiyonları yapılıyor. Koleksiyon lansmanları takip ediliyor. Firmalar tasarımları kopyalanmasın diye standının kenarını bile kapatabiliyor” dedi.
Mayo ve feracelere talep artıyor
Son zamanlarda muhafazakar mayo ve feracede büyük bir talep olduğunu anlatan Deniz Birkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tesettür dini bir kavram ancak muhafazakâr bir giyim tercihi. Ürünler birbirini desteklediği için birlikte gelişim yaşıyorlar. Eskiden yüzme şansı olmayacağını düşünen muhafazakâr giyinenler mayoların değişmesiyle daha fazla denize de gider oldu. Fuarda 3-4 firmamız var muhafazakâr mayo üreten.”
Türkiye’nin tekstilde kalite olarak çok iyi ürünler üretmesine rağmen ciddi bir markalaşma sorunu olduğunu belirten Deniz Birkan, “Türkiye’de üretim yapan yaklaşık 300 firmamız var. Ancak global anlamda marka olarak sayabileceğimiz firma sayısı ancak 10’dur” dedi.