Deutsche Bank 'kriz'e yol açabilecek olayları sıraladı
Deutsche Bank 'finansal krize' neden olabilecek gelişmeleri bir bir sıraladı. Artık uzmanlar 'kredi balonu patlar mı'dan ziyade 'ne zaman' patlayacağını tartışıyor.
Deutsche Bank stratejistleri Jim Reid, Nick Burns, Sukanto Chanda ve Craig Nicol yazdıkları bir raporda küresel finans sistemi için tehdit oluşturan ve 'aşırı' görünen bazı olaylara dair uyarıda bulundu.
Uzmanlara göre; Merkez Bankaları'nın devasa boyuttaki bilançoları, birçok varlık sınıfındaki değerlemeler, Çin ve İtalya'da çıkabilecek olası kriz, küresel ticaretteki dengesizlikler ve oyun değiştirici nitelikteki 'popülist' siyasi yaklaşımlar gelecekte finansal krize neden olabilecek faktörler arasında yer alıyor.
Stratejistler gelecekteki bir finansal şokun olup olmayacağının öngörülmekten uzak olduğunu ancak aşağıda yer alan listenin finansal sistemdeki sıkıntıları göstermek açısından önemli olduğunu ve bu sorunların küresel finans sisteminde sıkıntılara yol açabileceğini belirtiyor.
MERKEZ BANKALARI'NIN POLİTİKALARI
Aralarında ABD, Avrupa ve İngiltere Merkez Bankaları'nın da bulunduğu önde gelen bankaların finansal piyasaları ve bankacılık sistemini destekleyen trilyonlarca dolar değerindeki varlık alımlarını hatırlatan uzmanlar bu programların azaltılmasının "bilinmeyene yolculuk" olduğunu ifade ediyor. Uzmanlar, "Birçok küresel varlık fiyatlarındaki yükselişe de bakıldığında tarih, bu yöndeki adımların önemli sonuçları olabileceğini gösteriyor. Ekonomiler beklentinin aksine zayıflar ve merkez bankaları duraksarsa yine benzerine rastlanmamış bir küresel durum ve istikrarsız finans sistemiyle karşılaşılacak.
CEPHANELER TÜKENDİ Mİ?
Stratejistlere göre; hali hazırda sıfıra yakın faiz oranları ve yüksek seviyedeki borçluluk oranı olması nedeniyle hükümetler ve merkez bankaları resesyonla karşı karşıya geldiğinde cephanesiz kalabilir.
Uzmanlar "Bir yol ayrımındayız ve para politikası anlamında çıkmaz sokağa yakın olduğumuz için bir sonraki düşüşte ekstrem olaylarla karşılaşabiliriz" değerlendirmesini yaptı.
DAHA FAZLA GENİŞLEME MÜMKÜN MÜ?
10 yıl önceki finansal krizden bu yana enflasyonun yükselememesi Merkez Bankaları'nın başını ağrıtıyor. Deutsche Bank "Baz senaryomuz olmasa bile son enflasyon verisini ve Trump'ın mali konulardaki zorluklarını göz önüne aldığımızda piyasaların daha fazla parasal genişlemeye gitmesi tamamen imkansız değil. Eğer bankalar yeniden parasal genişlemeyi artırırsa yeniden negatif faizlere dönme, bankacılık ve finansal sistem konusunda endişe etme riski de var" dedi.
İTALYA KRİZİ KAPIDA MI?
Banka, Euro Bölgesi'nin en büyük 3. ekonomisi olan İtalya'da daha fazla siyasi ve ekonomik belirsizliklere dair de uyarıyor.
"Popülist partiye olan yüksek destekle seçimlere yaklaşan, düşük ekonomik performans gösteren, yüksek borcu ve kırılgan bankacılık sistemi olan bir ülke gelecek bir kriz için potansiyel oluşturuyor" değerlendirmesine yer verildi.
ÇİN KRİZİ OLUR MU?
Birçok ekonomistlerin sert iniş beklediği Çin ekonomisinde imalat sanayiden hizmet sektörüne yatırımdan tüketime kadar birçok alanda hala geçişe ihtiyaç olduğuna dikkat çekiliyor.
Hızlı kredi artışının büyümeyi desteklediği ancak büyüme için sadece borç ve yatırımlara güvenilemeyeceğini belirten uzmanlar "Uyarı işaretleri var ve temel göstergeler hala kırılgan kalmaya devam ediyor. Büyük sorun 'kredi balonu patlar mı'dan ziyade 'ne zaman' patlayacağı.." ifadesi kullanıldı.
KÜRESEL RİSKLER
Stratejistlere göre şu anki finansal sistem büyük 'sınır ötesi akışlar' ve küresel cari işlemlerdeki dengesizlikler nedeniyle finansal sistem krizlere daha yatkın. Ticaret, ithalat ve ihracat kaynaklı bu dengesizlikler bazı ülkelerin cari fazla vermesine neden olurken bazıları ise açık veriyor. Bu da ülke içindeki politika yapıcıların ekonomilerini kontrol altında tutamamasına yol açıyor.
Raporda "Bir yatırımcı 'A' ülkesinin yatırım için iyi bir yer olduğuna inanıyorsa, diğer ülkeler de muhtemelen bu görüşü paylaşıyor. Bu nedenle akışlar da genelde aynı yönde oluyor. Ancak küresel finans sistemindeki algı değişikliğiyle akışlar bir anda tersine dönebilir ve şu anki görünüm bunu daha olası kılıyor." dendi.
POPÜLİZMİN YÜKSELİŞİ
ABD'de Donald Trump'ın Başkan seçilmesi, Brexit oylaması ve Fransa'da sağın yükselişine (Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi'nin lideri Marine Le Pen'in seçimlerdeki yükselişi) atıfta bulunan Deuteche Bank popülist partilerin diğer partilere karşı tehdit oluşturduğunu belirtiyor.
Kurum "Artan popülizm dalgası finans piyasalarını henüz istikrarsızlaştırmış değil. Belirsizlik yüksek kalmaya devam edecek ve bu partiler büyük seçimlerde ağırlığını sürdürecek" öngörüsünde bulunuyor.
VARLIK FİYATLARI
Deutsche Bank yüksek varlık fiyatları döneminde olunduğunu belirterek "Küresel varlık değerlemeleri bu kadar yüksek kaldıkça ani bir düzeltme riski her zaman olacaktır. Bu da sistemin ve küresel ekonominin dengesini bozabilir" uyarısını yaptı.
JAPONYA SORUNU
Hükümetin Başbakan Şinzo Abe'den ismini alan "Abenomics" planında ekonomi ve enflasyonu destekleme çabaları, son 5 yıldaki mali teşvikler ve yapısal reformlara rağmen Japonya'nın finansal ve demografik sorunlarla yüz yüze olduğuna dikkat çekiliyor.
BREXIT
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci de finansal şok için olası bir neden olabilir. Uzmanlar Brexit'in sancılı bir süreç olduğunu ve gelecek yıllarda birçok sonucu olabileceğini belirterek "AB ve İngiltere yeni dönemdeki ilişkileri konusunda anlaşacaktır ancak bu belirsizliklerle dolu dünyada müzakereler çıkmaza girerse İngiltere'nin Brexit 2016'daki oylamayla aldığı ayrılma kararı potansiyel kriz olabilir..." yorumunu yaptı.
AZALAN PİYASA LİKİDİTESİ
Deutsche stratejistleri gelişen ülke piyasalarına ve gelişmiş piyasa tahvil fonlarına akışın dramatik biçimde tersine dönmesine bağlı olarak piyasa likiditesinde azalma olacağına ve bunun önemli bir kırılma noktası olabileceğine de dikkat çekiyor.
(CNBC)