TAV ve Alarko gibi büyük şirketlerin yakın takibe aldığı İstanbul'a 3'üncü havalimanı projesini değerlendiren uzmanlar, 10 milyar dolarlık özelleştirme sürecinde Rekabet Hukuku zorunluluklarının dikkate alınması gerektiğini, şart koşulan prosedürler yerine getirilmez ise ihalenin "Danıştay"a götürülebileceği uyarısında bulundu.
ACTECON Rekabet ve Regülasyon Danışmanlık firması Ortağı Ali Ilıcak, Rekabet Kanunu'nun birleşme ve devralmalara ilişkin düzenlemeleri uyarınca şehirdeki birden fazla havalimanının tek bir işletme tarafından işletilmesinin yasaklanabileceğini hatırlattı.
Ilıcak, "3'üncü havalimanının işletilmesinin kime verileceğine bağlı olarak çok büyük bir hukuki açmazın içine girilmesi riski bulunuyor. Rekabet Kurulu bu tip özelleştirmelerde pazarın rekabetçi bir şekilde yapılandırılmasına yönelik öngörüş bildirir. Her ne kadar bu görüşün bağlaşıcı olmadığı söylense de özelleştirme süreci kurumun çıkardığı tebliğlere göre yürütülmezse Danıştay tarafından iptal edilme tehlikesi bulunuyor. Bu nedenle sürecin rekabet hukukuna uygun yönetilmesi çok önemli" dedi.
Yeni havalimanı İstanbul'un kuzeyinde kurulacak
Bakanlığın 3'üncü havalimanını 3'üncü köprü ile paralel şekilde şehrin kuzeyinde konumlandıracağını söyleyen Ali Ilıcak, "Bir taraftan iç pazarın organizasyonu diğer taraftan ise uluslar arası havacılık sistemine entegre yapının sağlanması ile birlikte 3'üncü havalimanının ne şekilde işletileceği sorunu gündeme gelecek. Londra ve New York örneklerine baktığımızda, bu tip çok havalimanlı şehirlerde sistem özellikle arz yapısı yönlendirilerek dizayn ediliyor. Kent merkezine yakın havalimanları tarifeli havayollarına ayrılırken, merkeze uzak olanlar ise daha ucuz havayolları tarafından terci ediliyor" diye konuştu.
Atatürk Havalimanı "butik" havalimanı olacak
3'üncü havalimanı fikrinin sadece, mevcut havalimanlarının yetersizliğinden dolayı ortaya atılmadığını söyleyen Ali Ilıcak, "Hükümetin ulaştırma politikasının başka bir bileşeni de İstanbul'un bölgenin merkezi olmasına paralel olarak gerekli önlemleri almak. Yeni liman ile birlikte uluslararası havayollarının Dubai yerine İstanbul'dan aktarma yapmasına imkan sağlayacak bir kapasite ortaya çıkacak. Kaldı ki; İstanbul'un bir finans merkezi olmasını istiyorsanız havalimanı kapasitenizi yükseltmek zorundasınız. Atatürk Havalimanı'nda bu yıl yaşananlar bu ihtiyacı net bir şekilde ortaya koydu" dedi.
3'üncü havalimanı ile Atatürk Havalimanı'nın işlevinin de farklılaşabileceğine dikkat çeken Ali Ilıcak, "Atatürk Havalimanı'nın butik bir havalimanına dönüştürülmesi söz konusu. Ancak buradaki kırılgan nokta, TAV'ın 2021 yılına kadar Atatürk Havalimanı'nı işletme hakkının bulunması. Bu durum TAV'ın Atatürk Havalimanı işletmesindeki gelir projeksiyonlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle de bakanlık gerek Atatürk Havalimanı'na yeni bir yapı kazandırma sürecinde gerekse de 3'üncü havalimanı sürecinde hak ve yükümlülükleri de düzgün analiz etmek durumunda" dedi.
Kilit rolü THY üstlenecek
İstanbul havalimanlarında yaşanacak yeni süreçte THY'nin kilit rol oynayacağını vurgulayan Ali Ilıcak, "THY'nin ne yönde bir tercih yapacağı, sürecin nalsı şekilleneceğine ışık tutacak. THY güçlü kapasitesi olmasına rağmen özellikle Atatürk Havalimanı'ndaki fiziki engeller nedeni ile sınırlı kapasitesi ile çalışmaya devam ediyor. Eğer THY uçuşlarını tamamen yeni havalimanına taşır ve uluslararası aktarmalarını oradan yapar ve Atatürk Havalimanı da THY dışındaki havayolu şirketlerinin kullanımına bırakılırsa, bütün bu uygulamalar TAV'ın 2021 yılı gelir projeksiyonlarında sorun yaşamasına neden olacaktır" dedi.
3'üncü havalimanı projesinde dikkate alınması gereken konunun, havalimanını kimin işleteceği olduğuna vurgu yapan Ali Ilıcak, "Rekabet Kanunu'nun 7. maddesi yakın lokasyonlardaki havalimanlarının tek bir şirkete verilmesini, rekabete aykırı olması münasebetiyle, yasaklamaktadır" dedi.
Rekabet Kurulu'nun öngörüşü çok önemli
Rekabet Kurulu'nun bu tip özelleştirmelerde pazarın rekabetçi bir şekilde yapılandırılmasına yönelik öngörüş bildirdiğini söyleyen Ali Ilıcak, "Bu görüş bağlayıcı olmayabilir, ancak özelleştirme sonuçlandıktan sonra gerek rakip şirketlerin gerekse de sivil toplum kuruluşlarının dava açması sonucunda, Danıştay'ın Çeşme Limanı özelleştirmesi örneğinde olduğu gibi, Rekabet Kurumu'nda görüş alınmamış olması nedeniyle ihaleyi iptal etmesi mümkün" dedi.
Bu nedenle, daha sonra büyük sorunların yaşanmaması için, rekabet hukukuna uygun bir şekilde bu sürecin yönetilmesi gerektiğine dikkat çeken Ali Ilıcak, "Rekabet Kurumu'nun vereceği görüş ve özelleştirme sonunda alacağı kararda ise aynı işletmeci şirketin her iki havalimanına birden sahip olmasını engelleyecek hükümler bulunabilir" dedi.
Haberin Devamı