Bu rakamlar basında ilk kez çıkıyor
Mehmet Emin Karamehmet’in “Sabah’ın isminde hakkım var, atv’nin de yarısı benim” itirazına rağmen halka açılma sürecinde olan Merkez Yayın Holding’in bilanço rakamlarını mercek altına aldık
Tabloları görmek için tıklayınız
Turgay Ciner, 2000 yılında Sabah Yayıncılık A.Ş şirketinin yönetim hisselerinin yarısını satın alarak adım attığı basın sektöründe yeni bir hayalin peşinde. Ciner, tartışmalı bir süreç sonunda kullanmaya başladığı atv ve Sabah markalarının itici gücüyle Merkez Holding’i halka arz etmek istiyor. Son 6 yılda Ciner’in Merkez adıyla kurduğu şirketlerinin tek tek veya toplu mali durumunu gösteren hiç bir belge (halka açık olmadığından) kamuoyuna yansımamıştı.
Dolayısıyla bu haber analiz yazısıyla kamuoyu, Ciner’in kurduğu medya şirketlerinin toplu bilanço rakamlarını ilk kez görecek. Burada kullanılan rakamlar, “Merkez Yayın Holding A.Ş ve bağlı ortaklıkları 1 Ocak-30 Haziran 2006 ara dönemine ait bağımsız denetim raporu”ndan alınmıştır. Rapor tanınmış denetim şirketi Deloitte Touche Tohmatsu’nun Türkiye’deki üyesi Denetim Serbest Mali Müşavirlik A.Ş tarafından hazırlandı. Rapordaki imza ise şirketin sorumlu ortak baş denetçisi Hüseyin Gürer’e ait.
Önce rakamların kısaca üzerinden gidelim.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na 433 milyon dolar (10 yıllık vadeye bağlanan) borcu olan grubun konsolide bilanço büyüklüğü, 2006 Haziran itibarıyla 789 milyon YTL (Yaklaşık 526 milyon dolar). Bir önceki yılın aynı dönemine göre ciddi bir büyüme gerçekleşmediği anlaşılıyor.
Buna karşılık bilançonun “Yükümlülükler” bölümü incelendiğinde grubun kısa vadeli finansal borçlanmasının 53 milyon YTL artarak 91 milyon YTL’ye çıktığı görülüyor. Aynı dönemde (2006/6 aylık bilanço ile 2005/Aralık ayı bilançosuna bakıldığında) özsermaye 6 ay içinde 132 trilyon liradan, 68 trilyon liraya düşmüş. Bu gerilemenin en büyük nedeni TMSF’ye olan dolar cinsi borcun kur farkından kaynaklanıyor. Ancak gelir tablosuna göz atıldığında kur farkı kayıplarının (kambiyo zararları) 105 milyon YTL olmasına karşılık, şirketlerin aynı dönemde 36 milyon YTL kambiyo kârı elde ettiği anlaşılıyor. Yani Merkez Grubu şirketleri 2006 yılının ilk altı ayında 36 milyon YTL kambiyo kârı elde etmese, grup 6 ayı 63 milyon YTL zararla değil, belki 100 milyon YTL gibi rekor bir zararla kapatacaktı. Bu durum şirketin özsermayesini yitirmesine ve ortakların Türk Ticaret Kanunu’na göre derhal sermaye koymalarını zorunlu kılacaktı.
Soru bölümünde yer aldığı için kısa keseyim: Merkez Grubu 2005 yılında da (kurun adeta sabit kaldığı bir yıl) 30 milyon YTL gibi (2005 yılını kârla kapatmalarını sağlayan) kambiyo kârı elde ediyor ki raporda, bu becerinin hangi fonla ve nasıl elde edildiğine dair şüphelerimi yanıtlayacak bir dip not göremedim.
Grubun satış gelirleri incelendiğinde 552 milyon YTL bir satış gerçekleştirdiği, satışların maliyetinin ise 459 milyon YTL olduğu görülüyor. Yani grubun günlük satış geliri 3 milyon YTl olurken, satış gideri 2.5 milyon YTL olmuş. Esas faaliyet giderlerini de eklediğinizde grubun 22 milyon YTL gibi 6 aylık bir Net Esas Faaliyet Kârı elde ettiği, kâr marjının da yüzde 3.9 gibi düşük bir oran olduğu anlaşılıyor.
Mevcut haliyle Merkez Grubu’nun esas faaliyet kârı elde ederken sıkıntılı bir tablo yaşadığı görülüyor.
3 bin 115 kişiyi istihdam eden (2005 ortalaması 2.913 kişi) ve 30 milyon YTL sermayesi bulunan Merkez Yayın Holding’in ana ortağının yine Ciner’e ait Park Yatırım Holding olduğu anlaşılıyor.
SPK’dan gerekli izinler alınmadı ama hisse başına zararı 2.12 YTL olan Merkez Yayın Holding’in hisse başına 40-50 YTL arasında satılması planlanıyor. Hisselerin 17 aracı kurumdan oluşacak konsorsiyumla halka arz edilmesi planlanıyor. Dün yazdığım gibi bankacılarla bir araya gelen holding yetkilleri, halka arz ile şirketlerinin piyasa değerinin 985 ile 1.2 milyar dolar arasında olmasını beklediklerini söyledi. Bilgilere göre yüzde 34.5 oranında hisse satısıyla Ciner’in 425 milyon dolar gelir elde etmesi amaçlanıyor. Halka arz gelirinin yarısının da TMSF’ye olan borçların bir kısmının kapatılması için kullanılacağı ifade ediliyor. Toplantıda Merkez Grubu’na en çok sorulan sorular ise “atv’nin yayın hakkı ile isim hakkı geri dönme ihtimali ne kadardır ve Sabah’ın isim hakkı konusunda bir terslik yaşanabilir mi” oldu. Doğrulanmayan bir başka bilgiye göre, başta İş Bankası olmak üzere bir kaç aracı kurum, Ciner’e satış garantisi verecek. Halk satın almasa bile hisse senetlerini kendi portföylerine katacaklar.
Rapordan dikkat çeken notlar...
Davalardan neden bahsedilmiyor?
60 sayfalık raporu incelediğimde aklıma pek çok soru takıldı. Eğer bu şirket halka açılacaksa yatırımcılara bu şirketi satmaya hazırlanan tüm aracı kurumların dikkat etmesi gereken noktalar var. Raporu hazırlayan Deloitte Touche Tohmatsu umarım beni aydınlatır.
Bu raporun en önemli eksiği, atv Televizyonu’nun frekans haklarının geri alınması yolunda devam eden dava ve girişimlerden bahsedilmemiş olması. Raporun, 38’inci sayfasında atv Televizyonu frekans ve yayın haklarını kullanmaya devam edecek deniliyor. Ancak, 7. Ticaret Mahkemesi’nde Dinç Bilgin’in şirket ortaklarından yetkisiz atv’nin yayın haklarını Ciner’e sattığını bu satışı hükümsüz kılabilecek bir davanın sürdüğü söylenmiyor.
Yatırımcılar halka arzdan önce, bu sorulara yanıt arıyor
Kambiyo kârlarını nasıl elde ettiler?
Merkez Grubu şirketlerinin kambiyo kârları çok dikkat çekiyor. Döviz kurunda pozisyon alabilecek kadar nakit üretemeyen ve öz sermayesi zayıf olan grubun, 2005 yılınının ilk altı ayında 30, 2006 yılının 6 aylık döneminde de 36 milyon YTL kambiyo kârı elde etmesinin sırrı nedir? Bu kârların bilanço makyajlamak amacıyla fiktif üretildiğine dair bir işaret olmamakla birlikte, nereden geldiğinin raporda yazılmamış olması şüphe uyandırıyor.
Ciner’in borcunu silen finans kurumu kim?
Yine aynı denetim şirketi tarafından hazırlanan ve Holding’in 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait konsolide mali tablolarını gösteren raporun 31’inci sayfasında grubun, Park Marina’ya 7.8 milyon YTL borcu bulunduğu, Park Marina’nın bu parayı bir finans kurumundan kredi olarak kullandığı, ancak finans kuruluşunun Park Marina’dan alacağından vazgeçtiği, Park Marina’nın da Merkez’den bu parayı geri istemediği ve konusu kalmayan borç miktarının mali tablolara kazanç olarak yansıdığı yazıyor. Böyle bir işlemin vergisel boyutlarını bir kenara bırakın, hiç bir raporda rastlayamayacağınız bu tip değerlendirmenin uluslararası bir denetim şirketi tarafından yapılmış olması, Merkez Grubu’nun mali tablolarının gerekli özen ve dikkatle hazırlanmadığına işaret sayılabilir mi?
TMSF’ye 3 milyon $’lık kira bedeli ödenmedi mi?
Yine son 3 yıllık mali tabloların 34’üncü sayfasında “2005 yılında lisans kira bedeli tahakkuk edilmemiştir. Satel, Bilgin Yayıncılık ve Grup arasında (Merkez) yapılan protokole göre 31-12-2005 tarihi itibarıyla lisans sözleşmesi sonucu oluşan bakiyeler kârşılıklı mahsup edilmiş ve grup fazla tahakkuk etmiş olduğu 4.8 milyon YTL’yi ekli konsolide gelir tablosunda konusu kalmayan tahakkuklar olarak kayıtlara alınmıştır” deniliyor. Merkez Grubu, Bilgin Grubu ile TMSF’nin onayladığı satış anlaşmasını Mayıs 2005 tarihinde imzaladı. Ve satın alma süreci başladı. Yanlış anlamıyorsam, Merkez’in o tarihe kadar TMSF’ye ödemesi gereken 4 aylık kira bedeli bulunuyordu. Bu ifadeden bu bedelin ödenmediği anlaşılıyor. Bu ise nereden bakarsanız, (yıllık lisans kira bedeli 10 milyon doların altında olmaması hükmü gereği) TMSF’nin 3 milyon dolarlık bir kira bedelinden vazgeçtiği anlamına geliyor.
YARIN
1- İş Bankası’na sorular
2- 20 milyon dolar borç bilançodan nasıl çıkarıldı? Bu 20 milyon dolar bilançonun borç kalemine yansıdığında ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
3- Gelir rakamlarına göre Merkez Grubu’nun reklam ve satış gelirlerinin Doğan Grubu’nun bir kaç katı olması mümkün mü?