Belirsizlikler azaldı dalgalanma olmaz
İş Bankası Genel Müdürü Bali, 2016’ya belirsizliklerin nispeten azaldığı koşullarla girildiğini vurgulayarak, “Bu yıl aşırı dalgalanmalar yaşanma olasılığı 2015’e göre daha düşük” dedi.
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, 2016 yılına belirsizliklerin nispeten azaldığı koşullarda girildiğini söyledi. Merkez Bankası ve BDDK’nın 2011’den bu yana aldığı önlemlerin kredilerdeki büyümenin sürdürülebilir düzeyde gerçekleşmesine, ekonominin de herhangi bir sert iniş olmadan yavaşlamasına olanak sağladığını belirten Bali, 2015’teki faaliyet ortamının geçmiş dönemlerden farklı olarak bir dizi belirsizliği şekillendirdiğine dikkat çekti.
Ekonomik istikrar arttı
Seçimlerden sonra 2016 yılında ekonomik ve siyasi açıdan genel olarak istikrarın arttığı bir döneme girildiğine dikkati çeken Bali, finansal piyasalarda Türkiye’ye özgü risklerden kaynaklanabilecek aşırı dalgalanmalar yaşanma olasılılığının geçen yıla göre daha düşük göründüğünü vurguladı.
Küresel piyasalardaki oynaklıkların yurt içinde yaratabileceği riskleri bertaraf edebilmek amacıyla TCMB’nin son yıllarda daha esnek bir para politikası izlediğini anlatan Bali, Fed’in faiz artırımı sonrası bankanın, esnek bir para politikasından ziyade; sade, kolay anlaşılabilir ve piyasada etkileri doğrudan hissedilebilir bir para politikası stratejisine ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Anlaşılabilir politika
Nitekim, geçen ay Fed’in 9 yıllık bir sürenin ardından 25 baz puanlık ilk faiz artırımını yapmasının akabinde Merkez Bankası’nın da para politikasında sadeleştirme adımlarına bu yıl başlayabileceğinin sinyalini verdiğini aktaran Bali, şöyle devam etti: “Merkez Bankası’nın bu yönde atacağı kademeli adımlarla politika faiz oranının, halihazırda yüzde 7.5 olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranının yaklaşık 100 baz puan üzerinde seyreden ağırlıklı ortalama fonlama maliyetine yakınsamasının sağlanacağı anlaşılıyor. Bu gelişme ilk etapta faiz artırımı gibi görünse de bunu esasen TCMB’nin piyasaya sunduğu fonlamanın efektif maliyetinde değişiklik yaratmayacak bir hamle olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu çerçevede, daha anlaşılabilir bir para politikası daha öngörülebilir bir yatırım ortamını da beraberinde getirecektir.”
Adnan Bali’ye göre
- Merkez Bankası ve BDDK’nın 2011’den bu yana aldığı önlemler ekonominin sert iniş olmadan yavaşlamasına olanak sağladı.
- Seçimlerden sonra 2016 yılında ekonomik ve siyasi açıdan genel olarak istikrarın arttığı bir döneme girildi. Finansal piyasalarda Türkiye’ye özgü risklerden kaynaklanabilecek aşırı dalgalanmalar yaşanma olasılılığı geçen yıla göre daha düşük görünüyor.
- Daha anlaşılabilir bir para politikası daha öngörülebilir bir yatırım ortamını beraberinde getirecektir.
- Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışabilmesi için yapısal reformlar alanında somut adımların atılması önem taşıyor.
- Sektör genelinde 2016 yılında kredilerde dengeli bir büyüme trendinin sürmesini öngörüyoruz.
- Rusya ile yaşanan gerginliğin uzun vadeye yayılması halinde ekonomi üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin varlık kalitesi açısından izlenmesi önem arz ediyor.
- Bankaların bilanço yükünü azaltacak düzenlemeler uygulamaya konulursa Türk bankaları büyük projelere daha uygun maliyetlerle kaynak aktarabilir.
- Takipteki alacak oranı sınırlı bir artışla yüzde 3.01 seviyesinde gerçekleşti. TL’deki değer kaybının gecikmeli etkilerine ve kredi hacminin ılımlı büyümesine bağlı olarak varlık kalitesinde yaşanabilecek bozulma sınırlı kalır.
Rusya endişesi
Yasal düzenlemelerin sermaye yeterliliği üzerindeki etkisi ve küresel piyasalarda ABD’nin faiz artırımları nedeniyle beklenenin üzerinde dalgalanma yaşanması gibi finansal risklerin yanı sıra artan jeopolitik risklerin 2016’da performans ve bilançoları etkileyecek en önemli konu başlıkları olacağını kaydeden Adnan Bali, Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışabilmesi için yapısal reformlar alanında somut adımların atılmasının önemini vurguladı. Bali, “Hükümet tarafından açıklanan ekonomik programda yapısal reformlara odaklanılmasını bu bakımdan önemsiyoruz” diye konuştu. Sermaye yeterliliği, kârlılık ve aktif kalitesinin korunmasının yeni yılın ana gündemi olacağını dile getiren Adnan Bali, “Rusya ile yaşanan gerginliğin uzun vadeye yayılması halinde ekonomi üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin varlık kalitesi açısından izlenmesi önem arz ediyor” dedi.