Bekleyiş yoruyor
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, ekonomiyi yoran süreçlerden birinin bekleyiş ve belirsizlik hali olduğunu belirterek, “16 Nisan sonrası neye odaklanacağız önemli” dedi
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, belirsizlik halinin ekonomiyi yorduğunu, 16 Nisan’da yapılacak referandum sonrası Türkiye’nin yeni bir tarihe odaklanıp odaklanmayacağının önemli olacağını söyledi.
Bali, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde gazetecilerin sorusu üzerine, “Ben referandum sonrası Türkiye gündeminin burada etkili olacağını düşünüyorum. Yani referandumdan sonra biz işimize gücümüze dönüp hepimiz kendi rollerimizin gereklerini yapmaya mı devam edeceğiz yoksa yine bir başka tarihe odaklanıp bir başka gündeme odaklanıp bekleyiş haline mi gireceğiz?” dedi.
Yatırımcı geleceği görecek
Adnan Bali, ekonomiyi yoran süreçlerden birinin bekleyiş ve belirsizlik hali olduğunu vurguladı. Yatırımcıların gelecekte ne olacağını görme ihtiyacı hissettiklerini belirten Bali, şöyle devam etti:
“Bu yüzden kamunun bu son dönemde almış olduğu tedbirlerin sonuçlarını yeteri kadar hissedemediğimizi düşünüyorum. Ben biraz daha önümüzü gören belirleyici bir döneme girdiğimizde alınan tedbirlerin çıktılarının çok daha fazla hissedileceğini düşünüyorum.”
Masamdaki trafik arttı
Bu yıl kredi talebinde Şubat ayına kadar bir canlılık görmediklerini belirten Adnan Bali, “Ben bunu masamdaki dosya trafiğinden anlarım. Bir süreden beridir dosyalarla meşgulüm, masadaki trafik arttı. Hem hane halkına yönelik iç talebin canlanması hem de iş dünyasına yönelik işletme sermayesi ihtiyacını karşılaması, kredileri bir miktar hareketlendirdi gibi görünüyor” şeklinde konuştu. Bali, takibe dönüşen kredilerle ilgili soruya da “Ben sorunlu kredilerde majör bir problem görmüyorum... Yönetebiliyoruz bu süreçleri” yanıtını verdi.
Yakıt göstergesi kırmızı yanmasın
ADNAN Bali, sermaye yeterlilik rasyolarının yüzde 15’in altına gelmesinin ardından sektörün her işe odaklanmaktan vazgeçmek durumunda kaldığını bunun da sektör açısından olumlu olduğunu söyledi. Sermaye yeterlilik rasyosunu (SYR) arabanın yakıt göstergesine benzeten Bali, şöyle devam etti: “Eğer ibre kırmızı bölgeye geçtiyse arabayı huzurlu kullanamazsınız. ‘Nerede istasyon var’ diye arayış içinde olursunuz. Bu sürede yakıt tüketimini en aza indirecek şekilde aracı kullanırsınız. Zamanında sektörün SYR oranı yüzde 18 iken, yüzde 12’ye geniş bir dalga boyu varken, kârlı olan olmayan her işe girebiliyorduk. Çünkü bunlar gelir yaratıyordu. Fakat SYR yüzde 15’in altına gelmeye başlayınca, bir de piyasalarda çok ciddi dalgalanmalar nedeniyle SYR artı-eksi yönde 2 puan değişmeye başlayınca kredi politikalarımızı daha hassas değerlendirmek zorunda kaldık.
Bu defa bunun terbiyevi yönü de oldu. Kârlı, kârsız her işe atlamak gibi bir noktadan çıkıldı.”